Tarih: 20.01.2021 13:35

Cumhurbaskanligi Iletisim Baskani Fahrettin Altun, Avrupa'daki Türk gençlerle bulustu

Facebook Twitter Linked-in

“Dijital alanda faaliyet gösterecek yerli ve milli iletisim platformlarinin güçlendirilmesine ihtiyacimiz var. Bu alanda basarili girisimlerimiz söz konusu. Bunlarin daha nitelikli hale gelmesi, sayilarinin artmasi gerekiyor”

“Bu sadece kamunun sirtlanmasi gereken bir yük degil. Özellikle is dünyasinin bu noktada yapacagi yatirim çok önemli”

“Özel sektörün de bu alana yatirim yapmasi Türkiye’nin mukadderati, siyasal alanin selameti, demokrasinin ve istikrarin korunmasi, daha saglikli bir ekonomik alanin insasi bakimindan oldukça kiymetli”

Türkiye Gençlik Vakfi (TÜGVA) tarafindan Avrupa’da yasayan Türkiye kökenli gençlere yönelik düzenlenen “Dijital Çagda Medya Okuryazarligi” projesinin açilis programi, Cumhurbaskanligi Iletisim Baskani Prof. Dr. Fahrettin Altun’un katilimiyla gerçeklestirildi.

Fahrettin Altun, videokonferans yöntemiyle düzenlenen programda, son yillarda siyasi, askeri, ekonomik ve beseri gücü artan Türkiye’nin ayni zamanda bir yipratma savasiyla da karsi karsiya kaldigini söyledi.

Sokak kalkismasindan darbe tesebbüsüne, ekonomik saldirilardan terör eylemlerine kadar bu yipratma savasinin farkli veçhelerinin yasandigini anlatan Altun, Türkiye’nin hiçbir baskiya boyun egmeden Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan’in liderliginde hedeflerine dogru ilerledigini belirtti.

Türkiye kararli yürüyüsünü sürdürdükçe, yipratma savasinin bir uzantisi olarak ülkenin küresel imajini zedelemeye yönelik kötücül faaliyetlerin de hizlandigina isaret eden Altun, Türkiye’nin itibarina yönelik saldirilarin önemli bir kisminin konvansiyonel ya da dijital medya mecralari üzerinden gerçeklestirildigine dikkati çekti.

Altun, “Hal böyleyken, bütün medya mecralarinin etkin kullanilmasi noktasinda her birimize önemli sorumluluklar düsüyor. Hepimiz ülkemize karsi tezviratlarla mücadele etmeli, milletimiz lehine pozitif iletisim kampanyalarina destek olmaliyiz.” diye konustu.

“Dijital medya okuryazarligi, dijital fasizmin panzehiri”

Iletisim literatüründe “medya okuryazarligi” olarak nitelendirilen analiz sürecinin dijital alanda da önemli olduguna dikkati çeken Altun, “Dijital medya okuryazarligi, dijital fasizm, dezenformasyon ve algi operasyonlarinin panzehiri olarak düsünülebilir.” dedi.

Fahrettin Altun, kullanicilara genis kitlelere ulasma, bilgi edinme, bilgi saglama ve içerik üretme imkani sunan sosyal medyanin, dezenformasyon amaçli haber ve içeriklerin kontrolsüz yayilmasiyla bilgi kirliligine neden olabildigini ve nefret söylemi, algi operasyonlari gibi kötücül faaliyetler için kullanilabildigini aktardi. 

Bir kisiye, gruba, kuruma, devlete ya da dine zarar vermek maksadiyla kullanilabilen sosyal medya platformlarinda dezenformasyonlara ve algi operasyonlarina karsi uyanik olmak gerektigini vurgulayan Altun, “Özellikle yabanci düsmanligi ve Islamofobi vakalarinin Avrupa’da artis gösterdigi bir dönemde gençlerimizin yanlis bilgi ve haberlere karsi daha ihtiyatli olmalari son derece önemli. Örnegin, Fransiz devletinin ‘Fransa tipi Islam’ provokasyonlari ve karikatür hadsizliginin sosyal medyada kötücül algi maksatli kullanilmasi bu alandaki dezenformasyonu artirmis durumda. Bunlara karsi dikkatli olmak ve mücadele etmek esastir.” degerlendirmesinde bulundu.

“Türkiye, dijital alanda da hakikat için mücadele ediyor”

Yalan ve kurgunun, dogru ve hakikatin önüne geçtigi “hakikat ötesi” (post-truth) olarak adlandirilan bir dönemin içinden geçildigini belirten Altun, “Kötücül unsurlar tarafindan hakikate savas açilan bir dönemi tecrübe ediyoruz. Biz bu dönemde tahrifata ve fitneye karsi hakikat için elimizdeki bütün imkanlarla mücadele etmek durumundayiz. Türkiye olarak ‘yasasin hakikat’ ilkesiyle her alanda oldugu gibi dijital alanda da dogruluk ve temiz bilgi için çalisiyoruz ve buna devam edecegiz.” diye konustu.

“Dijital gettolasma, toplumlari manipüle etmek için operasyonel olarak kullaniliyor”

Dijital iletisim dünyasinda, ayni ya da benzer fikirleri paylasan kullanicilarin “dijital bir fanus” olusturdugunu belirten Altun, söyle devam etti: 

“Ben bu durumu ‘dijital gettolasma’ olarak isimlendiriyorum. Büyük platformlar, bu fanuslari, gettolari kritik zamanlarda toplumlari manipüle etmek için ayristirici bir zeminde operasyonel olarak ele aliyor. Benzer görüslerin sorgulanmadan kabul edilmesiyle farkli düsüncelerin yok sayilmasi ve kullanicilarin yalnizca kendi fikirlerinin dogruluguna inanmasi literatürde ‘yanki odasi’ olarak tanimlanir. Dijital gettolarin sadece kendi fanuslari içinde konusmalari, yapay algilarla insa edilmis sözde gerçeklikleri yeniden üretmeleri, gerçek anlamda hakikate karsi savasin bir unsurudur. Algi operasyonlari da ‘hakikat ötesi’ dönemde dezenformasyon içerikli paylasimlarin ve bu yanki odasi etkisinin sonucu olarak karsimiza çikiyor.”

 “Dijital fasizm ve sömürgecilige karsi kararlilikla mücadele ediyoruz”

Dijital dünyada “siber vatan” ve “siber güvenlik” konularinin da üzerinde hassasiyetle durulmasi gerektigini belirten Altun, sunlari kaydetti: 

“Uluslararasi hukuk metinlere göre ‘devletlerin egemenligi ilkesi’ siber alanda da geçerlidir. Biz dijital sinirlarimiz içinde de dijital fasizm ve sömürgecilige karsi kararlilikla mücadele ediyoruz. Bütün bu yipratma savasi aktörlerine, onlarin ülkemiz içindeki temsilcilerine ragmen bu mücadeleyi veriyoruz. Dijital alanda da ülkemizin, vatandaslarinin egemenligini korumaya gayret ediyoruz. Bu çerçevede gerçeklestirdigimiz sosyal medya düzenlemesi sonucunda sosyal medya sirketleri bugün Türkiye’de ofislerini açmaya basladilar. 5651 sayili kanun kapsamindaki yeni hükümlerle kanuna sosyal ag saglayicilari seklinde yeni bir tanim getirildi. Yapilan düzenlemelerle sosyal ag saglayicilarinin bu yeni yükümlülüklere uyum saglamasi bekleniyor.”

“Milli teknolojilerin önemi daha iyi anlasildi”

Fahrettin Altun, yabanci bir uygulamanin, “kullanici bilgilerini paylasma” kararinin ardindan Kisisel Verileri Koruma Kurulunun uygulama hakkinda yurt disina veri aktarimi ve temel ilkeler yönünden resen inceleme baslattigini hatirlatarak, “Kisisel verilerin korunmasina iliskin farkindaligin artmasiyla milli teknolojilerin gelistirilmesi ve uygulanmasinin da önemi daha iyi anlasildi. Kisisel veriler konusundaki çifte standartlar karsisinda BiP ve Yaay gibi milli platformlara yönelimin artmasi olumlu bir gelisme.” dedi.

Altun, su degerlendirmede bulundu: 

“Yerli ve milli platformlara ciddi bir yatirim yapilmasi gerektigi asikar. Bugün itibariyla bu ihtiyacin ne kadar acil bir ihtiyaç oldugunu gördük. Çünkü bu dijital platformlarin aslinda bize anlatildigi gibi, tarafsiz bir mecra olmadiklari net bir sekilde görülmüs durumda. Bunlarin her biri, arkasinda holdinglerin, medya devlerinin oldugu; pekala siyasete, ekonomiye iliskin meselelerde taraf olan birer özne. Özneliklerini gizleyerek kendilerini bir oyuncu degil bir hakem gibi yansitan bu platformlarin aslinda ne kadar yanli, tarafli ve yeri geldiginde siyasal, sosyal meselelere müdahil olabildigini gördük. Demek ki bu platformlar, bu teknolojiler ‘tarafsiz, kültür üstü, evrensel ya da küresel’ diyerek mesrulastirilabilecek platformlar degil. Bu platformlarin da her sekilde kendi ad ve hesaplarina hareket edebildiklerini görüyoruz.

O zaman dijital alanda faaliyet gösterecek yerli ve milli iletisim platformlarinin güçlendirilmesine ihtiyacimiz var. Bu anlamda basarili girisimlerimiz söz konusu. Bu girisimlerin daha nitelikli hale gelmesi, sayilarinin artmasi gerekiyor. Bu nedenle özellikle is dünyasinin bu noktada yapacagi yatirim çok önemli. Bu sadece kamunun sirtlanmasi gereken bir yük degil. Özel sektörün de bu alana yatirim yapmasi Türkiye’nin mukadderati açisindan, siyasal alanin selameti açsisindan, demokrasinin ve istikrarin korunmasi açisindan, daha saglikli bir ekonomik alanin insasi bakimindan oldukça kiymetli.”





Orjinal Habere Git
— HABER SONU —