CHP Izmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kiliç: "Aya gidilecek yollar çocuklarin, analarin, babalarin gözyaslariyla olusmasin”

 Cumhuriyet Halk Partisi Grubunu temsilen Arastirma Komisyonu’nda görev yapan, CHP Izmir Milletvekili ve TBMM Insan Haklarini Inceleme Komisyonu Üyesi Av. Sevda Erdan Kiliç, rapor üzerinde Genel Kurul’da bir konusma yapti. 

CHP Milletvekili Av. Sevda Erdan Kiliç, konusmasina, “Rabia Naz Vatan ve yitirdigimiz bütün yavrularimiza Allah'tan rahmet, ailelerine de bassagligi diliyorum.” diyerek basladi. 

 Mandela'nin, "Bir toplumun asil ruhunu en iyi gösteren sey, o toplumda çocuklara nasil davranildigidir" sözünü hatirlatan Av. Sevda Erdan Kiliç, “Biz bu ülkede çocuklarimiza nasil davraniyoruz bir bakalim istedim. 2020 yilinin ilk 10 ayinda gözaltinda ya da toplumsal olaylarda en az 28 çocuk güvenlik güçlerinin kötü muamelesine ugramis. Is sagligi ve güvenligi verilerine göre, 2013 yilindan bugüne kadar en az 350 çocuk is cinayetlerinde yasamini yitirmis. Son 16 yilda 440 bin çocuk dogum yapmis. Cinsel suçlarin yüzde 46'si çocuklara karsi islenmis. Yine, 2020 yilinin ilk 10 ayinda 226 yavrumuz cinsel istismara maruz kalmis. Bunlar istatistikler, rakamlar olabilir ama asil nasil davranmisiz, bunu vicdanlarimiza sormak gerekiyor.” dedi.

“2019’da süpheli olarak kaybettigimiz 1.462 çocugumuzun iktidarin gözünde bir kiymeti olmamis”

“Peki, ‘Türkiye'de çocuk olmak’ deyince ne akla geliyor?” diye soran CHP Izmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kiliç, konusmasina söyle devam etti:

“Evcilik oynayacak yastayken gelinlik giydirilen çocuk gelinler akla geliyor; kamyon, kepçe oyuncagiyla oynayacakken eli çekiç tutan çocuk isçiler akla geliyor; sapanla kirlarda kosturacakken tirmikla, sabanla tarlada çalisan çocuklar akla geliyor; eli kalem tutacakken boya sandigiyla eli firça tutan çocuklar akla geliyor. Oyuncak bebekleriyle onlari giydirme oyunlari oynayacak çocuklar kendi kucagina bebeklerini aliyorlar bu ülkede. Okuyabilsinler diye yurtlara birakilan ama sonunda diri diri yanan çocuklar akla geliyor; vakiflarda, derneklerde tacize, tecavüze ugrayan çocuklar akla geliyor; trene bindirilen ama ailelerine cesetleri teslim edilen yetmiyormus gibi hakkini arayan annelerine de cezalar yagdirilan çocuklar akla geliyor. 

Online derse girebilmek için karda, kista tir tir titreyerek 3-4 kilometre yürüyen çocuklar akla geliyor: egitim alamayan, yoksulluk içinde perperisan çocuklar akla geliyor. Bunlari niye mi anlattim? Belki ‘konumuz bu degil, süpheli çocuk ölümleri’ diyebilirsiniz. Peki, soruyorum size: Bu iktidarin gözünde, yasarken kiymeti olmayan çocuklarin sizce öldükten sonra kiymeti olur mu bu ülkede? Baktik ki kiymeti olmamis.

Çorlu tren kazasinda kaybettigimiz Arda Sel'in; Aladag'da yanan Gamze'nin, Ilknur'un, Sümeyye'nin; Fettah Tamince'nin otelinde staj yaparken ölen Burak Ogras'in; hastanede ihmal sonucu ölen sekiz aylik Ali Emir'in; öksürük sikâyetinden hastanede kaybettigimiz bes yasindaki Recep Tayyip Erdogan'in; hafriyat kamyonunun altinda kalan Volkan Beyhan'in ve sadece 2019 yilinda süpheli olarak kaybettigimiz 1.462 çocugumuzun iktidarin gözünde bir kiymeti olmamis.”

“Komisyon 3,5 ay sonra çalismaya baslayabildi”

CHP Izmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kiliç, komisyonun 5 siyasi parti grubunun ortak verdikleri önerge ile kuruldugunu, ancak çalismalarina kurulmasindan 3,5 ay sonra baslayabildigini ifade etti.

Kamu vicdanini yaralayan, hayat dolu ve gözlerinin içi gülen Rabia Naz Vatan'in hayatini kaybetmesiyle ilgili kurulan bu Komisyonun uzlasiyla kuruldugunu fakat Komisyon Baskanlik Divani’nda muhalefet partisi üyelerine yer verilmedigini ve daha ilk toplantida bu uzlasinin bozuldugunu belirten Av. Kiliç, komisyonun 3,5 ay sonra toplum vicdanini dikkate almadan, iktidarin sayisal üstünlügüyle çalismaya basladigini bildirdi.

Izmir Milletvekili Av. Kiliç, önce Giresun'un Eynesil ilçesine giderek incelemelerde bulunduklarini, Rabia Naz'in babasi Saban Vatan'i ve annesi Atika Vatan'i evlerinde gözyaslari içinde dinlediklerini ifade etti.  

Daha sonra çalismalarina Ankara'da devam ettiklerini dile getiren Av. Sevda Erdan Kiliç, ögretim üyelerini, emniyet görevlilerini ve taniklari dinlediklerini belirtti. Arastirma Komisyonu’nun çalismalarini tamamlamasinin ardindan bir rapor düzenledigini belirten Av. Kiliç, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, eksik bulduklari hususlar konusunda rapora muhalefet serhi koyduklarini ifade etti.

“Raporun Meclis Baskani’na sunumunun ardindan hemen takipsizlik karari verildi”

 CHP Izmir Milletvekili Av. Kiliç, raporun Meclis Baskanina tesliminin hemen ardindan apar topar, zaten birçok ihmali olan cumhuriyet savciliginin bu dosyayla ilgili takipsizlik karari verdigini animsatarak, “Sorusturmada eksik birakilan, yanlis yapilan, geç yapilan ve hiç yapilmayan durumlar söz konusuyken, üstelik ciddi çeliskiler de mevcutken, savcilik bu dosyayi kapatmak istedi. Acili aile bu karara itiraz etse de takipsizlik kararina itirazlari kabul edilmedi. Bu dosyaya bakanlarin, bu karari aldiranlarin vicdanlarinin kararmis oldugunu bir daha gördük ve ‘Rabia Naz Vatan'a ne oldu?’ sorusu hepimizin vicdanlarinda kara bir leke olarak yerlesti.” dedi.

Komisyon çalismalari sirasinda zaman zaman anlastiklari konular oldugunu ancak zaman zaman da anlasamadiklari konular oldugunu vurgulayan CHP Milletvekili Av. Kiliç, “Bu çalismalarimizda gördük ki olay yeri inceleme, delil toplama, tanik beyanlarini alma, adli tip, otopsi islemleri gibi olaylari aydinlatacak çalismalarla ilgili, yani adaletin tesis edilmesine iliskin yeni düzenlemelere ve de kolluk güçlerinin egitimine çok ihtiyaç var.” dedi.

“Yargi, yürütmenin güdümünde oldugu sürece o ülkede adaletten bahsedemeyiz”

 CHP Izmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kiliç, konusmasini söyle tamamladi:

 “Raporda sadece eksiklikler yok, bundan sonra ülkemizde çocuk ölümlerinin gerçeklesmemesi için neler yapilabilir, raporda bunlara da degindik. Ama artik bundan sonra is bize düsüyor, yani Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne düsüyor. Komisyonun kurulmasinda gösterilen hassasiyeti yeni yapilacak yasalar ve düzenlemeler konusunda da Türkiye Büyük Millet Meclisinden bekliyoruz.

 Bir ülkede yargiya güven bitmisse hiçbir alanda dogru isler yapabilmeniz mümkün degil. Rabia Naz Vatan'in babasi sade bir vatandas. Onun kiziyla ilgili mücadelesi yargiya ve devlet kurumlarina güvenmemesiyle basliyor ve Komisyon bu yüzden kuruluyor. Yargi, yürütmenin güdümünde oldugu sürece o ülkede adaletten bahsedemeyiz. Ise yargi bagimsizligini saglamakla baslamak gerekiyor yoksa dünyanin en iyi yasalarini yapalim, en iyi yönetmeliklerini yapalim ama uygulayicilar bagimsiz olmazsa hiçbir anlam ifade etmiyor ve adalet de tecelli etmemis oluyor. 

Çocuklar hakkinda konusacak çok sey var; günler, aylar yetmez ama sözlerime son verirken ben bir milletvekili olarak degil, bir hukukçu olarak da degil, çocugunun parmagina kiymik batsa içi sizlayan bir anne olarak seslenmek ve sözlerimi öyle bitirmek istiyorum: Partilerimizi, siyaset yapma anlayisimizi, dünya görüslerimizi su kapilarin ardinda birakip hep birlikte çocuklarimizin esit ve adil kosullarda yasayabilecegi bir ülke insa etmemiz gerekiyor. Aya gideceksek yine gideriz ama aya giderken o yollar, aya gidilecek o yollar çocuklarin, analarin, babalarin gözyaslariyla olusmasin diyorum.”