CHP'LI BAKAN'DAN 'ÇED' TEPKISI!

CHP

CHP'li Bakan'dan ‘ÇED' tepkisi: "Tek bilinç ve hassasiyet; rant, talan, peskes!

Çevre Komisyonu CHP Sözcüsü Izmir Milletvekili Murat Bakan, Çevre ve Sehircilik Bakanligi’nin Sayistay 2020 Yili Denetim Raporu’nu degerlendirdi.

CHP’li Bakan, Sayistay’in Çevresel Etki Degerlendirmesi (ÇED) ile ilgili tespitlerine dikkat çekerek, “Yillardir bagira bagira söyledigimiz denetimsizlik, Sayistay raporlariyla kanitlandi” dedi.

Sayistay, özellikle madencilik, balikçilik ve günes enerjisi alanlarinda faaliyet gösteren isletmelerin kapasitelerini düsük göstererek çogu yasal hükümlülükleri yerine getirmekten kaçindigini, Bakanligin ise denetim görevini yerine getirmedigini ortaya koydu.

Sayistay’in ÇED ile ilgili tespit ve degerlendirmelerini Çevre ve Sehircilik Bakani Murat Kurum’un yanitlamasi istemiyle yazili soru önergeleri vererek de soran CHP’li Murat Bakan, “ÇED sürecinin belki de en önemli kismi olan izleme denetleme sürecinin yapilmadigi, parayla tutulan proje sirketlerinin istedigi gibi at oynattigi, amaci çevreyi korumak ve ortaya çikmasi olasi sorunlari engelleme görevi olan ÇED sürecinin islevsizlestirildigi, ÇED raporlarinin tamamen bilimsel özelligini kaybederek sadece ‘ufak bir formaliteyi’ yerine getirmekten ibaret hale geldigi bir kez daha kanitlanmistir” diye konustu.

ÇED usulsüzlükleri: Isletmeler kapasitelerini düsük göstermis, Bakanlik denetlememis

CHP’li Murat Bakan’in degerlendirmesi su sekilde: “ÇED ile ilgili usulsüzlükler zinciri bir kez daha kanitlandi ve kayit altina alindi. ÇED Raporu ya da Proje Tanitim Dosyasi hazirlamasi gereken bazi isletmeler, bu belgeleri hazirlamamak için kapasitelerini olmasi gerekenden düsük göstermis. Bitisik ada-parsel üzerinde yer alan isletmeler, ÇED sürecinde kapsam disi kalabilmek için, normalde tek isletme olmasina ragmen iki farkli isletmeymis gibi basvuru yapmis, böylece Yönetmelik’te yer alan sinir degerlerin altinda kalmis. ÇED proje bedellerini düsük gösteren isletmelere, Çevre Kanunu kapsaminda kesilen idari para cezalarini da olmasi gerekenden düsük hesaplanmis böylece. Seffaf bir sekilde paylasildigi iddia edilen ÇED kararlarina iliskin bilgilere de dogru sekilde ulasilamadigi tespit etmis. Düsünebiliyor musunuz; verilen ÇED kararlarini kamuoyuyla paylasirken dahi karartma yapiliyor. Ya hiç paylasmiyorlar ya da göstermelik bir seyler paylasiyorlar ama o da yalan dolan. Böyle görev yapamaz, böyle devlet yönetemezsiniz.

Özellikle madencilik, balikçilik ve günes enerjisi alanlarinda faaliyet gösteren isletmeler…

Sayistay, bu usulsüzlükleri özellikle madencilik, balikçilik ve günes enerjisi alanlarinda faaliyet gösteren isletmelerin yaptigina dikkat çekiyor. Bu yasaya aykiri durumlardan ve isletmelerden Çevre ve Sehircilik Bakanligi’nin nasil haberi olmaz? Türkiye’nin hemen her yerinde insanlar yasadiklari köylerini, ektikleri topraklarini, içtikleri sularini, aldiklari nefesi korumak için eylem yaparken; bizler hemen her gün bu konulari Meclis’in ve kamuoyunun gündemine getirirken, çevre talanlari basinin ve sosyal medyanin gündeminden düsmezken Çevre ve Sehircilik Bakanligi’nin bu usulsüzlüklerden bihaber olduguna kim inanir? Soruyoruz; Çevre ve Sehircilik Bakanligi, denetim mekanizmalarini neden isletmiyor? Denetim yapmayan ya da yaptirmayan kim? Hesabi verilmeli. Bunun sorumlusu da en basta Bakan’in kendisidir. Siz, kamu görevi yapiyorsunuz. Bu görev, hizmet kadar dogru ve etkin denetim görevidir. ÇED sürecinin belki de en önemli kismi olan izleme denetleme sürecinin yapilmadigi, parayla tutulan proje sirketlerinin istedigi gibi at oynattigi, amaci çevreyi korumak ve ortaya çikmasi olasi sorunlari engelleme görevi olan ÇED sürecinin islevsizlestirildigi, ÇED raporlarinin tamamen bilimsel özelligini kaybederek sadece ‘ufak bir formaliteyi’ yerine getirmekten ibaret hale geldigi bir kez daha kanitlanmistir.

‘Tek bilinç ve hassasiyet; rant, talan, peskes!’

Bunun sebebi en basta; tek kisinin atadigi Bakanlarin, sadece kendilerini atayan kisiye karsi sorumluluk hissetmeleri. Ve tabii avuçlarinin içinde tutmalari gereken ‘bazi kesimlere’ pastadan pay verme telasi. Devlet yönetme bilincine sahip olmayanlarin ne millete ne milletin parasina karsi bir hassasiyetleri var. Tek bilinç ve hassasiyetleri; rant, talan, peskes! AKP’yi önce kibri sonra da icat ettikleri bu ‘Baskanlik Sistemi’ bitirdi. Bu kibrin ve yönetim zafiyetinin sonuçlarini maalesef hep beraber ödedik, daha da ödeyecegiz. Biz bu yönetim anlayisini da bu yönetim sistemini de degistirecegiz. Bu devletin, bu milletin parasi nereye gidiyor, kime gidiyor seffaf bir denetimle her kurusun hesabini veren bir yönetimle; herkesin yasalara uygun çalisip, hakça ve adilce bölüstügü bir Türkiye mümkün! Bunu her birlikte çok yakinda yapacagiz.”