Bornova Mesleki ve Teknik Egitim Merkezi’nde müdür yardimcisi olan Hasan Ayhan Aycan’in ögrencisi tarafindan siddete ugramasi Türk Egitim Sen ve Siddetsiz Toplum Dernegi tarafindan kinandi. Bornova Mesleki ve Teknik Egitim Merkezi’nde Türk Egitim Sen Izmir 2 No’lu sube Baskani Irfan Toksoy tarafindan yapilan basin açiklamasinda; 2013 yilinda Izmir’in Karabaglar Ilçesi’ndeki Nazire Merzeci Ilkögretim Okulu’nda, görev yaparken ögrencisi tarafindan biçaklanarak öldürülen ögretmen Rabia Sevilay Durukan ile 2017’de Ödemis Kaymakçi Çok Programli Anadolu Lisesi Müdürü iken ögrencileri tarafindan pompali tüfek kullanilarak öldürülen okul müdürü Ayhan Kökmen de anildi. Ögretmenlerin itibarsizlastirilmaya çalisildigini ve itibarsizlastirmanin siddet olaylarini arttigini belirten Toksoy; "Bütün itibarsizlastirma çabalarina ragmen Atatürk ilke ve inkilaplarindan sasmadan görevini yapan gelecek nesillerimizin yetistirilmesi mücadelesinin kahraman neferi ögretmenlerimiz.
Gün geçmiyor ki kamu çalisanlarina yapilan siddet haberlerini duymayalim. Hemen her gün egitim çalisanlarina yönelik siddet haberleri ile sarsiliyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti’nin batiya açilan aydin yüzü güzel Izmir de bu siddet haberlerinden nasibini aliyor. Geçtigimiz iki ay içerisinde art arda Izmir’den de ögretmene siddet haberleri gündeme düstü. Biz her seferinde bu son olsun diye temennilerde bulunurken tek amaci nesillerimizin iyi yetistirilmesi olan elleri öpülesi kiymetli ögretmenlerimize karsi siddet olaylari artarak ve siradanlasarak devam ediyor. En acisi ise bu vandallik kokan siddet hareketlerinin bir kismi bizlere emanet edilen gelecegimizin teminati ögrencilerimiz tarafindan ögretmenlerine karsi yapilmasidir. Bugün burada yine bir ögrencimiz tarafindan ögretmenine uygulanan siddeti protesto etmek için toplandik.
‘Bana bir harf ögretenin kirk yil kölesi olurum’, ‘Eti senin kemigi benim’ söylemleriyle ana kucagindan, ata ocagindan sonra bizlere teslim edilen ögrencilerimiz nasil bu hale geldiler. Ögretmenine kiyacak siddet uygulayacak bir hale nasil geldiler.
SORUMSUZ AÇIKLAMALAR ÖGRETMENE OLAN SIDDETI ARTTIRDI
Bu duruma gelmemizde devletimizin en yetkili makamlarinda bulunanlarin sorumsuz açiklamalar yapmalarinin etkisi büyüktür. Ülkenin siyasetçisi, Milli Egitim Bakani, valisi, kaymakami tarafindan ögrencilerinin gözü önünde azarlanan, sinifindan kovulan ögretmenler, okullarda ve sokaklarda da veliler ve ögrenciler tarafindan dövülür hale gelmistir. Siyasilerin her firsatta yaptiklari açiklamalarla “Yan gelip yatiyorlar, diger memurlarla ayni maasi aliyorlar”. Gibi açiklamalar vatandas gözünde devletin asli unsuru devlet memurlarini ve özelde ögretmenlerimizi itibarsizlastirarak siddetin hedefine koymakta siddet olaylarinin tirmanmasina sebep olmaktadir. Devlet memurlari özellikle vatandaslarimizla yakin iletisim içinde olan ögretmenlerimiz ve saglik çalisanlari bakimindan bu siddet olaylari tahammül edilemez ve kabul edilemez siradan olaylar haline gelmistir. Buradan kamuoyuna yüce Türk milletinin serefli mensuplarina ve siyasetçilere bir kez daha yüksek sesle haykiriyoruz. Bizler köle degil devlet memuruyuz. Devletimizin bizlere verdigi görevi yasa ve yönetmelikler çerçevesinde layigi ile yerine getirmeye çalisiyoruz ve bu siddet olaylarini hak etmiyoruz, Bugün burada Izmir Bornova Meslek Egitim Merkezi’nde siddete maruz kalan Hasan Ayhan Aycan ögretmenimizin siddete ugramasini protesto etmek bu menfur saldiriyi kamuoyuyla paylasmak yetkililere sesimizi duyurmak için toplandik. Ögretmenimize geçmis olsun dileklerimizi sunuyoruz siddetin her türlüsünü lanetliyor ve kiniyoruz.
SADECE YARALANMIYORUZ SIDDET OLAYLARINDA ÖLÜYORUZ DA
Bizler sadece yaralanmiyoruz. Bu siddet olaylarinda maalesef üzülerek ifade ediyoruz ki baskalarinin çocuklarini egitmeye çalisirken hayatimizin baharinda ugradigimiz siddet olaylarinda ölüyoruz kendi çocuklarimiza sarilamiyor büyüdüklerini göremiyor hayati onlarla paylasamiyor birer görev sehidi olarak yasama hakkimizin elimizden alinmasina seyirci kaliyoruz. Bu vesileyle bir kez daha Izmir’de fedakârca görev yaptiklari okullarinda, yani ikinci evlerinde ugradiklari siddet olaylarinda sehit olan ögretmenlerimiz ögretmen Rabia Sevilay Durukan ve Okul Müdürü Ayhan Kökmen arkadaslarimiza ve yurdumuzun her yerinde görevleri sirasinda sehit düsen ögretmenlerimize Allahtan rahmet geride kalanlarina sabir diliyoruz.
Onlar egitim sehitlerimizdir. Ilim irfan yuvasi okullarimizda çocuklarimiza sadece okuma yazma, matematik, fen bilimleri degil; her seyden önce ahlakli, erdemli insan olmayi ögreten, ögrencilerini çocuklarindan ayirmayan, imkâni olmayan ögrencilere yardim eli uzatan bu ögretmenlerimiz hiç hak etmedikleri halde saldiriya ugramis ve öldürülmüstür.
Öte yandan yine onlarca ögretmenimiz, egitim çalisanimiz her yil ögrencileri ya da veliler tarafindan fiziksel, sözlü, psikolojik siddete ugruyor. Egitimcileri korumasi gerekenler sustukça saldirilar artmakta, susmaya devam ettikçe de siddet ve yaralamalarin sonu gelmeyecektir.
Basta ögretmenler olmak üzere egitim çalisanlarinin hakir görülmesi, horlanmasi, ögretmenlik mesleginin küçümsenmesi, etkisiz ve yetkisizlestirilmesi motivasyonu azaltan uygulamalar, ekonomik, özlük ve sosyal yönden hak gasplari ülkeyi yönetenlerin ögretmenlerin, egitim çalisanlarinin itibarlarini sarsici açiklamalar yapilmasindan ivedilikle vaz geçilmeli bu konu ile ilgili gerekli tedbirler ve cezai yaptirimlar gecikmeden alinmalidir. Siddeti Önleme Kanunu” hazirlanmalidir. Türk Ceza Kanunu’nda egitim çalisanlarina yönelik siddeti caydirici nitelikte yeni düzenlemeler yapilmalidir.
Gün susma sessiz kalma günü degildir devleti yönetenlerin cesur kararlar alarak kamu çalisanlarinin yaninda yer almalari ve bu olaylara karsi sesiz kalmamalari failleri cezalandirici ve bir daha böyle olaylarin yasanmamasi için çaba sarf etmeleri bütün kamuoyunun beklentisidir.”
RIZA SÜMER: SIDDET INSANIN AYIBI HATTA ZAYIF YANIDIR
Kadina, doktorlara ve çesitli ortamlarda siddete maruz kalanlara destek olmak için çesitli etkinliklere imza atan Siddetsiz Toplum Dernegi Baskani Riza Sümer de ögretmene yapilan siddete tepki gösterdi. Sümer tarafindan yapilan yazili açiklamada siddetin insanin ayibi ve zayif yani olduguna vurgu yapildi. Sorunlarini çözümü için Milli Egitim Bakanligi’nin ivedilikle müfredati güncellemesi gerektiginin altini çizen Sümer açiklamasinda sunlari söyledi;
"Öncelikle, yasantimiza, ailemizden daha fazla katki yapan tüm ögretmenlerimize sevgi, saygi ve takdirlerimi sunarim. Yas veya cinsiyetlerine bakmaksizin alinlarindan, hatta ellerinden öper, bagrima basarim. Canli cansiz tüm varliklara yönelik her türlü insan siddeti, aslinda insanin ayibi ve zayif yanidir. Siddet yapan insan, güçlü degil zayiftir, "iyi"lestirilmesi gerekir. Uzmanlar siddetin ögrenildigini söylüyor. Buna inanmak gerek. Insanlar, tüm canlilar yas aldikça degisirler, ögrenirler, güçlenirler. Ancak bazilari, kosullara bagli olarak farkli büyürler, yas alirlar. Güçlü, zayif veya olagan.
ÖGRETMENE SIDDET UYGULAYANLARIN PSIKOLOJIK DESTEGE IHTIYACI VAR
Ögretmene siddet yapan ögrenci veya velinin psikolojik destege gereksinmesi var. Ancak asil önemli olan, ögrencinin siddet degil, sevgi ve saygi gösterecek sekilde yetistirilmesidir. Bunun nasil basarilacagini ise bilim dallari söylüyor. Egitim müfredati, adalet, demokrasi, iletisim, ailede, sinifta ve okulda kendini ifade etme firsati gibi konulardaki yanlislarin düzeltilmesi, eksikliklerin giderilmesi, disiplin ve ceza islemleri, okul ve aile iliskileri, psikolojik destek, ögretmen-ögrenci sorunlari konusunda daha fazla zaman ayrilmasi, sanat, kültür ve spor etkinlikleri, sinifta ve okulda düzenli konferanslar, söylesiler siddeti kesinlikle önler.
MÜFREDAT IVEDILIKLE GÜNCELLENMELI
Siddeti önleme ve engelleme için bu konulara öncelik verilmesini öneriyorum. Ögretmenler, ders ne olursa olsun, siniflarin kalabaligina karsin, tamamen konu odakli hareket etmemeli, sorunlarin da konusulmasini saglamalidir. Bunun için Milli Egitim Bakanligi, ivedilikle müfredati güncellemelidir. Aileler elbette ekonomik ve iletisim sorunlari konusunda zorlaniyorlar. Aksamlari, hafta sonlari, tatillerde evler okul, aile büyükleri, siddetsiz iletisim, sevgi, saygi ve dostlugu isleyen ögretmenler olmalidir. Çocuklarina söz hakki vermelidir. Ögrenciler, evde ve okulda kendilerini ifade edebilmelidir. Okul yönetimleri ve ögretmenler, ayrica koruyucu ve kollayici önlemler almalidir. Siddet olayinda kullanilabilecek ve silah tanimlamasina girecek hiçbir madde, alet okula sokulmamalidir. Kendimizi koruma ve kollama yöntemlerini bilmeliyiz, korku ile yasamamali, ancak kimseye de güvenilmemelidir. Tüm ögretmenlere sevgiler."