Dijiseksüelite Nedir?

Dijiseksüelite Nedir?

"Robotlara ilgi duyma egilimi” olarak tanimlanan dijiseksüelite, tüm dünyada yayilan bir trend olarak dikkat çekiyor. Isin en tehlikeli boyutunun bu tarz egilimlerin özellikle iliskilerde sorun yasayan ve yalniz olan gençler açisindan cazip bulunmasi

Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Baskani Prof. Dr. Ebulfez Süleymanli, önümüzdeki yakin dönemde aile ve evlilik kurumuna yönelik ciddi tehdit olusturabilecek yeni trend, dijiseksüelite ilgili açiklamalarda bulundu.

Aile kavrami degisiyor

Prof. Dr. Ebulfez Süleymanli günümüz dünyasinda ailenin konumunun hizla degismekte oldugunu dile getirerek rollerin, islevlerin ve yapisal faktörlerin yeniden insa edildigini vurguladi. Prof. Dr. Ebulfez Süleymanli, “Bu degisim sürecinde denge ve istikrar konusunda ciddi sorunlar yasayan aile kurumu, pek çok toplumda evliliklerin bir kisminin bosanma ile neticelenmesine ya da toplumda evlilige iliskin alglarin degismesine yol açmaktadir. Aile ve özellikle evlilik kurumunu tehdit eden konular arasinda  “solo yasam” kavramiyla tanimlanan tekil yasamlarin giderek daha çok aile yasamina tercih ediliyor olmasi veya tek ebeveynli ailelerin çogalmasi gibi konular yer almaktadir.” diye konustu.

Robotlara istek duymanin adi: Dijiseksüelite

Dijiseksüeliteyi “insanlarin kendi türlerinden ziyade robotlara yönelik cinsel ve iletisimsel yönden istek duyarak onlarla birliktelik kurmayi tercih etmeleri” seklinde tanimlayan Prof. Dr. Ebulfez Süleymanli, bu tür insanlar için literatürde “dijiseksüel” veya “roboseksüel” ifadelerinin kullanildigini belirtti. Prof. Dr. Ebulfez Süleymanli, Ingiliz yapay zekâ uzmani David Levy’nin 2007 yilinda yayinladigi “Robotlarla Ask ve Seks” isimli kitabinda, 2050 yilinda robotlarla ilk evliligin yapilabilecegini öngördügünü söyledi.

Robotlara âsik olan da var, evlenen de

David Levy’nin bu öngörüsüne iliskin örneklerin günümüzde bazi ülkelerde görülmeye baslandigini söyleyen Prof. Dr. Ebulfez Süleymanli, su örnekleri verdi: “2016 yilinda Lilly isminde bir Fransiz kadin, 3D yazici vasitasiyla üretilen InMoovator isimli robotuna âsik oldugunu ve onunla evlenmek istedigini dile getirmistir. Bundan bir sene sonra ise Jiajia Zheng isimli Çinli bir yapay zekâ uzmani, kendi yaptigi robotla dini bir evlilik töreni düzenleyerek ailesini ve arkadaslarini da bu törene davet etmistir. Yapilan açiklamalara göre genç adam, kendisine uygun bir kadin bulacagindan umudu kestigi ve ailesinin baskilarindan da usandigi için böyle bir eyleme yönelmisti. 2018 yilinda Japonya'nin baskenti Tokyo'da bir okul yöneticisi olarak çalisan Akihiko Kondo, sanal dünyada 16 yasinda bir sarkici olan hologram Hatsune Miku ile hatta kuyumcudan yüzük alarak ve evlilik sertifikasi olusturarak evlenmesi yine tüm dünyada infial uyandiran benzer örneklerden biri.  Örneklerden de anlasildigi gibi bu tür birliktelik “dijiseksüel devrim” adiyla özellikle tüm dünyada sayilari giderek artan yalniz ve iliski kurmakta zorlanan insanlarin alternatif bir seçenegi olarak görülmekte veya böyle sunulmaktadir.”

Insan robot evliligi mümkün mü?

Kadin veya erkegin cinsel iliski ve duygusal doyum için insani degil de robotu tercih etmesinin birçok kavrami yeniden tanimlanmasinin gerektirdigini dile getiren Prof. Dr. Ebulfez Süleymanli, bu kavramlarin en basinda ailenin geldigini vurguladi.

Bu durumun gelecekte önemli sorunlara yol açabilecegini kaydeden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanli, sözlerine söyle devam etti: “Bir insanla bir robotun evliligi mümkün müdür?  Bu evlilikle birlikte evlat edinmek istemeleri nasil karsilanmalidir? Yoksa robot çocuklar imal mi dilecek? Öte yandan robot olan ebeveynin çocugun duygusal ihtiyaçlarini karsilayabilecegi düsünülebilir mi? Belki de en önemlisi bir insanla iliskiyi tercih etmeyen anne ya da baba, çocugu ile saglikli bir iliski kurabilecek midir? Kimligimiz bu süreçte nasil degisecek, yeni ahlak ve ahlakin normlari ne olacak? Insan bedeninin nesnelestirilmesi üzerine insa edilmis, insan ruhunun, bedeninin ve duygularinin bütünlügünü görmezden gelen yeni bir bedensellikten bahsedebilir miyiz?”

Istirmar edilenler istismar eden konumuna gelebilir

Demografik, etik ve diger birçok açidan genel olarak insanligin gelecegi için büyük bir tehlike olusturan bu duruma iliskin hukuki, dini ve felsefi sorgulamalarin günümüzde basladigini aktaran Prof. Dr. Ebulfez Süleymanli, tartismalarin çogunun robotlarin eksik kalacagi noktalar üzerine yogunlastiginin altini çizdi.

Bu durumun bile insanin ne kadar büyüklenen ve hak sahibi bakisla yaklastigini anlatan Prof. Dr. Süleymanli söyle devam etti: “Simdiye kadar, kullanicilarin kafasinda robot partnerlerini onlarin kullaniyor veya istismar ediyor olmalari ve her zaman robotlarin ikincil bir konumda olacaklari yönündedir. Oysa tarihten de bildigimiz gibi,   istismar olunanlar bir süre sonra istismar eden konumuna gelebilirler. Bunu siradan bir nesne olan bilgisayarlarin ve akilli telefonlarin, bugün yasamimizda asla vazgeçemeyecegimiz bir cihaz haline gelmelerinden gözlemleyebiliyoruz. Nitekim günümüzde artik insanlarda bu tür akilli cihazlardan uzak kalamama duygusu, uzak kalindiginda iletisim kopuklugundan kaynakli korku duyulmasinin problem haline gelebilecegi psikolojik bir rahatsizlik olusturmaktadir. Yeni bir bagimlilik türü olusmus durumda.   Belki yakinda aramizda robotlara zihinsel olarak bagimli hale gelen birçok insan olacak. Insanlarin robota benzetilmeye çalistigi bu çagda robotlara da insani özellikler yüklenmeye çalisildigi akillardan çikmamalidir.”

Aileyi destekleyici ve koruyucu politikalar gelistirilmeli

Isin en tehlikeli boyutunun bu tarz egilimlerin özellikle iliskilerde sorun yasayan ve yalniz olan gençler açisindan cazip bulunmasi ve giderek daha fazla taraftar toplamasi oldugunu söyleyen Prof. Dr. Ebulfez Süleymanli su tavsiyelerde bulundu:

“Bu tarz robotlari üreten sirketler de yapay zekâ odakli yeni ürünler tasarlayarak cazibe alanini daha da genisletmektedirler.  Aile ve evlillik kurumunu, hatta insanligin gelecegini birçok yönden tehdit eden bu tarz egilimlerin önüne geçebilmek için toplumbilimcilerin,  devlet kurumlarinin ve STK’larin is birligi içinde, aileyi destekleyici ve koruyucu politikalarin gelistirilmesi insanligin gelecegi açisindan son derece önemlidir.”