"KENTSEL DÖNÜSÜM TERCIH DEGIL, ZORUNLULUKTUR”
Ege-Koop Genel Baskani Hüseyin ASLAN “Depreme karsi en etkili önlem yeni uydu kentler olusturmaktir. Covid-19 sürecinde karsilastigimiz sikintilarda göz önünde bulundurularak çagdas dünyanin öngörmüs oldugu en yüksek kentsel standartlari Türkiye’ye, kentlerimize getirmeliyiz” dedi.
Izmir’deki konutlarin %70’inin 30 yasin üzerinde, TUIK’in açiklamalarina göre 313 bin konutun depreme karsi dayaniksiz oldugu degerlendirildiginde, kentsel dönüsümün tercih degil, zorunluluk oldugunu bir kez daha gösterdigini vurgulayan ASLAN “Kentsel dönüsümde temel ilke kentte yasayan herkesin ekonomik, sosyal, kültürel, fiziksel, çevresel ve güvenlik baglaminda ‘kaliteli’ bir yasama sahip olmasidir” dedi. Dönüsümün sinirli bir zaman dilimiyle degil, sürdürülebilirlik prensibine uygun olarak yerine getirilmesi gerektigini vurgulayan ASLAN “Ayni zamanda proje alaninda yasam kalitesinin devamini saglamak için vatandaslarla birliktelik, dayanisma ve iletisim kesintisiz sürdürülmeli” diye konustu.
KENTSEL DÖNÜSÜM’DE 3 TEMEL ILKE :
“NITELIK, YERINDELIK VE BIRLIKTELIK”
Kentsel dönüsümün günü kurtarma degil, gelecegi kucaklama hedefli ve ‘NITELIK, YERINDELIK VE BIRLIKTELIK’ prensiplerinden sapma göstermeden gerçeklestirilmesi gerektigine dikkat çeken ASLAN; “Nitelikten kastim fiziksel, sosyal ve kültürel donati alanlaridir. Yesil doku ve sosyal alanlar bu baglamda ciddi bir biçimde dikkate alinmali, üretilecek ‘NITELIKLI’ konutlar; deprem, yangin, otopark ve yalitim yönetmeligine uygun olmali, ‘engelli’ yurttaslarimizin ‘engelsiz' yasayacaklari fiziki düzenlemeyi de içermelidir. Ayni zamanda “YERINDE dönüsüm’ ile insanlarimizi yasadigi çevreden koparmadan yerinde dönüsüm saglanmalidir. BIRLIKTELIK ilkesi ise kentsel dönüsümün Anayasasi’dir. Kentsel alanlarin yeniden düzenlenmesini öngören ve belli bir toplumsal hinterlandi olan projeler, ancak; birlikte çalisarak, katilimcilik ve saydamlik yoluyla basariya ulasabilir”
Günümüzde, dünyada gelismislik açisindan devletlerin yani sira kentlerin de yaristigini vurgulayan ASLAN “Izmir’in afetlere yönelik karakteristigi, kaçak ve denetimsiz yapilarinin orani, denetimli yapi stogunun fiziksel (yas) yapisal (depreme dayanikli) özellikleri degerlendirildiginde nitelikli “kentsel dönüsüm uygulamalarinin” kent için kaçinilmaz oldugu görülmektedir. Yerel yönetimlerle isbirligi içinde metropollerde ‘stratejik gelisme’ planlari hazirlanmali, bu planlarla kentlerin saglik, turizm, finans, egitim ve kültür merkezlerine dönüstürülmesi hedeflenerek marka kentler olusturulmalidir” dedi.
“TOPLUMCU PROJELER GELISTIRILMELI”
ASLAN, Ege-Koop’un yeni dönemde de sorumluluk olarak gördügü ‘TOPLUMCU PROJELER’ için kollari sivadigini belirterek “Tüm kentte toplumcu, katilimci ve demokratik örgütlenme anlayisiyla kent ortakligi kurulmali, bu ortakligin özel sektör, kamu sektörü ve yerel katilimcilardan olusan 3 tasiyici sütunu olmalidir. Odaginda halkin oldugu, demokratik, katilimci, saydam ve hesap verebilir yönetim anlayisiyla projeler hazirlanip, uygulanmalidir” dedi. Toplumcu kentsel dönüsüm projelerinin ‘bütüncül’ bir yaklasimla uygulanmasi gerektigini belirten ASLAN “Uygulanacak bölgenin güçlü, zayif yönleri, firsatlari ve tehdit unsurlari göz önünde bulundurulmalidir” diye konustu.
Ege-Koop’un kentsel dönüsüm felsefesinin odaginda insan, hedefinde de; saglikli, mutlu, güvenli yasam, sosyal esitlik, toplumsal baris, kentsel rekabet ve modern kentlesme oldugunun altini çizen ASLAN “Acil kentsel dönüsüm ve depreme önlem olarak Izmir’in dört bir bölgesinde yeni uydu kentler olusturmak ihtiyaciyla karsi karsiyayiz. Izmir’i çevreleyen hazine arazilerinde uydu kentlerin insasi için imar çalismalarina baslanmasi ve Çevre ve Sehircilik Bakanligi ile Izmir Büyüksehir Belediyesi’nin bu konuda siyaset üstü bir anlayisla sürdürülebilir isbirligi artik kaçinilamaz bir zorunluluk haline gelmistir” dedi.
Kontrolsüz göç, plansiz, sagliksiz kentlesme, kaçak yapilasma ve yasanilan deprem felaketinin kentsel dönüsümü özellikle Izmir baglaminda ötelenemez bir ihtiyaç haline getirdigini vurgulayan ASLAN “Sagliksiz kentlesme, kaçak ve çarpik yapilasma sik sik çikarilan imar aflari bir yandan kent estetigini bozarak görüntü kirliligine neden oldugu gibi diger yandan da; sosyal dokunun bozulmasina, farkli görüntü ve özellikte kent parçalarinin olusmasina, dolayisiyla ekonomik, kültürel farklilasmaya ve yoksulluk görüntüsünün yayginlasmasina yol açmistir” dedi.
