ASI ZORUNLU OLABILIR MI?

ASI ZORUNLU OLABILIR MI?

Asi olmayanlar için getirilen kisitlamalar çesitli hak ihlallerini de beraberinde getirmektedir. Av. Elvan Kiliç, olusan bu hak ihlallerini, her hukuki durum için ayri ayri degerlendirdi.

"Asi olmayanlar için getirilen kisitlamalar çesitli hak ihlallerini de beraberinde getirmektedir. Olusan bu hak ihlallerini her hukuki durum için ayri ayri degerlendirmek gerekir.  Kisinin vücut dokunulmazligi en önemli temel haklardan olup gerek anayasa ile gerekse insan haklari sözlesmesi ile güvence altina alinmistir. Kisinin vücut bütünlügüne dokunulabilmesi ancak kanunda yazilmasi ve zorunluluk halinin bulunmasi ile mümkündür.

Sahsi görüsümüz zorunlu asilama karari , dünya çapinda milyonlarca insanin ölümüne sebep olmus salgin bir hastaligin önüne geçebilmek adina alinmak istenmekte olup, bu noktada da anayasanin zorunluluk hali kosulunu karsilamaktadir.  Bu durumun yani sira temel hak ve özgürlüklerin ancak savas, seferberlik, siki yönetim ve olagan üstü hal durumunda kismen veya tamamen durdurulabilecegi Anayasa madde 15’de açikça belirtilmektedir. Yani maddi ve manevi bütünlük ancak bu durumlarda ihlal edilebilir. Bu dogrultuda asi zorunlulugu getirilebilmesinin anayasa ihlali olmamasinin, olaganüstü hal ilani ile mümkün olabilecegi sonucuna ulasilir. Ayriyeten zorunlu asilama konusunda bir kanuni dayanak bulunmadigindan, kanunda açik bir düzenleme yapilmadigi sürece asilama zorunlu tutulamaz. Yine de ölüm riskinin ciddi boyutlarda oldugu bu hastalik için idarenin bir düzenleme yaparak asilamayi zorunlu hale getirmesi mümkündür.

Isveren asi olmayan çalisanini isten çikarabilir mi?

Asi zorunlulugunun hukuki boyutunu genel olarak degerlendirdikten sonra, gündemin en çok konusulan konularindan biri olan Isverenin asi olmayan çalisani isten çikarabilmesinin mümkün olup olmadigini is hukuku ve anayasa kapsaminda degerlendirmek gerekir. Isveren, is yerinde çalisanlarinin her türlü güvenligini saglamak durumundadir.

 Gerek çalisma kosullarinin standartlara uygun olmasi gerekse is sagligi ve güvenligi açisindan her tür önlemin isveren tarafindan saglanmasi gerekmektedir.   Bu durum anayasanin 56. Maddesinde “herkes, saglikli ve dengeli bir çevrede yasama hakkina sahiptir” seklinde düzenlenmistir. Covid-19 virüsüne karsi da isveren bütün önlemleri almali ve asi için gerekli bütün imkanlari çalisanlarina sunmalidir. Kanun, aldigi bu tedbirlere ragmen çalisani asi olmayi reddeden is verene is akdini is güvenligi nedeniyle feshetme hakki tanir. Bu fesih geçerli nedene dayali fesih olarak yapilir. Hakli fesihten farkli olarak kidem ve ihbar tazminati gibi haklar isçiye ödenmek zorundadir. Peki bu durum anayasaya ve insan haklarina uygun mudur? Sahsi fikrim sirf asilanmadigi gerekçesiyle bir kisiyi isten çikarmak kisilik haklarinin zedelenmesine sebebiyet vermektedir. Çünkü bilindigi üzere TMK madde 23’de “yazili riza üzerine insan kökenli biyolojik maddelerin alinmasi, asilanmasi ve nakli mümkündür. Ancak, biyolojik madde verme borcu altina girmis olandan edimini yerine getirmesi istenemez; maddi ve manevi tazminat isteminde bulunulamaz” denmektedir. Bunun sonucunda da bir kimseyi zorla asilamak kisilik haklarina saldiri niteligi tasir. Kisilik haklari anayasa ile teminat altina alindigi için de kisinin asiya zorlanmasi aksi halde is akdine son verilmesi Anayasaya aykirilik teskil edecektir.

Egitim hakkina sinirlandirma getirilebilir mi?

Konuyu egitim açisindan da degerlendirecek olursak asi olmanin kural haline getirilmesi ile egitim hakkina bir sinirlandirma getirilirse, egitim hakkinin bir kamusal hak olmasi sebebiyle madde 45 geregince anayasayi ihlal sonucu doguracagi asikardir. Ayrica özellikle 18 yas alti çocuklar için düsük de olsa asinin riskli sonuçlari ortaya çikabilecegi göz önüne alindiginda vücut bütünlükleri tehlike altinda olabileceginden madde 17 geregince anayasal hak ihlalinden söz edilecektir.