Aliaga Ticaret Odasi Yönetim Kurulu Baskani Ömer Ertürk Türkiye'nin içinde bulundugu ekonomik duruma dair basin açiklamasi yapti.
Aliaga Ticaret Odasi Yönetim Kurulu Baskani Ömer Ertürk'ün, Türkiye Ekonomisinin Tarihsel Gelisimi ve Bugünkü Durumu'na iliskin degerlendirmede bulundu.
Ömer Ertürk yaptigi açiklamada yasanan ekonomik kriz ile ilgili asgari ücrete yapilmasi planlanan zamdan isverenlerin olumsuz etkilenecegini belirtti. Devletin esnaf ve tüccara bu konuda destek verilmesi gerektigini söyledi. Devlet tarafindan verilecek destegin düsük faiz uzun vadeli kredilerde KGF destegi olmasi gerektigini belirtti.
Aliaga ticaret Odasi Yönetim Kurulu Baskani Ömer Ertürk'ün yaptigi basin açiklasimisin tam metni ise söyle;
''1923’te düzenlenen Izmir Iktisat Kongresi sonrasi 1.Kalkinma Plani ile birlikte sanayide kalkinmaya baslayan ve 1928’de düzenlenen 2.Iktisat Kongresi ile sanayilesme hamlesine hiz kazandiran ülkemiz, 1928-1940 yillari arasinda önemli sanayi hamleleri yaparken, 1940-1950 yillari arasinda 2. Dünya Savasinin olmasi ve çok partili siyasi hayata geçme süreci ekonomideki hizimizi kesmistir. 1950-1960 dönemindeki büyüme ile 1960 yilinda dünyanin en büyük ilk 20 ekonomisi arasina girmis, 1970-1980 yillari arasi Kibris Baris Harekâti ve terör sebepleri ile bu 10 yilda ilerleme saglanamamistir. 1980-1983 yillari arasinda darbe, siyasi istikrarsizlik ve belirsizlikler nedeni ile dünya ekonomisinde 25’incilige kadar gerileyen ülkemiz, 1983-1990 yillari arasinda sirasi ile 17., 16. ve 1987 yilinda 15. sirada yer almayi basarmistir. 1993-2001 yillari arasinda ise terör ve ekonomik krizlere, siyasi krizlerin de eklenmesi nedeni ile ülkemiz; dünyanin ilk 20 ekonomisinin disinda kalmistir. 2000-2001 yillarinda dünyada yasanan krizler ülkemizi de vurmus olup, bu dönemde yapilan reformlar ve yeni kurumsal yapilanmalar 2002’den sonra olusan siyasi istikrar ile birlikte 2010 yilina kadar ülkemiz tekrar dünyanin 17.ekonomisindeki yerini alarak pozisyonunu güçlendirmistir. Bununla birlikte ülkemizin 2014 yilindan itibaren dünya ekonomisinden aldigi pay ve gelisen ekonomiler arasindaki yeri gerilemeye baslamis olup son dönemlerde dünyanin en büyük 20 ekonomisi siralamasindan düsme riski ile karsi karsiya kalmis bulunmaktadir.
Yukarida açiklamaya çalistigimiz ekonomik gelismemizin tarihçesi incelendiginde ekonomik büyümenin etkenleri; siyasi, hukuki ve demokratik kriterlerin yaninda faiz ve kur dengelerinden olusmaktadir. Yani ekonomi faiz ve kur kiskacina sikistirilamayacak kadar basit bir denge olmayip çoklu politikalar ile desteklenmelidir. Bu noktada en önemli etken, toplumun tamamina yayilan adil gelir dagiliminin saglanmasi ve burada da sabit yatirimlarin ürün niteligini arttirmasi için gerekli adil ortamin saglanabilmesi için hukuk devleti kriterleri yerine getirilmelidir. Sadece faiz ve kur dengesi geçici dalgalari geçistirmek için uygulanabilir. Yapisal reformlar ile desteklenerek maliye politikalari ile realize edilmelidir.
Günümüzde faiz ve kur kiskacina sikismis ülkemizde enflasyon artisi ezici bir sekilde yükselerek öngörülemez hale gelmistir. Enflasyon düsürülmeden faiz ve kur dengesinin saglanamayacagi asikardir. Bu enflasyon yüksekligi tüketicinin yaninda esnaf ve sanayicimizi de olumsuz yönde etkilemeye baslamistir ki bunun sebebi enflasyonun yüksek olmasinin yaninda öngörülemez olmasi ve dalgalanma araliginin çok yüksek olmasidir.
Maas artislari tüketicinin korunmasi açisindan önemli olmakla birlikte maliyet artislari ve masraflarin yüksekligi nedeni ile esnaf ve tüccarimizin da asiri etkilenecegi asikardir. Bu nedenlerden dolayi esnaf ve tüccarimizin giderlerine de devlet destegi olmali ve düsük faiz uzun vadeli kredilerde KGF destegi ile sunulmalidir.
Bu ülke bizim ve bu sikintilardan diyalogla ve dayanismayla hep birlikte refaha çikacagimiza inaniyorum.''