Pandemi tüm dünyada dönüsümün tetikleyicisi oldu ve is dünyasi bir yil gibi kisa bir süre içinde büyük bir degisim geçirdi. Çok yönlü etkileri olan pandeminin en önemli etkilerinden biri çalisma yasaminin düzeniyle ilgili oldu. Dünyanin dört bir yanindaki milyonlarca insan online çalisma sistemine geçti ve ayni çatinin altinda bile çok yönlü bir takip gerektiren insan yönetimi eskiye oranla daha zorlu, bir o kadar da kritik bir konuma geçti.
Deloitte’un Covid-19’un beraberinde getirdigi zorluklarla basa çikmada temel bir bakis açisi degisikliginin planlamadan daha önemli oldugunu gözler önüne seren ve PERYÖN - Popüler Yönetim Dergisi (PY)’nin son sayisinda da yer alan “2021 Global I?nsan Kaynaklari Trendleri” raporuna dikkat çeken PERYÖN - Türkiye Insan Yönetimi Dernegi Baskani Berna Öztinaz; “Ekonomik kriz dönemlerinde kriz yönetimini CEO’lar ve CFO’lar basta olmak üzere finans yönetim takimlari üstlendi. Pandeminin tüm dünyada es zamanli yarattigi krize ise IK yöneticileri ve takimlari liderlik ediyor. Gelisime açiklik katsayisinin sirket için sadece pandemide degil tüm krizlerde belirleyici oldugunu kanitliyor. Sirketin gelisime açikligi ise basta insan yönetiminden sorumlu olmak üzere yönetim takimlarinin gelisim vizyonu sayesinde mümkün” dedi.
Berna Öztinaz, teknolojinin dönüsümdeki rolünün kaçinilmaz oldugunu ancak is yapis biçimlerinin dijitallesmesinin kültürel degisimin ayrilmaz bir parçasi olduguna vurgu yapti. Öztinaz; “Teknolojinin verimli kullanilmasi sirkete hiz kazandiriyor. Uzaktan çalisma sürecinde teknolojinin dogru kullanilmasinin hepimizi ayni sanal çati altina tasima potansiyeli tasidigini gördük. Fakat ayni süreçte, teknolojinin bizi birbirimizden ve kurumsal atmosferimizden uzaklastirma riskini de hissettik. Insan yönetimi departmanlari her zamankinin iki kati çalistilar ve teknolojiden destek alarak herkesin uzakta ama bir arada hissetmesine yogunlastilar.”
Berna Öztinaz organizasyonel hazirligin sirketin tüm fonksiyonlarini ilgilendiren bütüncül bir kavram oldugunu ve yine IK’nin liderliginde mümkün olacagini ifade etti ve “Krizin adi degisebilir ama ortaya çikma potansiyeli daima var. Pandemi son derece siradisi bir deneyimdi. Fakat terör saldirilari örneginde oldugu gibi çok daha sert ve yikici deneyimler yasandi. Münferit ya da içinden geçtigimiz kriz gibi uzun bir sürece yayilmis krizlerde esas olan, insanin isin önünde oldugunu içtenlikle ve mutlak olarak kabul eden bir kültürü insa etmek, insana ve insani becerilere yatirim yapmayi sürdürmek. Çevik kararlar almamizi da uyum saglamamizi da bu beceriler mümkün kiliyor” dedi.
Berna Öztinaz, son dönemde sikça dile getirilen çalisan refahini (wellbeing) saglamak için çesitli programlar olusturmak yerine is¸in kendisini c¸alis¸anlarin fiziksel, mental, finansal ve sosyal sag?lig?ini destekleyecek s¸ekilde tasarlamak gerektigi bulgusunun önemine dikkat çekerek, “Pandemi tüm dünyaya sunu gösterdi. Herkesin her an yüzde yüz saglikli oldugu varsayimiyla hareket edemeyiz. Bunu garanti altina almamiz gerek. Herkes iyiyse iyi olma sansimiz var. Insanin yasam kalitesini anlik aksiyonlarla saglayamayiz, bunu isin bir parçasi haline getirmemiz sart. Çalisan deneyimi ancak fiziksel, mental, sosyal ve finansal iyilik haliyle mükemmellesebilir” dedi.