Tarih: 28.12.2020 06:06

ISTANBUL IÇIN DEPREM UYARISI!

Facebook Twitter Linked-in

Beklenen büyük Istanbul depremi için yapilan arastirmalara göre 2024’e kadar Marmara’da deprem olma ihtimalinin yüzde 50 oldugunu belirten Dr. Ömer Fatih Sak, olasi bir depremin büyüklügünün ise 7.2 ila 7.6 arasinda tahmin edildigini ve 5.8’lik deprem ile arasindaki enerji farkinin bin kat fazla olacagini kaydetti.

Marmara Bölgesi'ni diken üstünde tutan ve uzmanlarca yaklastigi belirtilen Istanbul depremiyle ilgili yapilan tahminleri degerlendiren Dogus Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Insaat Mühendisligi Bölümü Ögretim Üyesi Dr. Ömer Fatih Sak, beklenen deprem büyüklügünün 7.2 ila 7.6 arasinda tahmin edildigini belirtti. Sak, depremin gerçeklesme periyoduna bakildiginda ise Istanbul depreminin tekrarlanma periyodunun gelmis ve geçmis durumda oldugunu söyleyerek, gelisen insaat teknolojilerinin yapilarda kullanilmasiyla birlikte depremin siddetinin, can ve mal kaybinin azaltilabilecegini kaydetti.

Binalarin deprem güvenligini arttirmak için kullanilmakta olan teknolojik gelismelerden bahseden Dr. Sak, yapilarin dayanikli olmasinin hayati önem arz ettigini belirterek, su ifadelerde bulundu:

"Sismik izolatör denilen kauçuktan yapilan malzemeler yapinin temel seviyesinden uygulanarak deprem kuvvetini ve yapinin salinimini ciddi oranda azaltabilir. Ayrica dinamik titresim sönümleyicileri 15 Temmuz Sehitler Köprüsü'nde kablo titresimlerini azaltmak için kullanilmistir. Bu yöntemlerin haricinde mikrometre hassasiyetinde ivme ölçerler ile yapi sagligi anlik olarak izlenebilmektedir. Yapinin izlenmesinin de ötesinde akilli bina dedigimiz sistem entegrasyonu sayesinde bu cihazlar deprem aninda yapidaki asansör gibi makineleri kapatabilir, gazi kesebilir veya depremin öncü sarsintilarini tespit ederek birkaç dakika öncesinden erken uyari sistemini devreye alabilir. Deprem izolatörlerinin daha ileri seviyesinde ise ITÜ’den Prof. Dr. Ünal Aldemir hocamizin bir çalismasinda gördügümüz kadariyla aktif kontrol teknolojisi sayesinde yapilarin deprem ve rüzgar gibi çevresel etkilere karsi öngörülen güvenlik, dayanim ve konforu saglayacak sekilde kendini adapte etmesi saglanabilir."

"BEKLENEN DEPREM 7.6'YI BULABILIR"

Gerçeklesmesi beklenen Marmara depremiyle ilgili yapilan tahminlerden bahseden Dr. Sak, "Farkli deprem düzeyleri belirli periyotlarla tekrarlanmaktadir. Bununla ilgili olarak Türkiye Bina Deprem Yönetmeligi (TBDY) 2018’de DD1, DD2, DD3 ve DD4 olmak üzere dört farkli deprem düzeyi tanimlanmistir. Özellikle Marmara’da beklenen deprem DD2 düzeyinde olan, büyüklügü 7.2 ila 7.6 arasi tahmin edilen ve 50 yilda bir olma ihtimali yüzde 10 olarak tanimlanan depremdir. Bu bölgede gerçeklesen en yakin depremin bati ucunda 1912 senesinde Tekirdag Mürefte’de ve dogu ucunda ise 1999 senesinde Kocaeli Gölcük’te meydana geldigi dikkate alindiginda, ayni fay hatti üzerinde 1939 yilindan itibaren sirali bir biçimde depremin bati ucuna dogru yaklastigini görebiliyoruz. Önümüzdeki senelerde yüksek bir ihtimalle Marmara depremini bekleyebiliriz. Bununla ilgili olarak bir tahminde bulunan ABD’li jeofizikçi Dr. Tom Parsons Marmara’da 2024 yilina kadar yüzde 50 ihtimalle büyük bir deprem olacagini belirlemistir. 2034 yilina kadar ise ihtimal daha da artmakta ve yüzde 62’lere çikmaktadir. Tabi bu kadar sürenin geçmesi gerekmiyor, deprem yarin da olabilir. Önemli olan bizim buna hazirlikli olup olmadigimizdir" dedi.

"5.8'LIK DEPREM ILE BEKLENEN DEPREM ARASINDAKI ENERJI FARKI BIN KAT"

Depremin büyüklügü ve siddetinin farkli kavramlar olduguna dikkat çeken Sak, "Büyüklük depremde açiga çikan enerji miktariyla ilgilidir. 1935 yilinda Prof. Dr. Charles Richter tarafindan bulunmustur ve logaritmik olarak artmaktadir. Yani 6 büyüklügündeki bir deprem ile 7 büyüklügündeki bir deprem karsilastirilirsa aralarinda yaklasik olarak otuz kat enerji farki ortaya çikmaktadir. Geçtigimiz yil Istanbul’da meydana gelen 5.8’lik deprem ile beklenen Marmara depreminin 7.8 büyüklügünde olmasi durumunda ikisinin açiga çikardigi enerji farki bin kat olacaktir diyebiliriz. Siddet ise depremde olusan hasarin miktariyla ilgilidir ve bunun için Mercalli siddet ölçegi kullanilmaktadir. Depremin büyüklügü degismezken, siddet bölgeden bölgeye degisebilir. Genellikle depremin merkezinde siddet büyük olurken uzaklastikça azalmaktadir" diye konustu.

"DEPREMIN SIDDETINI AZALTMAK MÜMKÜN"

"Depremin büyüklügünü azaltmak mümkün degildir ancak siddeti alacagimiz önlemlerle azaltabiliriz" diyen Sak, "Bir bölgede ayni büyüklükte deprem olmasina ragmen farkli siddet seviyeleri görebilmekteyiz. Deprem siddetini azaltmak için en etkili yöntem depreme dayanikli yapilar tasarlamaktir. Japonya’da 8 büyüklügünde deprem olmasina ragmen siddetin 6-7 seviyelerinde kalmasi ancak ülkemizde 7.4 büyüklügünde bir depremin 10 siddetinde gerçeklesmesi tamamen plansiz yapilasma, yetersiz malzeme kullanimi ve insan hayatini hiçe saymanin bir neticesidir" seklinde konustu.

"RISKLI YAPILAN TESPIT EDILMELI"

Binalarin depreme dayaniksiz oldugunu anlamak için bakilmasi gereken parametreler oldugunu söyleyen Sak, ”Deprem yönetmeligimizde (TBDY-2018) ve kentsel dönüsüm için kullanilmakta olan Riskli Yapilarin Tespit Edilmesine Iliskin Esaslar’da (RYTEIE-2019) bu parametreleri bulabilirsiniz. Bunlarin baslicalari yapidan karot dedigimiz beton numunesinin alinmasi ve kirma deneyi ile dayaniminin tespit edilmesidir. Ayrica donatinin cinsi, adedi ve korozyon (paslanma) orani da belirlenmektedir. Sonrasinda yapidan ölçüler alinarak rölövesi çikarilmakta ve deprem analizleri yapilmaktadir. Böylece RYTEIE’ye göre bakildiginda risk durumu ve TBDY’ye göre bakilirsa performans seviyesi görülebilmektedir. Ikisinin arasindaki fark kentsel dönüsümde kullanilan esaslarin yapinin sadece inceleme kati dedigimiz zemin veya bodrum katindan numune alinmasi ve pratik bir yöntem olarak karsimiza çikmasidir. Ancak bu yöntemle binalara saglam demek mümkün degildir ve güçlendirme için de esas alinamaz. Bir yapiyi güçlendirmek ya da saglam diyebilmek için TBDY 2018’de belirtildigi gibi tüm katlarindan laboratuvar çalismasi yapilmaktadir" ifadelerinde bulundu.

"HASARLI BINALAR GÜÇLENDIRILMELI"

Yapilari depreme dayanikli duruma getirmek için alinacak önlemleri siralayan Sak, "Binalari depreme dayanikli duruma getirmek için yenilemek ya da güçlendirmek gerekir. Bunun için de farkli yöntemler var. Örnegin mantolama dedigimiz bir yöntemle tasiyici eleman olan kolonlarin etrafi minimum 10 cm donatili beton ile sargilanabilir. Bunun için farkli bir malzeme çesidi olan karbon elyaf lifler (CFRP) de kullanilmaktadir ve bu yöntem deprem yönetmeligimize girmistir. Bununla ilgili örnek bir deney ITÜ’deki Prof. Dr. Alper Ilki hocamiz tarafindan yapilmistir. Bu örnekte birbirine esdeger iki yapidan birisi CFRP ile güçlendirilmis olmasi sebebiyle çok büyük deplasman yapmasina ragmen yikilmamis ve can güvenligini saglamistir. Baska bir yöntem olarak binada tugla duvarlarin bir kismi kaldirilarak betonarme perde dedigimiz deprem dayanimi kolonlardan çok daha yüksek olan tasiyici elemanlar olusturulabilir. Bir baska metot olan püskürtme beton (shotcrete) dedigimiz uygulama ile tugla duvar kaldirilmadan disaridan da güçlendirilebilir. Böylece deprem kuvvetini ciddi mertebede tasiyan bir nevi sigorta sistemi yapiya entegre edilebilir. Bir baska yöntem ise çelik güçlendirme yapilabilir, yani çelikle kolon sargilama ya da iki kolon arasina perde duvar gibi çalisan çelik çaprazlar olusturarak deprem kuvvetleri karsilanabilir. Çelik çaprazlarin daha da ileri seviyesinde sismik damperlerle deprem kuvvetinin sönümlenmesi saglanabilir" yorumlarinda bulundu.

"ZEMIN ILE BINA FREKANSI YAKIN OLMAMALI"

Son olarak bina yapiminda zeminin önemine de deginen Sak, "Zemin bina için çok önemlidir. Yapi ile zeminin etkilesimi düsünülürse deprem aninda zeminin frekansiyla yapinin frekansinin birbirine yakin olmamasi gerekir. Eger ayni olursa bu durum binanin yikilmasina sebebiyet verebilir. Zemin eger saglam bir zemin degilse sivilasma riski de ortaya çikabilir. Bina yapiminda sahaya özel analizler yapilmasi ve binanin zemin ile frekansinin azaltilmasi gerekmektedir" diyerek sözlerini sonlandirdi.

(IHA)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —