Tarih: 28.01.2021 19:52

Lohusalik depresyonu, bebegin yasamini da etkiliyor

Facebook Twitter Linked-in

Üsküdar Üniversitesi NPISTANBUL Beyin Hastanesi Uzman Psikolog Dilara Aloglu, “Postpartum depresyon” adi verilen lohusalik depresyonunun kadinin yasam kalitesini düsürdügünü belirterek erken müdahalenin önemine isaret etti.

Depresyonun, bebeklikten yasliliga kadar hayatin her döneminde görülebilen psikiyatrik bir rahatsizlik oldugunu belirten Uzman Psikolog Dilara Aloglu, “Kadin yasaminin en güzel dönemlerinden biri olarak adlandirilan gebelik ve dogum sonrasi dönem ayni zamanda ruhsal bozukluklarin gelisimi açisindan dikkat edilmesi gereken de bir dönemdir” dedi. 

Dogumdan sonraki ilk 2-4 haftada ortaya çikiyor

Uzman Psikolog Dilara Aloglu, “Postpartum depresyon, dogumdan sonraki ilk 2–4 haftada belirtileri ortaya çikan ve 12’inci aya kadar devam edebilen, önemli psikiyatrik durumlardan biridir. Aslinda sürecin fizyolojik alt yapisi, dogumla birlikte vücutta meydana gelen degisimler, hormonel inis-çikislar ve rahmin eski haline dönme süreci, psikolojik alt yapisi ise günlük yasantinin degismesi ve "bir bebegim var, artik anneyim!" hissinin birçok kadinda olumsuz duygulara neden olmasi durumudur. Ilk bir hafta kadar normal kabul edilen bu tip duygular, uzun süreli oldugunda postpartum yani lohusa depresyonundan süphelenilebilir” diye konustu.

Annelik hüznünden ayirt edilmesi güç olabiliyor

Dogum sonrasi depresyonun bulgularinin, dogum yapmayan kadinlardaki depresyondan farkli olmadigini ancak dogal olarak görülebilecek belirtilerden (kilo kaybi, uykusuzluk vb.) ya da dogum sonrasindaki ilk günlerde siklikla görülen annelik hüznünden ayirt edilmesinin güç olabilecegini belirten Dilara Aloglu, sunlari söyledi:

“Dogum sonrasi depresyonunda daha çok kisinin aile üyelerine karsi sevgisizligi ve bebegine karsi zit duygulari daha ön plandadir. Diger bulgular, duygudurumun deprese olmasi, aktivitelere ilginin azligi, istah degisikligi, yorgunluk, uyku bozukluklari, çocugun bakiminda güçlükler, suçluluk hissi, kendine güven azligi, konsantrasyon güçlügü, psikomotor retardasyon ya da ajitasyon ve intihar düsünceleridir. Bu durum hafif ya da orta siddette oldugunda sinsi bir seyir izleyip hastaneye yatisi gerektirecek derecede agirlasabilir.” 

Risk faktörlerine dikkat!

Lohusa depresyonunda biyolojik ve psikososyal nedenlerin oldugunu kaydeden Uzman Psikolog Dilara Aloglu, “Gebelik döneminde yükselen bazi hormonlarin (östrojen ve progesteron) dogumla birlikte ani düsmesi depresyondan sorumlu tutulmustur.  Postpartum depresyon için pek çok risk faktörü tanimlanmistir” diyerek bu faktörleri söyle siraladi:

“Birden fazla çocuga sahip olma, 

Kisinin depresyon geçmisi, 

Gebeligi/çocugu istememe (plansiz gebelik), 

Ekonomik olarak düsük gelir, düsük egitim seviyesi, 

Evlilik durumu (esle olumsuz iliski), 

Dogum sekli, 

Emzirme (baslangicinin dogru kurulamamasi, anne ve bebegin emzirme adaptasyonunda yasanan olasi basarisizlik)

Zor geçen bir hamilelik, yorucu ve zor bir dogum deneyimi, 

Dogumdan sonra yeterli destegi görememek,

Ihtiyaçlari karsilamada zorlanma,

Dogum sirasinda anne ve/veya bebegin yasadigi olasi bir saglik sorununun, dogum sonrasi dönemi de olumsuz etkileyebilecegi gibi durumlar risk faktörleri olarak bilinmektedir.”

Dogum sonrasi her kadinda degisimler yasaniyor

Her annenin dogumdan sonra fizyolojik ve hormonal birtakim degisimler yasadigini ancak bu degisimden etkilenme siddetinin anneden anneye farklilik gösterebildigini belirten Uzman Psikolog Dilara Aloglu,  “Dogum yapan tüm kadinlarda hormonal degisiklikler olmasina ragmen ruhsal bozukluklarin ancak kadinlarin %10-15'inde gelismesi sosyal zorlanma, kisiler arasi iliski sorunlari, sosyal destekten yoksun olma gibi durumlarla da ilgili olabilecegini düsündürmektedir” dedi.

Dogum sonrasi depresyon çocuklari da etkiliyor

Uzman Psikolog Dilara Aloglu, “Hayatlarini kendilerinden çok dis faktörlerin yönettigini düsünen anneler dogum sonrasi depresyon açisindan yüksek risk grubundadir. Bazi arastirmalar depresif olmayan annelere göre depresif olanlarin çocuklarina daha az sefkat ve ilgi gösterdiklerini göstermektedir. Dogum sonrasi depresyona sahip annelerin çocuklarinin daha sinirli, çekingen, daha az yüz mimigi kullanan, az konusan, sik davranis problemi gösteren ve bilissel açidan zorlanmalar yasayabilen çocuklar oldugu görülmüstür.  Erken yaslarda gelisen depresyonun ise büyüme/gelisme, okul basarisi, aile ve arkadas iliskileri gibi konular üzerinde olumsuz etkiye sahip oldugu yine arastirmalar tarafindan ispatlanmistir” dedi.

“Dogum sonrasinda bir kadin alisilanin aksine çocugu ile ilgili tuhaf davranislar sergiliyorsa, bir anneden beklenen davranislardan ziyade ihmal, bebege karsi hirçin ya da tuhaf davranislar sergiliyorsa mutlaka dogum sonrasi psikiyatrik durumlar akla gelmelidir” diyen Uzman Psikolog Dilara Aloglu, “Tedavi edilmeyen vakalarda intihar ya da bebege zarar verme durumlari da görülebilir.  Bazi anneler bebege verilen hayati zararlar nedeniyle dava konusu olabilmektedir. Ayrica bozulmus anne–bebek baglanmasi, bebegin kötüye kullanimi ve bebegin ihmali olmasi durumlari da yine olasi sonuçlar arasindadir” dedi.

Dogum sonrasi depresyon tedavi edilebilir

Dogum sonrasi hüznü ya da depresyon tedavisinde annenin belirtilerinin siddetine göre belirlenecek motivasyonel görüsmeler, bilissel davranisçi çalismalar, ilaç tedavisi, Transkraniyal Manyetik Uyari (TMU) ve Elektro Konvülsif (EKT) tedavisi gibi seçenekler kullanildigini kaydeden Uzman Psikolog Dilara Aloglu, “Hem sikliginin yüksek olmasi hem ölümcül sonuçlarinin olabilmesi açisindan kadin ruh sagliginda dikkat edilmesi gereken durumlarin ilk sirasinda gelmekte olan dogum sonrasi depresyonu, koruyucu ruh sagliginin önemini de açikça gösteriyor. Bu nedenle kadinin gebe kalmadan önce ruhsal olarak iyi durumda olmasi, gebelik süreci ve sonrasinda kendisini nelerin bekledigi ile ilgili bilgilendirilmesi, süreçle bas etme becerilerinin güçlendirilmesi önem tasiyor” dedi.





Orjinal Habere Git
— HABER SONU —