Vücudun elektrolit dengesini sagliyor, asit-baz dengesini koruyor, sinir sisteminin düzenli çalismasinda kilit rol üstleniyor, kan dolasimini düzenliyor… Ideal miktarlarda tüketildiginde sagligimiz üzerinde son derece önemli katkilari olan ‘tuz', bunu
Dünya Saglik Örgütü’ne göre; günde ortalama 5 gram tuz vücudumuzun ihtiyacini karsilamak için yeterli geliyor. Ancak yapilan çalismalar, ülkemizde ideal tuz miktarindan yaklasik 3 kat fazla tuz tüketildigini gösteriyor. Acibadem Maslak Hastanesi Nefroloji Uzmani Prof. Dr. Sevgi Sahin yemeklere tuz eklemeden de tükettigimiz besinlerden günde 5 gram tuz aldigimiza dikkat çekerek, “Sanilanin aksine tuzun büyük bir miktarini yemeklere serpilen tuzdan degil, salam, sosis veya paketlenmis atistirmaliklar gibi islem görmüs besinlerden aliyoruz. Öyle ki islenmis besinler sodyum aliminin yaklasik yüzde 75 gibi yüksek bir oranini olusturuyor. Dolayisiyla sofradan tuzlugu kaldirmak kadar islenmis besinlerden uzak durmak çok önemli.” diyor. Peki ideal miktarin üzerinde tüketilen tuz sagligimizi nasil etkiliyor? Nefroloji Uzmani Prof. Dr. Sevgi Sahin fazla tuz tüketiminin neden oldugu 6 hastaligi anlatti; önemli öneriler ve uyarilarda bulundu!
Yüksek tansiyon
Fazla tuz tüketiminin yol açtigi en önemli sorunlardan biri, kan basincini yükseltmesi. Ayrica tuz etkilerini azalttigi için kan basincini düsürmek amaciyla alinan tansiyon düsürücü ilaçlarin dozunu ve sikligini da artirmak gerekiyor. Tuz ile hipertansiyon arasinda doza bagli ve dogrudan bir iliski mevcut. Günlük sodyum tüketiminin 1.8 gram azaltilmasi hipertansiyon hastalarinda sistolik (büyük) kan basincinda 9.4 mmHg, diyastolik (küçük) kan basincinda da 5.2 mmHg düsme sagliyor.
Kan basinci yükseldiginde inme riski de 3 kat artiyor. Nefroloji Uzmani Prof. Dr. Sevgi Sahin bunun aksine tuz aliminin azaltilmasinin uzun dönemde inme ve kalp damar hastaliklari riskini düsürdügüne dikkat çekerek, “Örnegin tuz tüketimi 10 gramdan 5 grama düstügünde kalp damar hastaliklari riski yüzde 17, inme riski de yüzde 23 oraninda azaltilabiliyor.” diyor.
Tuz tüketiminin fazla oldugu beslenme aliskanligi, karin bölgesindeki yag hücrelerinin çogalmasina neden olan kandaki leptin düzeyini yükseltiyor. Prof. Dr. Sevgi Sahin karin bölgesinde olusan yaglanmanin da insülin direnci için önemli bir risk faktörü olusturdugunu belirterek, “Bunun aksine düsük sodyumlu beslenme aliskanligi edinmek glukozu dokulara tasiyan transporterlerin miktarini ve yag hücrelerinin içindeki insülin reseptörlerini düzenliyor ve böylece insülin direnci azaliyor.” diyor.
Osteoporoz
Günümüzün önemli bir saglik problemi olan ve ‘osteoporoz’ olarak adlandirilan kemik yogunlugu azalmasi nedeniyle 50 yas üstündeki her 2 kadindan biri ve her 5 erkekten biri, kemik kiriklari problemiyle karsi karsiya kaliyor. Fazla tuz tüketimi kemiklerden kalsiyumun serbestlesmesine ve idrarla vücuttan atilmasina neden oluyor. Bunun sonucunda kemikler zayifliyor ve kolay kirilabilir hale geliyor.
Yüksek sodyum içeren beslenme aliskanligi ‘mide kanseri’ gibi çok ciddi bir tablonun gelisme riskini de artiriyor. Prof. Dr. Sevgi Sahin yüksek sodyum içeren beslenme aliskanliginin mide mukozasinda hasar olusturduguna isaret ederek, söyle devam ediyor: “Yüksek sodyum içeren diyet, helicobacter pylori adli bakterinin midede hasar yapmasina yatkinlik olusturuyor. Hasarlanan mide mukozasinda da kanser gelisebiliyor. Bu nedenle tuzlu, tütsülenmis ve salamura gidalardan uzak durmak gerekiyor” diyor.
Böbrek yetmezligi
Fazla tuz tüketimi sistemik kan basincini yükseltmesinin yani sira böbrek içinde yer alan küçük damarlarin kan basincini da artiriyor. Bunun sonucunda damarlar yirtilarak böbrek dokusunda hasar olusturuyor. Fazla tuz tüketiminin yol açtigi bir baska önemli sorun da, idrarda protein kaçagina neden olmasi. Tüm bunlarin etkisiyle böbreklerde tas olusumu veya uzun dönemde böbreklerde yetmezlik gibi önemli sorunlar gelisebiliyor.
Damar hastaligina bagli demans
“Damar hastaligina bagli demans, bunamanin en sik görülen türü olarak karsimiza çikiyor.” diyen Prof. Dr. Sevgi Sahin, sözlerine su uyariyla devam ediyor: ”Fazla tuz tüketimi damar yapisini bozarak ve kan basincini yükselterek damar hastaligina bagli demansin ilerlemesini hizlandiriyor. Beynin kan dolasiminin damar sertligi nedeniyle hasar görmesi sonucunda olusan bu tablo, zihinsel fonksiyonlarimizin tümünü olumsuz etkiliyor. Kan basincinin kontrol altinda olmasi ise damar sertligi riskini azaltiyor.”
Tuzu azaltmanin 6 püf noktasi!
• Sofraya tuzluk koyma aliskanligindan vazgeçin.
• Yiyeceklerinizi tuz yerine baharatlarla lezzetlendirin.
• Alisveris yaparken paketli ürünlerin son kullanma tarihinin yani sira sodyum içerigine bakmayi da aliskanlik haline getirin. 100 gramlik bir ürün 1.5 gram tuz veya 0.6 gram sodyum içeriyorsa “yüksek tuzlu ürün” grubuna girerken; 0.6 gram tuz ya da 0.1 gram sodyum varsa “düsük tuzlu ürün” grubunda yer aliyor.
• Hardal, zeytin, soya sosu ve ketçap gibi yiyeceklerin tuz içerigi çok fazla oluyor. Bu besinleri tüketmekten mümkün oldugunca kaçinin. Örnegin 1 çay kasigi soya sosu 335mg sodyum (837.5 mg tuz), bir çay kasigi kabartma tozu 530 mg sodyum (1.32 gram tuz) içeriyor. Bu miktar günlük tuz aliminin neredeyse 5’te 1‘ini olusturuyor.
• Zeytin, tursu, peynir gibi salamura besinler de yüksek miktarda sodyum içeriyor. Bu besinlerden de mümkün oldugunca kaçinin.
• Enginar, ispanak ve kereviz gibi sebzeler yüksek tuzlu sebzeler arasinda yer aliyor. Öyle ki 100 gram enginar 86, ispanak 71, kereviz de 100 mg sodyum içeriyor. Bu besinleri pisirirken ekleyeceginiz tuz miktarini azaltmayi unutmayin.