1 Haziran itibariyle kademeli normallesmeye geçildi. Restoranlar ve kafeler müsterilerini kabul ediyor. Yazin gelmesiyle beraber tatil yörelerine de gidiliyor. Peki bu süreçte nelere dikkat etmek gerekiyor? Mümkünse yemegin açik havada yenmesini tavsiye e
Üsküdar Üniversitesi NPISTANBUL Beyin Hastanesi Enfeksiyon Hastaliklari Uzmani Dr. Songül Özer, bu dönemde dikkat edilmesi gerekenler konusunda degerlendirmelerde bulundu.
Restoran ve kafelerin oturma düzenlerini seyreltilmis sekilde düzenlediklerini kaydeden Dr. Songül Özer, “Biz de mekanlara girdigimizde temizlik, maske ve mesafe kurallarina uydugumuz takdirde ayrica özel bir önlem almamiza gerek yok. Havalarin isinmasi ve asilarin yapilmasiyla bütün dünyada bir rahatlama dalgasi oldugunu biliyoruz ama yine de önlemlere uymaya devam etmeliyiz. Virüsün yayilma ihtimalinin daha az oldugu açik bölümleri olan mekanlari tercih etmeliyiz.” dedi.
“Pandeminin basindan bu yana 1 – 1.5 metre mesafe kuralini ve 15 dakikadan daha kisa sürelerde virüsün bulasma ihtimalinin düsük oldugunu biliyoruz” diyen Dr. Songül Özer, “Ancak bir restorana veya kafeye gidip yemek siparisi verdigimizde o yemegin gelmesi en asagi 15-20 dakikadir. 15-20 dakikada da yemegin yenme süresi olarak düsünecek olursak mekanda geçirilen süre mininum yarim saat oluyor. Enfeksiyon açisindan da 30-45 dakikalik süreyi asmamak gerekiyor. O mekanlara yemek yeme için gitmek gerekiyor, yemek yendikten sonra hemen kalkilmalidir.” diye konustu.
Kafe ve restoranlarin genel temizlik ve hijyen kurallarina uymasinin önemine isaret eden Dr. Songül Özer, “Bir mekana gidildiginde eger oradaki servis örtüsünün veya çatalin, bardagin veya biçagin kirli oldugu görülüyorsa oturmamak, yiyecek tüketmemek gerekiyor. Müsterinin önüne getirdigi malzemeyi bile temizlemeyen bir mekana gidilmisse mutfaginin hijyen kurallarina uydugu düsünülemez. Masa örtüsünü, bardagi, çatali, biçagi koronavirüsten korunmak için silmenin hiçbir faydasi olmayacaktir. Koronavirüsün yüzeylerde yasadigini biliyoruz ama cansiz yüzeylerden kisiye geçme ve hastalik yapma ihtimali çok düsük. Virüsün canliligini sürdürebilmesi için canli bir hücre içinde olmasi gerekir. O yüzden tükürükle, solunum salgilariyla, burun ve bogaz sürüntüleriyle insandan insana bulasabiliyor. Cansiz yüzeylerde uzun süre kalmaz, kalsa ve kisiye bulassa da etkili bir koronavirüs tablosu olusturma ihtimali çok düsüktür. O yüzden gittigimiz yerlerde sandalye, tabak, çatal, bardak ve masa silme gibi eylemlere koronavirüs açisindan hiç gerek bulunmuyor.” diye konustu.
Masalar arasinda 2 metre olmali
Iki masa arasinda ortalama 2 metrelik bir mesafe bulunmasi gerektigini de hatirlatan Dr. Songül Özer,”2 metrelik masa mesafesi müsterilerin maskelerini indirip yemek yiyecekleri veya içecek tüketecekleri düsünülerek ayarlanmis bir mesafedir. Bu mesafe yeterli olacaktir. Ihtimal düsük de olsa baskalari ile bir aradayken 2 metrelik mesafe olsa bile yemegi yerken ya da içecek tüketilirken maske indirilmeli. Yani masaya oturuldugu anda maske çikarilip yemek bitene kadar maskesiz oturup da mekandan ayrilirken maskeyi takmak dogru bir yaklasim degil. Yanimizda birileri varsa yemek gelene kadar maske ile sohbet edecegiz. Yemek bitince de mutlaka tekrar takilmali.” uyarisinda bulundu.
Dr. Songül Özer, “Çok kalabalik olan bir yere, insanlarin kesinlikle maske takmadigini gördügümüz, çok yakin mesafelerde masalari olan, eline eldiven giymemis veya elini yikadigindan emin olmadigimiz insanlarin hazirladigi yiyeceklerin oldugu bir restorana gitmemeliyiz.” dedi.
Maske için torba bulundurulmali
Yemek yerken maskenin nerede durmasi gerektigini de belirten Dr. Songül Özer, “Maske bir yere birakilmak zorunda ise yüze degen kisim masaya degecek sekilde birakilabilir. En dogrusu yanimizda bir torba bulundurmak. Hiçbir sey bulunamazsa bir peçete veya bir mendil arasina maskeyi koyup masaya veya çantaya o sekilde koymak gerekiyor. Her zaman söyledigimiz gibi maskenin dis yüzü kirlidir, o yüzden dis yüzün masaya degmemesi gerekir. Masalar sürekli silindigi için maskeden masaya geçecek mikroorganizma da temizlenmis oluyor. Orada da asiri bir hassasiyete gerek yok ama dogrusu maskenin dis yüzünün direk masaya degil de bir posete veya mendile degmesidir.” dedi.
Kapi kolundan alinan virüs zarar vermez
Tuvalet ve lavabolarda koronavirüse özel bir durum olmadigini kaydeden Dr. Songül Özer, “Çünkü tuvaletlerde ve lavabolarda zaten normalde de kapi kolu ve armatür disinda hiçbir yere degmemeye çalismaliyiz. Kapi kolunu ve armatürü bir mendille tutmak gibi eylemlere gerek olmadigini söyleyebiliriz. Içerisinde çamasir suyu olan dezenfektanlar çikti. Çok tehlikeli ve yanlis. Kullaniminin sinirlandirilmasi gerektigini düsünüyorum. Çünkü insanlar onu kullaninca her sey bitmis gibi davraniyor. Oysaki yararindan çok zarari var. Birçok toksik ve kimyasal maddeyi aliyoruz. Insanlar ve hayvanlar steril bir ortamda yasamamali. Hem gerek yok hem de zarari var. Belli oranda mikroorganizmayi floramiz için zaten almamiz gerekiyor. Immun sistemimiz alacagimiz bakteriyi, virüsü ve paraziti öldürmeye yeterli. Zaten çok fazla oranda alirsak ancak hastalik meydana geliyor. Kapi kolundan veya armatürden alinan virüs hiçbir zarar vermez. Sonrasinda zaten elimizi yikiyoruz.” dedi.
Klima bakimlari düzenli yapilmali
Bu dönemde klima temizliginin de önemli oldugunu hatirlatan Dr. Songül Özer, “Merkezi sistem klima varsa zaten bakimlarinin düzenli olarak yapilmasi gerekiyor. Duvar tipi klimadan herhangi bir mikroorganizma bulasma ihtimali zaten çok zayif çünkü onlarin büyük su depolari veya tanklari olmuyor. Mevcut olan havayi nemlendirip ya da temizleyip disari birakiyorlar sadece. Büyük klimalar da bakimlari yapildigi sürece koronavirüs için özel bir durum olmayacaktir.” dedi.
Araç içerisinde maske çikarilmamali
Yaz aylarinin gelmesiyle beraber bu dönemde gerçeklestirilecek seyahatlerde alinmasi gereken önlemlere de dikkat çeken Dr. Songül Özer, “Ileri yastaki bireyler seyahat ederken ya yanlarina bir refakatçi alma durumlari var ya da aileden birisi kendi aracini kullaniyor ve araçta 3 -4 kisi birlikte seyahat ediyor. Eger araçta kendilerinden baskalari da varsa, yolculuk ne kadar uzun olursa olsun mutlaka araç içinde maskeyi çikarmamak gerekiyor. Çünkü aracin içi çok küçük, dar bir alan. Bizim fiziksel mesafemiz 1,5 – 2 metreyi aracin içinde koruyamiyoruz. O nedenle aile ferdi bile olsa maske ile yolculuk yapmak gerekiyor.” uyarisinda bulundu.
Uzun süreli yolculuklarda ara ara durup arabadan inip veya cami açip maskeyi çikarip havalanma ihtiyaci hissedilecegini kaydeden Dr. Songül Özer, “9 -10 saat maske ile seyahat etme teorik olarak dogru ama uygulanabilirligi zor. O nedenle mutlaka iki saatte bir cami açip havalandirma yapmali. Sadece Covid-19 için degil genel uyari olarak da araç içinde birden fazla kisi varsa kesinlikle tütün ve benzeri ürün de kullanilmamasi gerekiyor.” dedi.
Tatil yapilacak otellerde de mutlaka sosyal mesafe kuralina uyulmasi gerektigini kaydeden Dr. Songül Özer, tatilde dikkat edilmesi gereken detaylar hakkinda da sunlari söyledi:
“Bazi otellerin güneslenirken veya denize girerken çok fazla insanin bir arada olmasini önlemek adina azaltma uygulamalari yaptigini okuyoruz. Bu çok güzel bir uygulama çünkü her ne kadar açik hava da olsa 1 metre, 1,5 metre mesafeyi korumakta fayda var. Sezlonglari da sosyal mesafeli yerlestirmisler. Bazi oteller aileler için özel alanlar olusturmus. Denize girerken de fiziksel mesafeye dikkat edilmeli. Yogunlugun oldugu bir anda girmemek lazim. Çünkü yüzüyorsunuz mesafeyi sürekli kollamaniz mümkün degil. Denizde yogunluk varsa girilmemeli. Sakin olan yerlere, tek basiniza yüzebilirsiniz. Virüsün suyla geçmedigi bilgisini biliyoruz. Tuvaletle geçmedigini biliyoruz. Yeme içmeyle geçmedigini biliyoruz. Havuzda denizde maske kullanimi olmayabilir elbette ama sosyal mesafeyi korumamiz gerekiyor.”