ALIAGA' DA YINE SÜPHELI BIR GEMI SÖKÜLMEK ISTENIYOR..

ALIAGA

Türkiye Mühendis ve Mimarlar Odasi Birligi, Izmir Il Koordinasyon Kurulu; sökülmek üzere Aliaga'ya getirilmek istenen ve asbestli oldugu öne sürülen askeri uçak gemisi hakkinda açiklamada bulundu.

"Aliaga Bölgesinde yasanan çevre ve halk sagligina yönelik olumsuzluklar TMMOB Il Koordinasyon Kurulu tarafindan da yillardir dile getirilmektedir. Ülkemizde Izmir ili Aliaga ilçesinde Nemrut körfezinde yaklasik 380 000 m2 arazi üzerinde 22 adet gemi söküm tesisinde yilda yaklasik 900 000 ton hurda gemi sökülmekte, parçalanarak özellikte demir-çelik sektörü için hammadde girdisi saglanmakla birlikte, gemi sökümünün yarattigi çevre kirliligi ve isçi sagligina yönelik olusturdugu riskler bölge için ciddi bir sorun olmaya devam etmektedir.  Gerçeklestirilen uygulamalar ile ilgili olarak karsimiza çikan tablo ve yasanan örnekler de kaygilarimizi ve hakliligimizi arttirmaktadir." diyen kurul üyeleri sözlerine söyle devam etti:

"Hurda gemi söküm islemleri, çevre ve insan sagligi açisindan kirletici unsurlar tasimasi nedeniyle, kontrol altinda bulundurulmasi ve çevre açisindan gerekli önlemlerin alindigi bölgelerde yapilmasi gereken çevresel riski yüksek faaliyetlerdir. Genellikle 20 yas ve üzeri gemilerin yapiminda izolasyon maddesi olarak kullanilan asbestin sökülmesi, geçici ve nihai depolanmasi, hurda gemilerde faaliyet türlerine göre farkli türde atiklarin, agir metallerin, madensel yaglarin, Poliaromatik Hidrokarbonlarin (PAH), Poliklorlü Bifenillerin (PCB), tehlikeli atiklarin  önemli ölçüde çevre kirliligi olusturma riski bulunmaktadir. Çevresel riski yüksek olan ve gerçeklestirilmesi halinde gerekli özel önlemlerin alinmasi ve uygulanmasi maliyetleri de yüksek olan gemi söküm sektörü Avrupa ülkelerinde tercih edilmemekte, Türkiye’nin lider olarak yer aldigi Gemi Söküm Sektörünün yapildigi diger ülkelerin  Pakistan, Hindistan ve Banglades gibi ülkeler olmasi bu liderligi sorgulatmaktadir.

Tehlikeli atiklarin sinir ötesi tasinmasi ve bertarafi ile ilgili 1992'de imzalanan ULUSLARASI BASEL SÖZLESMESI  ve 31 Mart 2017 tarihinde ise  Gemilerin Güvenli ve Çevreye Duyarli Geri Dönüsümü hakkinda HONG KONG ULUSLARASI sözlesmesi TBMM tarafindan onaylanmistir.

Sözlesmenin amaci, insan sagligina, güvenligine ve çevreye karsi bir risk olusturmayacak sekilde faaliyet göstermelerini saglamak amaciyla gemiler ve gemi Söküm tesisleri için standartlari belirlemektir.

Bu çerçevede

1) Söküme gelen gemilerin yapisinda ne tür tehlikeli maddeler kullanildigi ve bununla ilgili envanterinin çikartilmasi, gemilerin tehlikeli atiklardan arindirilmasi zorunludur.

2) Gemi geri dönüsüm plani özel olarak her gemi için detayli olarak hazirlanmalidir..

3) Planda Geri Dönüsüm Tesisi içerisinde geri dönüsümü yapilamayacak tehlikeli maddelerin bertaraf edilmesi veya çevreye zarar vermeyecek sekilde muhafaza edilmesi net olmalidir.

Gemi ancak bu sartlar altinda Ülke karasularina alinip, bastankara yapilarak söküm iznine tabi tutulabilecektir. Idari prosedürün amaci hem tehlike arz eden sektör faaliyetini kontrol altinda tutmak hem de çevre ve insan sagliginin korunmasini saglamaktir. Ancak yasanan süreçler gemi söküm islemlerinin ulusal ve uluslararasi mevzuata uygun ve seffaf bir sekilde yürütülmedigini göstermektedir.

Ülkemizin Atik Ithalatinda gerçeklestirilen yüksek oranlar ile Atik Çöplügü Olma politikasini ortaya koymaktadir. Gemi geri dönüsüm faaliyet alaninda da Uluslararasi Sözlesme ve ulusal mevzuat hükümlerini dikkate almaksizin, içeriginde sagliga ve çevreye zararli maddeler içeren gemiler bir kisim yollar ile karasularina getirilmekte ve bu usulsüzlüklerin ortaya çikisini engellemek adina büyük bir hizla bu kirli gemiler söküme alinmaktadir. 

Farkli türlerde tehlikeli madde içeren gemilerin denizin içerisinde ve karada sökülmek suretiyle gerçeklestirilen sökme isleminin karada ve denizde yarattigi çevre kirliliginin yani sira binlerce ton metal içeren gemileri denizde ve/veya kumsalda oksijen kaynagi ile kesme yöntemi ile yürütülen çalismalarda hava kirletici bilesenleri atmosfere verilmektedir. Aliaga’da gemi söküm faaliyetleri kaynakli çevresel ve saglik riskleri karnesi de kuskulari büyütmektedir.

2015 yili Ocak ayinda Aliaga’ya getirilen zehir yüklü gemi Kuito, mevzuat hükümlerine aykiri olarak ülke karasularina getirilmis, Çevre Mühendisleri Odasi ve Izmir Barosu’nun yürüttügü hukuki süreçlere ragmen bastankara edilerek çok kisa süre içerisinde sökülmüstür. Söküm islemi tamamlandiktan aylar sonra Izmir 3. Idare Mahkemesi tarafindan yürütmeyi durdurma karari verilmistir. Sökümü yapilan gemiden çikan atiklarin türü ve miktari, nasil bertaraf edildigi, radyoaktivite içerip içermedigi, sökülen parçalarin nereye gönderildigi yönünde herhangi bir bilgi bulunmamaktadir.

Kuito Gemisi ile yasanan süreç 2016 yilinda ETHANE adli sivilastirilmis dogal gaz tankerinin sökümü sirasinda da yasanmis, açilan davalar ve alinan yürütmeyi durdurma kararlarina ragmen Gemi Sökümü gerçeklesmistir.

Son günlerde; yapimina 1957 yilinda yapimina baslanarak, 1960 yilinda tamamlanan, 1963 -2000 yillari arasinda Fransiz Donanmasinda sonra Brezilya Donanmasinda kullanildiktan sonra hurdaya ayrilan Uçak gemisi NAe Sao Paulo’nun SÖK Denizcilik tarafindan açik arttirma yolu ile satin alinarak Aliaga’ya söküm için getirilecegine dair haberler paylasilan  CLEMENCEAU sinifi geminin IMO NO: MMSI 710442000 PWSP kaydinin bulundugu bilinmektedir. Yapim yili da göz önünde bulunduruldugunda, asbest ve radyoaktivite dahil olmak üzere önemli miktarda tehlikeli ve zararli atik içerdigi, söz konusu geminin savas gemisi olmasi itibari ile nükleer denemelerde kullanildigi iddia edilmektedir. Yapim yili ve teknolojisi göz önüne alindiginda yüksek miktarda tehlikeli ve zararli atik içeren bu gemi ile ilgili iddialarin dogru olmasi halinde, çevreye ve canli yasamina telafisi mümkün olmayan zararlar verecegi bilinen bir gerçektir. 

Geminin alim fiyati ton basina 75 $ oldugu iddia edilmektedir. Gemi Söküm Sektöründe ortalama metal fiyatinin ton basina 450$ oldugu bilinmektedir. Satin alma fiyati piyasa ortalamalarinin çok altinda olan bu geminin fiyati “ucuzdur vardir bir hikmeti” sorusunu da gündeme getirmektedir.

Geminin Avrupa’da bulunan Gemi Söküm tesislerinde sökülmemesi, Hindistan’da bulunan tesislerde sökümünün gerçeklestirilememesi nedeni ile Aliaga’nin seçildigi iddialari bulunmaktadir. Hindistan’in sökmeyi kabul etmedigi Gemiyi Aliaga’da sökülmek üzere hangi gerekçe ve kosullarla kabul edilmistir?

Çevre Kanunu’nun 13. Maddesine göre tehlikeli atiklarin ithalati yasaktir. Ayni sekilde, ülkemizin de taraf oldugu Tehlikeli Atiklarin Sinir Asiri Tasinmasi ve Bertaraf Edilmesinin Kontrolüne Iliskin Basel Sözlesmesi de tehlikeli atik ithalatini yasaklamaktadir. Söz konusu gemi tehlikeli atiklardan ve kontamine olmus yapilardan arindirilmis midir? 

Geminin 600 ton asbest içerdigine iliskin iddialar bulunmaktadir. Asbeste dair herhangi bir inceleme yapilmis midir? Asbestten arindirildigina dair herhangi bir bilimsel rapor bulunmakta midir? Gemide denetim yapilmis ise asbeste dair analiz sonuçlari nelerdir?

Atik gemilerin ithalati için bir zorunluluk olan uluslararasi geçerliligi olan bir notifikasyon bulunmakta midir? 

Gemi Söküm Yönetmeligi geregi yabanci bayrakli geminin tüm atiklardan arindigina iliskin belgesinin bulunmasi, gas-free islemlerinin gemi Ülkemize getirilmeden önce yapilmis olmasi, ilgili makamlardan notifikasyon ve ordino islemlerinin tamamlanmis ve gerekli izinlerin alinmis olmasi gerekmektedir. 

Aliaga Gemi Söküm Tesislerinde 1974 yilindan beri sökülen gemilerden çikarilan her türden tehlikeli zararli kimyasal sinifindan olan bilesenlerin miktari, nerede ve nasil aritildiklarina dair belgelerin kamuoyu ile paylasilmasi gerekmektedir.

Ülkemizde atik ithalati ve atiklarin ülkemize giris yollari yasanan sorunlar örneginde; Gaziemir`de 2007 Yilinda tespit edildigi ortaya çikan, ülkemize girisi yasak olan, nasil geldigine dair bilgi paylasilmayan radyoaktif atiklarla ilgili sürecin hala devam ettigi, Gaziemir halkinin radyoaktif atiklarla birlikte yasadigini bir kez daha hatirlatirken; gemide bulunmasi muhtemel radyoaktif atiklarin nasil bertaraf edilecegi hususu çevre ve halk sagligina iliskin endiselerimizi arttirmaktadir.

Ülkemizin atik ithalati sürecinde Avrupa’nin ürettigi ancak kendi topraklarinda bertaraf etmedigi, baska ülkelerin kabul etmedigi atiklarin gönderildigi bir çöplük haline getirilmesi kabul edilemez

Gemi hakkindaki iddialar ile ilgili olarak sorularimiza ilgili kurum, kurulus ve kisiler tarafindan belgelerle birlikte cevap verilmeden, kamuoyu bilgilendirilmeden geminin ülkemiz karasularina girisine izin verilmemeli, söküm islemi gerçeklestirilmemelidir. Aksi durumda, sürecin hukuksuzca yürütüldügü ve fiili durumla tehlikeli atigin ülkemize sokulduguna dair endiselerimiz pekisecektir. Kamusal sorumlulugumuz, yasa ve mevzuatimizin bize verdigi görev ve sorumluluk kapsaminda süreci takip edecegimizi  kamuoyuna duyururuz. "