AKTIF IS HAYATINA DEVAM ETMEK ISTEYENLER PERITON DIYALIZINI TERCIH EDIYOR!

AKTIF IS HAYATINA DEVAM ETMEK ISTEYENLER  PERITON DIYALIZINI TERCIH EDIYOR!

Pandemi ve mobil yasamla birlikte, saglikta tedavi biçimleri de degisiklik gösteriyor. Böbrek hastaliklarinda diyaliz tedavisinin önemine deginen Doç. Dr. Ayça Inci, aktif is yasamina devam edenler için periton diyalizi konusunu anlatti.

Türk Nefroloji Dernegi’nin 2019 tarihli Ulusal Böbrek Kayit Sistemi verilerine göre ülkemizde son dönem böbrek hastasi olup böbrek yerine koyma tedavisi alan hasta sayisi yaklasik 84.000’dir. Böbrek yerine koyma tedavileri; hemodiyaliz, periton diyalizi ve böbrek naklidir. Ülkemizde bu tedaviler arasinda periton diyalizi orani ise yaklasik %4 kadardir.

 Günümüzde kronik böbrek rahatsizligina yol açan en önemli iki hastaligin diyabet ve hipertansiyon olduguna dikkat çeken Antalya Egitim ve Arastirma Hastanesi Nefroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Ayça Inci, “Iyi kontrol edilmeyen diyabet ve hipertansiyon, böbregin yapisini bozarak kronik böbrek hastaligina neden olmaktadir. Bu nedenle diyabet ve hipertansiyonu olan hastalarin böbrek hastaligi gelisimi açisindan takibi çok önemlidir. Böbrek hastaligi gelisimi için diger risk faktörleri ise; obezite, böbrek tasi öyküsü, kalp-damar hastaliklari, sigara içmek, ailede böbrek hastaligi öyküsü, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu ve tüm vücudu etkileyebilen romatizmal hastaliklardir.” diye konustu.

Kimler periton diyalizi tedavisi görebilir?

 Kronik böbrek hastalari artik son evreye geldiklerinde böbrek yerine koyma tedavilerinin hastalara anlatilarak, hastanin tibbi durumu, sosyal yasantisi göz önüne alinarak hasta ile birlikte karar verildigini ifade eden Doç. Dr. Ayça Inci söyle devam etti: “Böbrek nakli bu tedaviler arasinda hastalarimiz için en çok istedigimiz seçenektir. Ancak kadavradan nakil oranlari halen çok düsük. Ülkemizde canli vericisi olmayan bir hasta kadavra bekleme listesine alinarak, hemodiyaliz veya periton diyalizine baslamaktadir. Periton diyalizi için ideal adaylar; zihinsel islevleri korunmus, görme yetisi yeterli, batin cerrahisi geçirmemis, yasadigi evde periton diyalizi için uygun ortami olan hastalardir. Ancak günümüzde cerrahi tekniklerin gelismesiyle beraber kateter koyulmasi sirasinda yapilan müdahalelerle batin cerrahisi geçirmis bir hastaya da periton diyalizi yapabilmektedir. Periton diyalizinin tercih edilmemesi gereken durumlar ise söyledir; aktif inflamatuar bagirsak hastaligi, akut divertikülit, akut iskemik bagirsak hastaligi, karin içi apseler ve ciddi psikolojik hastaliklari olan hastalardir.”

 Periton diyalizinin son dönem böbrek hastalarinda etkin bir tedavi olmasinin yani sira birçok avantaji olan bir yöntem oldugunun altini çizen Inci, “Hemodiyaliz tedavisine göre periton diyalizi tedavisi; kendi tedavisinde söz sahibi olmak isteyen, daha özgür bir hayat sürmek isteyen, teknik olarak maliyeti ve zahmeti daha az, bir tedavi merkezine bagli kalinmayan hastane kaynakli enfeksiyon oranlarinin düsük oldugu bir tedavi seklidir.” açiklamasinda bulundu.

Periton diyaliz hastalarinda hemodiyaliz hastalarina göre nakledilen böbregin daha erken dönemde çalismaya basladiginin gözlemlendigini ifade eden Inci, “Ayni zamanda kalan böbrek islevleri yani idrar çikislari daha uzun süre devam eden periton diyaliz hastalari için bu da nakil sonrasinda bir avantajdir. Periton diyalizi yasam kalitesini artirmak disinda hastanin hayata katilmasini saglayan önemli bir tedavi yöntemidir. Aktif is hayatina devam etmek isteyen hastalar çogunlukla periton diyalizini tercih ediyor.” diye konustu.

  Periton diyalizi hakkinda dogru bilinen yanlislar olduguna dikkat çeken Doç. Dr. Ayça Inci sözlerini söyle sürdürdü: “Periton diyalizi; karin bosluguna yerlestirilen ince yumusak bir kateterle karin içine belirli miktarlarda solüsyonlar doldurularak karin zari araciligiyla yapilmaktadir.

 Kullanilabilir bir karin zari olan her hastada periton diyalizi yapilabilir. Periton diyalizinin tibbi olarak yapilamayacagi durumlar aslinda çok sinirlidir. Ancak diyaliz öncesi dönemde egitim almamis kronik böbrek hastalarinda çogunlukla periton diyalizi konusunda önyargi olabilmektedir. Kronik böbrek hastalarina son evreye gelmeden diyaliz öncesi dönemde böbrek yerine koyma tedavileri anlatilmali ve birçok avantaji olan periton diyalizi tedavisinden hastalar mahrum birakilmamalidir. Özellikle enfeksiyon konusunda tedirgin olan hastalarimiza hemodiyalize göre enfeksiyon riskinde bir artis olmadigini anlatmamiz gerekmektedir. Evde uygulanan bir tedavi olan periton diyalizinde hastaya enfeksiyonlari önlemek için hangi kurallara uymasi gerektigi egitim sürecinde detayli olarak anlatilmaktadir ve hijyen kurallarina uyduklari sürece bir sorun olmamaktadir.”

SGK periton diyalizi tedavisini karsiliyor

Periton diyalizinde kateter yerlestirilmesi, sonrasinda gerekli tibbi ve sarf malzemelerin SGK tarafindan karsilandigina ve hastalardan hiçbir asamada ücret talep edilmedigine özellikle dikkat çeken Ayça Inci, “Periton diyalizi tedavisi, seyahat etmesi gereken veya seyahat etmek isteyen hastalar için uygun bir tedavidir. Tüm ekipmanlar tasinabilir oldugu için hiçbir seyahat kisitlamasi yoktur, hastanin tek ihtiyaci gittigi yerde periton diyalizi islemini yapabilecegi uygun ortamin bulunmasidir.” dedi.

 Pandemi sürecinde periton diyalize ilgi artmistir

 Antalya Egitim ve Arastirma Hastanesi Nefroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Ayça Inci, periton diyalizi tedavisinin pandemi döneminde hastalara sagladigi avantajlari ise söyle siraladi: “Pandemide tüm dünyada slogan olan ‘Evde Kal’ sloganina en uygun tedavi periton diyalizidir. Periton diyaliz hastalarimiz evde tedavilerine devam ettikleri için sosyal izolasyonlari tam olarak saglanabilmistir. Kendi merkezimizde pandemide hasta sayisinin arttigi dönemlerde hasta kontrolleri çogu zaman teletip yöntemiyle saglanmis, klinik gereklilik halinde hastalar hastaneye çagirilmistir. Son evre hastalarimizda pandemi sürecinde periton diyalizine ilgi bu nedenlerle artmistir.”