Tarih: 14.10.2021 13:25

Meme kanseri tedavisinde stresten uzak durulmali...

Facebook Twitter Linked-in

Dünya Saglik Örgütü tarafindan 2004 yilindan bu yana meme kanserinde erken teshisinin önemine dikkat çekmek ve meme kanseri farkindaliginin vurgulanmasi amaciyla 01-31 Ekim Ayi Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkindalik Ayi olarak belirlendi.

Üsküdar Üniversitesi NPISTANBUL Beyin Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Iremnur Balandi, meme kanseri teshisi konan bireylerin psikolojisi evrelerine degindi ve ailelerine hastanin psikolojik iyi olusunu saglayacak tavsiyelerde bulundu.

Ruh ve beden sagligi birbirini etkiliyor

Saglik denilince ilk olarak beden sagliginin akla geldigini belirten Uzman Klinik Psikolog Iremnur Balandi, “Bedenimizde yolunda gitmeyen bir seyler oldugunda belirtilerin fizyolojik olarak kisa zamanda ortaya çikmasi kaçinilmaz olur. Gerek somut belirtilerinin olmasi gerekse de tanisinin daha kisa sürede konulmasi nedeniyle beden sagligi konusunda toplum olarak çok daha bilinçli oldugumuzu söyleyebiliriz. Pek ya ruh sagligimiz?  Insan sadece bedeninden ibaret degildir. Ruhu ve zihni ile bir bütündür. Tam da bu sebeple ruh ve beden sagligi birbirinden bagimsiz düsünülemez ve birinde yasanilan herhangi bir sikinti digerini de etkiliyor.” dedi.

Psikolojik saglamlik çok önemli

Meme kanserinin ülkemizde yaygin bir saglik sorunu olarak kadinlarda en sik görülen kanser türü oldugunu animsatan Balandi, “Son bir yilda 18 bin kadina meme kanseri teshisi konulduguna iliskin arastirmalar, durumun önemini ortaya koyuyor. Meme kanseri her ne kadar fizyolojik kökenli bir rahatsizlik olarak degerlendirilse de, meme kanserine yakalanma riskini azaltmak ve meme kanseri tedavisinden olumlu sonuç alabilmek için psikolojik saglamligin da olabildigince iyi olmasi gerekiyor. Çünkü üzüntü, öfke gibi duygular kiside stresi arttirarak zaman içerisinde kisinin bedeninde de birtakim saglik sorunlarina sebep olabiliyor.” ifadelerini kullandi.


Hasta 5 farkli evreden geçiyor

Uzman Klinik Psikolog Iremnur Balandi, meme kanseri tedavisinde stresten uzak durmanin, üzüntü ve öfke gibi duygularla basa çikabilmenin son derece önemli oldugunu söyledi. 

Hem hastaya hem de hasta yakinlarina moral ve motivasyon için sorumluluk düstügünü kaydeden Iremnur Balandi, kanser tanisi konulduktan sonra kisinin hastaligi kabul etmeden önce 5 farkli evreden geçtigini belirterek bunlari inkâr, öfke, pazarlik, depresyon ve kabullenme olarak siraladi.

Ilk evrede hastanin henüz hastaligin farkinda olmadigini ve saskinlik içerisinde oldugunu ifade eden Uzman Klinik Psikolog Iremnur Balandi, sunlari söyledi:“Öfke evresinde kisi hastaliga iliskin oldukça siddetli bir isyan dönemindedir. ‘Baskasi degil, neden ben?’ seklinde sitemkâr söz ve düsünceler ön planda olur. Üçüncü evre olan pazarlik evresinde hasta, kismen de olsa hastaligina iliskin farkindalik kazanmis olur ve kansere yakalanmasina iliskin sebepler ortaya çikarir. Bu asamada kisinin kendisiyle ilgili bir kayip yasadigini düsünmesinden dolayi, hastanin yas sürecine benzer bir süreç yasadigi söylenilebilir. Dördüncü evrede kisi degisen yasam düzeniyle birlikte ümitsizlige kapilir. Tedavi süreci basladigi için, hastaneye gelmesi ve muayene olmasi bile onun ruh halini tetikler. Çünkü artik inkâr süreci bitmistir. Sira yüzlesmededir. Son olarak kabullenme evresi baslar. Hasta artik üzüntü ve kizginlik duygularini yatistirmis ve hastaligina iliskin tam anlamiyla farkindalik kazanmistir. Hasta kabullenmeyi yenilgi olarak görmedigi noktada tedavi ve iyilesme süreci de baslamis olur.”

Yok saymak ve duygulari bastirmak zarar veriyor

Meme kanseri tanisi konan kisi kadar ailesinin de bu durumdan etkilendigini vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Iremnur Balandi, “Hastaligin getirdigi sonuçlar, kayip yasama korkusu, kanserin seyri ailede krize sebep olabiliyor. Bu durumda duygularin direkt olarak ifade edilmesi, iletisim kurmak ve is birligi yapmak tedaviye destekleyici bir etken olacaktir. Fakat hastaliga iliskin konusmaktan kaçinmak, yok saymak ve duygularin bastirilmasi, hastaliginin getirdigi yabancilasma ve uzaklasma dürtüleri çatismaya davetiye çikaracak ve hastanin ailesiyle arasinin açilmasina neden olacaktir.” diye konustu.


Aile destegi çok önemli

Ailede paylasimin artmasinin, tüm aile bireylerinin bu süreçte yalniz hissetmesinin önüne geçerek psikolojik iyi oluslarini destekleyecegini vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Iremnur Balandi sözlerini söyle tamamladi: “Açik ve samimi iletisim kurmak, ortak faaliyetlerde bulunmak, hastaliga iliskin hazir hissedildiginde konusabiliyor olmak, hasta yakinlarinin da kendi duygu, düsünce ve ihtiyaçlarini bastirmadan karsi tarafa ifade edebiliyor olmalari bu sürecin herkes için daha saglikli atlatilabilmesine olanak taniyacaktir.” 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —