Kanser rakamlarina bakildiginda, her geçen yil hem dünyada hem Türkiye’de artis görüldügüne dikkat çeken Tibbi Onkoloji Uzmani Prof. Dr. Okan Kuzhan, “Türkiye’de bu artistaki sebeplerde birçok özel neden var. Bunlar arasinda koruyucu hekimdeki ilerlemeler, tiptaki birçok gelisme ve çagcil yasamin getirdigi tüm destek tedavileriyle yasam kayiplarinin azalmasi yer aliyor” diye konustu.
“TÜRKIYE’DE AKCIGER KANSERI BIRINCI SIRAYA YERLESTI”
Geçmise göre enfeksiyon hastaliklarina bagli olan kanserlerde azalma ve yaslilikla ilgili görülen kanserlerde artis oldugunu söyleyen Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Tibbi Onkoloji Anabilim Dali Ögretim Üyesi Prof. Dr. Okan Kuzhan, Türkiye’deki kanser vakalariyla ilgili sunlari anlatti:
“Erkeklerde en sik görülen kanserler prostat ve akciger kanserleri ve bunu kalin bagirsak kanserleri izliyor. Kadinlarda da en sik görülen kanserler arasinda meme ve akciger kanseri yer aliyor. Son yillardaki istatistiklerde, kadin-erkek esitligi ne yazik ki kötü aliskanliklarda daha belirgin hale geldi. Kadinlarda sigara içme aliskanliginin erkeklere yaklasmasiyla dünyanin birçok yerinde ve Türkiye’deki yeni rakamlarda da akciger kanseri ne yazik ki birinci sirayi almaya basladi.”
“TEDAVI ILE KANSERLI YASAYANLARIN SAYISI ARTTI”
Dünya ve Türkiye’de nüfusla birlikte kanser hastasi sayisinin da arttigina ancak bununla birlikte kansere bagli yasam kayiplarinin azaldigina dikkat çeken Prof. Dr. Okan Kuzhan, “Bugün artik kanser kronik bir hastalik haline geldigi için herkesin çevresinde bir kanserli hasta görmek mümkün. Aslinda tabloya iyi tarafindan bakmak gerekir. Koruyucu hekimlikteki ilerlemeler, tiptaki birçok gelisme ve çagcil yasamin getirdigi tüm destek tedavileri yasam kayiplarinin azalmasini sagladi” dedi.
“BAGISIKLIK TEDAVILERI ILE TIPTA DEVRIM”
Kanser tablosunun bugün geldigi noktada son yillarda yasanan önemli gelismelerin çok önemli yeri oldugunu hatirlatan Prof. Dr. Okan Kuzhan, tedaviyle ilgili su bilgileri aktardi: “Hastalarda kanser cerrahiyle çikarilamayacak boyutta ilerlemis ve basta organlara siçramis durumdaysa kemoterapi uygulanir. Bununla birlikte hastanin durumuna göre tedavinin farkli asamalarinda da kemoterapi tedavisine basvurulur. Kemoterapi tedavisinde de uzun zamandir kullandigimiz geleneksel hücre öldürücü ilaçlarin yani sira özellikle son yillarda akilli ilaçlar gündemde. Son olarak da immünoterapi olarak adlandirilan bagisiklik tedavileri önemli bir gelisme oldu.
Immünoterapinin birçok kanserin tedavisinde devrim yarattigini belirten Prof. Dr. Okan Kuzhan sözlerine söyle devam etti: “Önceden kanser tedavisinde kanserin nereden çiktigina bakiyorduk. Ancak bu tedaviyle kanserin nereden basladigi ya da nereye gittiginin hiç önemi bulunmuyor. Bazi özel boyama teknikleriyle hangi kanserlerin bu tedaviden yanit alabilecegini önceden belirliyoruz. Bu gruptaki kanserler, nereden çikarsa çiksan ya da hangi organa siçrama yaparsa yapsin tam yanit alinabiliyor.”
“YÜZDE YETMIS ÇOK IYI SONUÇ ALINABILIYOR”
Bugün kanserlerin üçte birinin tamamen iyilestigini, üçte birinde de ömrün çok uzadigini hatirlatan Prof. Dr. Okan Kuzhan, bu noktada tarama ve erken tani yöntemlerinin önemine isaret etti. Bununla birlikte özellikle içinde bulundugumuz dönemde tarama yaptirmak konusunda insanlarin duydugu korkulara dikkat çekerek sözlerine söyle devam etti: “Hastalar tarama yaptirmak ya da kontrol için hastaneye gitmekten çekiniyor. Bu süreçte meslektaslarimla konustugumda, hastaneye gitmeyen birçok hastanin tedavi evresinin geçmis oldugunu duyuyorum. Ancak bu dönem uzun sürecek. Üstelik hastaneler de tüm önlemlerin alindigi güvenli alanlar. Bu nedenle insanlarin korkusuzca hastanelerde taramalarini yaptirmalari gerekir.”
“TARAMALARI AKSATMA NEDENI: KÖRÜKLENMIS KORKU”
Kanserde yüzde 70’e varan oranlarda çok iyi sonuçlar alinmasina karsin hala hastaligin kendiyle ilgili insanlarda korku oldugunu söyleyen Prof. Dr. Okan Kuzhan, “Tedavide basari bu kadar yüksekken kanserden neden bu kadar korkuldugunun, hastaligin yasam kaybiyla eslestirildiginin arastirilmasi gerekir. Biz toplum olarak insanlari korkutarak güdülemeye, ögretmeye alismisiz. Kanser korkusuyla insanlarin daha çok taramaya gideceklerini zannediyoruz. Oysa insanlar, ‘nasil olsa kanser tanisi koyulursa da iyilesmeyecegim’ diyerek taramalarini yaptirmiyorlar. Taramalardaki aksatilmanin bir sebebinin abartilmis, körüklenmis kanser korkusundan kaynaklandigini düsünüyorum” dedi.
“RISKI AZALTABILIRIZ, ANCAK SIFIRLAYAMAYIZ”
Kanserin çok basit önlemlerle önüne geçebilecegini hatirlatan Yeditepe Üniversitesi Kosuyolu Hastanesi Tibbi Onkoloji Uzmani Prof. Dr. Okan Kuzhan, “Bunlar arasinda kilo almamak, hareketli yasam, sigara ve alkol tüketmemek var. Tüm önlemler alinsa bile, ne yazik ki kanser olma ihtimalimiz var. Buradaki mesajimiz da ‘evet saglikli yasayacagiz fakat dünyayi kendimize zindan etmeyecegiz.’ Riski azaltabiliriz ancak asla sifir olmaz. Bunun için erken tarama programlari önem kazaniyor” diye konustu. Prof. Dr. Okan Kuzhan, tüm bu önlemlere ragmen kanser tanisi alindiginda da kanserin tedavi edilebilir bir hastalik oldugunu unutmamak gerektigi uyarisinda bulundu.