Tarih: 05.01.2021 09:21

Evlerde Beslenen Kuslar Alerjik Reaksiyona Neden Olabilir

Facebook Twitter Linked-in

Köpekler ve kedilerin yani sira, kuslar da sikça evcil hayvan olarak tercih edilen önemli bir grubu olusturur. Evlerinizde veya yakininda beslediginiz kus türleri de alerjik reaksiyonlara neden olabiliyor. Alerji ve Astim Dernegi Baskan Yardimcisi ve Yetiskin Alerji Uzmani Dr. Ögr. Üyesi Kürsat Epöztürk kus alerjilerini detayli bir sekilde sizler için anlatti. 


 Kus tüyü alerjisi nedir?

Kedi ve köpek alerjilerinde oldugu gibi, evde kus besleyen ve alerji egilimi olan insanlarda da kus alerjenlerine duyarlilik olabilir. Bunun sonucunda alerjik konjunktivit, alerjik rinit ve alerjik astim yakinmalari olusabilir. Yani özellikle hayvan yakindayken veya kafesini temizlerken gözlerde yasarma, kasinti ve kizariklik; burunda kasinti, hapsirik, akinti ve tikaniklik; nefes darligi, hirilti, öksürük, gögüste sikisma hissi gibi sikâyetler olur. Bu tarz alerjik belirtileri olan hastalara uygulanacak alerji testi paneli evde beslenen hayvani da içerecek sekilde hazirlanmalidir. Yapilan bir çalismada alerjik belirtileri olan ve evde kanarya veya muhabbet kusu besleyen hastalarin beste birinde bu kuslarin tüylerine karsi duyarliligi oldugu tespit edilmistir. Meslekleri geregi bu kuslarla daha yogun olarak temasi olan kisilerde bu oranin daha sik olacagi tahmin edilebilir. Örnegin hayvanat bahçesinde kuslarla ilgilenen çalisanlarin beste ikisinin kus alerjenlerine duyarli oldugu ve bunlarin yarisinda alerjik belirtilerin de ortaya çikmis oldugu saptanmistir.

Kus tüyü alerjisi olanlarda gelisen alerjik hastaliklardaki temel yaklasim diger evcil hayvan alerjilerinde oldugu gibi sorumlu hayvanin (ve kafesinin) hastadan uzaklastirilmasidir. Hayvanin gönderilmesi henüz mümkün degilse alinabilecek bazi ikincil derecede önlemler vardir:

Kus ve kafesi hastanin yattigi odaya sokulmamalidir.

Kusa elledikten sonra eller iyice yikanmadan göze, burna, agza, yüze götürülmemelidir.

Kusun oldugu odada düzenli temizlik yapilmalidir.

HEPA filtreli elektrikli süpürge kullanilmalidir.

Kus kafesi düzenli olarak (hasta disindaki biri tarafindan) temizlenmelidir.

Olusan belirtilerin tipine ve yogunluguna göre göz damlalari, burun spreyleri, antihistamin denen alerji ilaçlari ve astim ilaçlari kullanilir. 

Kusla iliskili alerjiler nelerdir?

Kus besleyen insanlarda alerjik nezle ve alerjik astim gibi hastaliklari tetikleyen bir baska etken de akar alerjileri olabilir. Ev tozu akarlari tüylü hayvanlarin deri artiklarindan da beslendiginden kedi, köpek, kus beslenen evlerde sayilarinin daha yüksek olmasi beklenebilir. Ayrica kuslarin tüylerinde farkli akar türleri de bulunabilir. Bu akarlarin hem ev tozu akarlarininkine benzer hem de kendilerine özgü alerjenler üretebildigi gösterilmistir.

Kusla iliskili bir baska alerjik durum ise kus yeminden kaynaklanabilir. Besledigi muhabbet kusunun kafesini temizlerken astim atagi geçiren bir hastanin kusa degil yem olarak kullandigi tahila alerjisi oldugu saptanmistir.

Kus-yumurta sendromu nedir?

Benzer protein yapisinda olan alerjenlere çapraz duyarliliklar olabilir. Bu durumun bir örnegi de kus-yumurta sendromu olarak adlandirilan tablodur; bu durum, kuslarda ve yumurta sarisinda bulunan bir alerjenin ortakligindan kaynaklanir. Yetiskinlik döneminde evde beslenen kusa karsi solunum yoluyla gelisen duyarlilik bu çapraz tabloya neden olur. Çig veya sarisi az pismis yumurtayi yemek bu durumdaki hastalarda ciddi alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Sorumlu olan alerjen isiya dayaniksiz oldugu için iyi pismis yumurta genellikle sorunsuz tüketilir. Pismis tavuk eti de genellikle reaksiyona neden olmaz veya agiz içinde hafif yakinmalara sebep olur ama çig tavuk etine dokunmak deride kasinti ve kizariklik olusturabilir.

Hipersensitivite pnömonisi

Bir çesit alerjik asiri duyarlanma sonucu, akcigerlerde pnömoniye (zatürree) benzeyen ama mikrobik olmayan bir tablo olusabilir. Etkilenen kiside ates, öksürük, nefes darligi, halsizlik gibi belirtiler görülür. Özellikle canli kökenli maddelerle yogun bir sekilde ugrasan çiftçiler, mantar toplayicilari, kürkçüler, ipek böcegi üreticileri, agaç isçileri, tütün isçileri gibi meslek gruplarinda daha sik görülen bu tablo basta güvercin olmak üzere kus yetistiricilerinde de görülebilmektedir. 

Hastalik kendini akut (ani baslangiçli) veya kronik (müzmin) sekilde gösterebilir. Akut formu duyarli kisi hastaliga neden olan maddeye aralikli ve yogun sekilde maruz kaldiginda olusur. Belirtiler maruziyetten sonra birkaç saat içinde ortaya çikar. Hasta etkilendigi ortamdan uzaklastiginda bir gün içinde kendiliginden iyilesir. Kronik formunda kisi hastaliga neden olan maddeye düsük dozda ama sürekli maruz kalmistir. Geri dönüssüz akciger hasari olusur ve sebep olan etkenden uzaklasmak hastaligi düzeltmeye yetmez. Subakut denen ara bir form da bulunur; düsük dozlarda maruziyet ile belirtiler sinsi sekilde ilerler ve ortamdan uzaklasinca tablo düzelir.

Hipersensitivite pnömonisi tanisinda laboratuvar testleri sadece yardimcidir. Genellikle teshis öyküye göre konur. Bronkoskopik olarak alinan yikama ve doku örnekleri tani koydurucu olabilir ama genellikle parça alinmasi gerekmez. Hastaliga ait radyolojik bulgular akciger filminde ve özellikle yüksek rezolüsyonlu bilgisayarli tomografide izlenebilir.

Kus besleyicilerinde görülen hipersensitivite pnömonisi eger belirtilerin süresi alti haftadan azsa ve hastanin kuslardan ve beslenen ortamdan uzak kalmasi saglanirsa tam iyilesme ile düzelir. Daha uzun süreli hastalik durumunda ve sorumlu olan etkenden uzaklasmak yetmiyorsa kortizon tedavisi ile akcigerdeki tutulum düzeltilmeye çalisilir. Kronik olgularda uzun süre ve yüksek doz kortizon vermek gerekir. Akcigerlerde ileri derecede geri dönüssüz hasar olusmussa bu hastalik ölüme neden olabilir.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —