Pandemi yalnizligi sürerken nasil mutlu olmali?

Pandemi süreci, maske, hijyenin yani sira sosyal mesafeyi de hayatimizin olmazsa olmazlari haline getirdi. Bir de virüs bulasma riskini azaltmak için gelen sosyal kisitlilik, pek çogumuzun ruh halini degistirdi. Yalnizligin ve sosyallesememenin getirdigi psikolojik yükler, hayatimizi zorluyor. Peki, yüz yüze, birlikte olmamiz mümkün degilken mutlu olmamiz mümkün mü? Bu soruya yanit veren Acibadem International Hastanesi’nden Klinik Psikolog Yesim Karakus, “Günlük hayatin stresine karsi etkili bir iletisim, sosyal bir tür olan bizlerin, en büyük güç ve direnç kaynaklarindan birisidir. Bu süreci daha saglikli atlatabilmek için sosyal mesafemizi koruyalim ancak sosyal baglantilarimizi kesmeyelim.” diyor. 

Pandemi yalnizligiyla tanistik

Covid-19, sadece vücudumuzu hasta eden bir enfeksiyona yol açmadi; bizi, sokaga çikamadigimiz, sevdiklerimize sarilamadigimiz bu nedenle “yalnizlik“ kavraminin yeni bir yönüyle karsilastigimiz bir döneme yasamamiza da neden oldu. Yesim Karakus “Birçok konuda endiseli, kaygili, sikintili, yorgun, üzgün hissediyorsaniz ve bu duygulari son zamanlarda daha yogun yasiyorsaniz, yalniz degilsiniz. Pek çok kisi ayni duygulari yasiyor. Bu süreçte birçok gelenegin ve aliskanligin kaybindan dolayi olumsuz duygularimizi yönetmekte zorluk yasanabiliyor. Içinde bulundugumuz bu pandemi sürecinde, bu duygulari hissetmemiz anlasilir ve normal bir durum.“ diyor. 

Peki bu duygu durumuyla basa çikmak için neler yapmali? Yesim Karakus’a göre, özellikle evlere kapandigimiz günlerde, acilarimizi, üzüntülerimizi, korkularimizi, kaygilarimizi yok saymaya çalismak ya da sürekli sürekli bu tür sikintilarimizi dile getirip sikayet etmek yerine oturup duygularimizla konusmak, hissettiklerimizi oldugu gibi kabul etmek gerekiyor.

Duygularinizi dinleyin!

Yalnizligin ve sosyal ortamdan uzaklasmanin insan dogasiyla çelistigini söyleyen Klinik Psikolog Yesim Karakus; “Bizler sosyal bir türüz. Gelisimimiz ve ruhsal sagligimiz, iliskilerimizle ve çevremizle sekilleniyor. Dolasiyla ruh sagligimiz ve iyi olma halimiz söz konusu oldugunda, insani psikososyal ortamindan ayiramiyorsunuz. Ancak burada, insan olarak fiziksel mesafe ile ayrilsak bile duygusal olarak birlikte olmak için inanilmaz bir kapasiteye sahip oldugumuzu hatirlatmakta fayda var.“ diyor.

Özellikle birbirimize duygusal olarak erisebilir ve bagli olmamiz gerektigini belirterek, hayatimiz daginikken bu tür olumsuz duygulari hissetmenin kaçinilmaz oldugunu, bu durumu yasarken yalniz olmadigimizi vurgulayan Yesim Karakus, “Kendimizle daha fazla vakit geçirdigimiz bu süreçte, düsüncelerimizi birakip biraz duygularimizla konusalim. Duygularimiz ve hislerimiz anlasilmayi bekler. Yasadigimiz olumsuz duygular ve saglikli olsun ya da olmasin onlarla basa çikma becerilerimiz, aslinda bizi korumak ve hayatta kalmamizi saglamak için vardir. Bu duygular, gelsinler, bize bir seyler ögretsinler, ancak kalmalarina izin vermeyelim.“ diye konusuyor.

Belirsizlik durumuyla nasil basa çikabiliriz?

“Hayat her zaman bir miktar belirsizlik içeriyor. Belirsizlik kelimesi, basi ve sonu olmayan ucu açik bir kavram. Yasadigimiz bu pandemi süreci de birçok konuda 'belirsizlik' durumunu içermekte ve bu durumunun üzerimizde psikolojik etkileri olmaktadir. Peki, yasadigimiz bu belirsiz süreç ile nasil basa çikabiliriz?’ Klinik Psikolog Yesim Karakus, bu soruya cevap verirken “Belirsizlik durumunda, konuyla ilgili bilgi sahibi olmadigimiz için sürekli bilgi arayisi içerisinde olma davranisimiz artmaktadir. Belirsizlik durumunda kaldigimizda, yasadigimiz olumsuz duygularla bas edebilmek için etrafimizdan o konu ile ilgili (dogru ya da yanlis) birçok bilgiyi almak istiyoruz. Normalden daha fazla bilgi sahibi olmayi isteme durumu, belirsizligi gidermekten çok artirmaktadir.” diyor. 

Belirsizlik sürecinin, o konuda  bilgi alma ihtiyacini tetikledigini anlatarak Karakus; “Sürekli vakalari takip etmek, iletisim kurdugumuz insanlarla koronavirüs süreci, pandemi dönemi ve bu konuda türetilen çesitli rivayetler hakkinda siklikla konusmak, hatta konusmalarin sadece bu çerçevede sürdürülmesi durumu, sürecin ne zaman bitecegi veya buna benzer konularda sürekli tahminler yürütmeye çalismak gibi durumlar, belirsizligi azaltmaktan çok büyütmeye yol açar.“ diyor. Bu sekilde sinir sistemini sürekli uyarmanin ve tetikte tutmanin kisiyi daha kaygili ve tedirgin hale getirdigini belirtiyor. Bu davranislarin ise uyku ve yeme bozukluklari, panik atak veya panik bozukluklar, anksiyete problemleri, bedensel belirti bozukluklari gibi birçok psikolojik durumu da beraberinde getirebildigine isaret ediyor.

Iletisim kurarak sosyal baglantilarinizi sürdürün

Pandemi sürecini daha saglikli geçirebilmek için Klinik Psikolog Yesim Karakus su önerilerde bulunuyor: “Bu zorlu süreçte, olumsuz duygulari hissetmemiz ve bazen daha yogun yasiyor olmamiz normal bir durum. Kendimizi ne zaman iyi ya da kötü hissettigimizi, hangi durumlardan daha çok etkilendigimizi fark etmek ve bu duygularla basa çikmada zorlandigimiz zamanlarda ise psikolojik destek almak önemlidir. Günlük hayatin stresine karsi etkili bir iletisim, sosyal bir tür olan bizlerin, en büyük güç ve direnç kaynaklarindan birisidir. Bu süreci daha saglikli atlatabilmek için, sosyal mesafemizi koruyalim ancak sosyal baglantilarimizi kesmeyelim. Bedenimiz sinirli ancak zihnimiz sinirsiz. Yarinin daha iyi olacagina inaniyorsak bugünün zorluguna katlanabiliriz.“