Içinde yasadigimiz gezegenimiz çevre felaketleriyle bogusuyor. Orman yanginlari, su dengesinin bozulmasi, kuraklik, milyonlarca yildir korunan ekosistemlerin bir anda yok olmasi, yüzlerce türün neslinin tükenmesi artik gündemimizde olan normal olaylar arasinda yer aliyor. Yasanan çevre felaketlerinin baslica sebebini ise Küresel Iklim Degisikligi olusturuyor. Insan eliyle degisen dünya iklimi, her geçen gün salinan daha fazla karbonla isiniyor ve kirleniyor.
Dünyanin en büyük alternatif yakit sistemleri üreticisi BRC’nin Türkiye CEO’su Kadir Örücü, Babalar Günü’ne babalara ve baba adaylarina çagrida bulunarak, çocuklarimiza yasanabilir bir dünya birakmanin ipuçlarini paylasti.
“2020 yili itibariyle dünyada 2 milyar aracin trafikte oldugu tahmin ediliyor” diyen BRC Türkiye CEO’su Kadir Örücü, “Latin Amerika, Çin ve Güneydogu Asya’da yasanan ekonomik gelisimler, henüz doygunluga ulasmamis bu pazarlarda araç sayisinin katlanarak artacagini gösteriyor. Avrupa Birligi’nin karbon emisyonu ve hava kirliligine yol açan kati parçacik (PM) üretimi için getirdigi standartlar yalnizca Avrupa kitasinda, bati sistemine entegre olmus ülkelerde kullaniliyor. Pazarin asil büyüdügü ve satis rakamlarinin giderek arttigi ülkelerdeyse herhangi bir emisyon kisitlamasi yok. Bu da kirletici yakitlarin atmosfere her geçen gün daha fazla karbon ve kati parçacik salmasina neden oluyor. Emisyon degerlerinin standartlastirilamamasi ve tüketimin kontrol edilememesi havamizi zehirliyor. Iklimi degistiriyor” dedi.
Alternatif yakit teknolojilerine yapilan yatirimlarin her geçen gün arttigini belirten Kadir Örücü, “Sifir emisyon garanti eden elektrikli araçlar gelecek vadediyor ancak bataryalari halen dogada çözünemeyen, zehirli, yanici ve reaktif bir dogaya sahip lityumdan üretiliyor. Ömrünü tamamlayan lityum bataryalar gelismis ülkeler tarafindan kabul edilmedigi için ‘çöp’ olarak gelismemis ülkelere satiliyor. Ortalama bir Tesla marka aracin yaklasik 70 kilo lityum barindirdigini düsünürsek, yeni bir batarya teknolojisi ortaya koyulmadikça elektrikli araçlarin çevreye verecegi zarari anlayabiliriz” ifadelerini kullandi.
Içten yanmali motor teknolojisinin çok uzun süredir kullanildigini vurgulayan Kadir Örücü, “Içten yanmali motor teknolojisinden bir günde vazgeçmek uygulamada imkânsiz gibi görünüyor. Milyarlarca otomobili bir anda çöpe atmak ya da daha farkli bir yakit teknolojisiyle donatmak için büyük miktarda kaynaga ihtiyaç duyulacaktir. Öte yandan LPG yarim asirdir kullanilan ve bilinen bir teknolojidir. Dönüsümü ucuzdur. Içten yanmali motorlarin büyük bir kismina uygulanabilir. LPG’nin kati parçacik salimi dizelden 30, benzinden ise 10 kat daha azdir. Karbon ayak izi küçüktür. LPG tüm fosil yakitlardan daha az karbondioksit açiga çikarir. Uluslararasi Iklim Degisikligi Paneli’ne (IPCC) göre, karbondioksitin (CO2) küresel isinma potansiyeli (GWP) faktörü, yani sera gazi etkisi 1 iken, dogalgazin ki (metan) 0,25, LPG’ninki 0’dir” seklinde konustu.
“Devletler ve devletlerarasi kurumlar bu konuda adim atmaya basladi” ifadelerini kullanan Kadir Örücü, “Ingiltere ve Japonya 2030 yilinda benzinli ve dizel araçlarin satisini yasaklayan kanun tasarilarini onaylandi. Avrupa Birligi emisyon degerlerini yüzde 60 oraninda küçültmeyi hedefliyor. Devletler gelecegimiz için adim atmaya basladi. Peki ya biz? Dünyamizi kurtarmak için dogru adimlari atmaya hazir miyiz?” diyerek sözlerini sonlandirdi.