Prof. Dr. Nevzat Tarhan: "Ailede rol paylasimi yeniden yapilirsa kadina siddet azalir”

Üsküdar Üniversitesi Çözüm Odakli Kadin Sorunlari Uygulama ve Arastirma Merkezi (ÜSÇÖZÜM) tarafindan düzenlenen 8 Mart Dünya Kadinlar Günü Paneli'nde kadin sorunlari tüm yönleriyle ele alindi. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr

Gündem 9.03.2021 11:36:02 0
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: "Ailede rol paylasimi yeniden yapilirsa kadina siddet azalir”

Pandemi nedeniyle çevrimiçi düzenlenen etkinlige Üsküdar Kaymakami Murat Sefa Demiryürek, Istanbul Valiligi Aile, Çalisma ve Sosyal Hizmetler Il Müdürlügü Kadin Hizmetleri Subesi Istanbul Siddet Önleme ve Izleme Merkezi (SÖNIM) ve Üsküdar Belediyesi’nden yetkililerin yani sira NPISTANBUL Beyin Hastanesi uzmanlari  katildi. 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Ataerkil kültürden gelen önyargilarimiz var”

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, kadin haklari konusundaki ayrimciligin eski medeniyetlerden günümüze dek pek çok gelismis ülkede de görüldügünü söyledi. Tarhan, “Tarihsel olarak Fransiz ihtilali döneminde Fransa’da ‘Kadinlar insan mi, degil mi?’ tartismalari yapiliyordu. Insanligin böyle dönemleri var. Kölelige karsi en büyük mücadelenin verildigi ABD, emekçi kadinlara yapilan ayrimcilik nedeniyle Dünya Kadinlar Günü’nün basladigi yer oldu. Bizim kültürümüzde böylesine büyük kirilmalar yok fakat halen kadinin sosyal hayatta var olmasi ile ilgili toplumsal algilarimiz devam ediyor. Bazi önyargilarimiz var. Ataerkil kültürden gelen bazi özelliklerin çogu aslinda Mezopotamya kültürüdür. Mezopotamya kültüründe oldugu gibi Roma ve Babil dönemlerinde kadinlar baba evinden koca evine giden bir esya gibi görülüyordu. Hindistan’da ve bütün Asya’da da yine ayni sekilde köle gibi bakiliyordu” dedi.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Kadina en büyük haklar Hz. Peygamber döneminde verildi”

Kadina en büyük haklarin Hz. Peygamber döneminde verildigini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, sunlari söyledi: “Miras, bosanma ve birçok hukuki haklar verildi. Fakat 60-70 senelik Asr-i Saadet döneminden sonra hizla bütün haklar geriliyor. Hz. Peygamber’in hayatinda üç tip kadin var. Biri ilk esi olan, vefat edinceye kadar tek esli olarak devam ettigi ve ayni zamanda ilk Müslüman olan Hz. Hatice. Ikincisi Hz. Ayse’nin kizi, Hz. Ali’nin esi olan Hz. Fatma rolü. O erkeklerin gölgesinde kalan bir kadin rolüydü. Üçüncüsü ise açikça konusan ve fikir tartismalari yapan Hz. Ayse’ydi. Burada üç tane önemli tanimlanacak rol var. Mezopotamya dedigimiz kültür, Emevilerle birlikte tekrar canlanmis. Erkeklerin gölgesinde kalan bir rol model oldugu için Hz. Fatma seçilmis. Bu anlayis bu zamana kadar böyle gelmis. Hz. Ayse rolü çok nadir olarak öne çikmis. 21’nci yüzyilda bu rolün Islam dünyasinda canlanmasi gerekiyor. Kadinin özgürlesmesinin, kadin – erkek cinsiyetinin hak ve firsatlardaki esitliginin sembolü olabilecek bizim kültürel kaynaklarimizdan birisidir. Bunu göz ardi etmemeliyiz.” 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Siddetin sebepleriyle de ilgilenmek gerekir”

Bu özel günde herkesin yaptigi gibi duyulmak istenenleri söylemek yerine çözüm odakli sorunlara temas etmek gerektigini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Üsküdar Üniversitesi’nin kurulusunda açtigimiz merkezlerden biri de ‘Çözüm Odakli Kadin Sorunlar Uygulama ve Arastirma Merkezi’ oldu. Hocalarimizdan Aylin Tutgun Ünal o merkezin müdürlügünü yapiyor. Biz bu merkezi neden kurduk? Çözüm odakli dedik. Genellikle siddet var, onunla ilgili hep cezai tedbirler konusuluyor ama sadece sonuçlarla ilgileniliyor. Sebeplerle de ilgilenilmesi gerekir” diye konustu. 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Bilgi çaginda güçler esitlendi”

“Kültürümüzde canlandirilmasi gereken, ihmal edilmis degerler var. Bu degerleri harekete geçirmemiz gerekiyor” diyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Küresel olarak psikososyal bir degisim var. Endüstri 3.0’a kadar kadin sorunlari ile ilgili konularda hep ataerkil ögretiler ön plandaydi çünkü fiziksel güç önemliydi. 20’nci yüzyila kadar fiziksel gücü üstün olanin dedigi oluyordu. 21’nci yüzyilda bilgi çagi basladiktan sonra fiziksel gücün yerini artik bilgi gücü aldi. Bilgi gücünün üstün oldugu yerde fiziksel güç ikinci plana geriledi. Kadin ve erkegin bilgi ögretme kapasitesi ayni düzeyde kabul ediliyor. Erkek artik fiziksel gücünü, testosteronunu kullanarak hakimiyet saglayamaz. Erkek ailede ve iliskilerde fiziksel gücü ile korkutma ve sindirme yolunu kullanarak degil, ikna ve inandirma ile hareket etmek zorunda. Artik fiziksel gücün yerine erkek de zihinsel gücünü ve kültürel degerleri kullanacak. Bu sekilde iliskiler gelistirilecek” dedi. 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Kadinin iyi bir evlat yetistirmesi de önemlidir”

Kadinlarin geleneksel ögretilerdeki kültürel degisimler nedeniyle 60’lardan sonra dünyada özgürlesme hareketinin belirginlestigini, 1960’larda feminist hareket basladigini hatirlatan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, feminizmin hareket noktasinin kadinin daha çok sosyal hayata dahil olmasi oldugunu söyledi. Feminizmin hareket noktasinin faydali ve güzel oldugunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Kadinin daha çok sosyal hayata dahil olmasi, sosyal rollere girmesi ama annelik rolünü ihmal etmeden yapmasi önemli. Burada kantarin topuzu kaçti. Anneligi ikinci plana düsüren bir anlayis oldu. Bir kadinin iyi bir evlat yetistirmesi, iyi bir fabrika kurmasindan önemsiz degil. Çünkü en büyük yatirim insana yapilan yatirimdir” dedi.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Rol paylasimi dogru olursa çatisma olmuyor”

Aile dinamigini ele alirken kadin ve erkek rolünü, es rolünü, baba rolünü, is adami ve is kadini rollerini ayri tanimlayarak ilerlediklerini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Rol paylasimi dogru olursa çatisma olmuyor. Kadin çalismayi tercih ederse böyle durumlarda onun is kadini rolü ile birlikte annelik rolü de var. Böyle durumlarda baba da anneye yardim etmek zorunda. Rol paylasimi olursa geleneksel ögretilerimizdeki kadinin sosyal hayata dahil olmasina ve özgürlesmesine erkeklerin uyum saglamasi mümkün oluyor” dedi.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Kadin çift, erkek tek kariyerli oluyor”

Ailede kadin ve erkek arasinda rol paylasiminin önemine isaret eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Gördügümüz örneklerden birini paylasmak istiyorum. Toplumumuzda genellikle kadin geleneksel olarak ‘evi disi kus yapar’ mantigiyla fedakâr davraniyor, kendisi de çalisiyor. Çocuklar büyüyüp evleniyorlar ve gidiyorlar. Böyle durumlarda evde yalniz kaliyorlar. Kadin esinden ev islerinde yardim istiyor. Erkek de bu taleplere karsi direniyor. Kadin o güne kadar evinde esine saltanat vermis. Birdenbire 50 yasindan sonra o tahttan in diyor. Erkek bunu kabul etmiyor. 50 yasindan sonra bosanmalarin en büyük sebebi de bu durumlardir. Kadin çift kariyerli oluyor, erkek tek kariyerli oluyor. Annelik de ev hanimligi da birer kariyerdir. Is hayatinda olmak da bir kariyerdir. Erkekler maalesef bizim kültürde babaligi kadina birakiyor. Bu da degismesi gereken bir kültürel zayif noktamiz. Bu sekilde aile içindeki rol paylasimini yeniden yaparsak aile içi ve kadina yönelik siddet azalir. Sorun çözme stilini ögrenemiyoruz. Bunun için egitimler gerekiyor” diye konustu. 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Büyük bir proje yapmak istiyoruz”

Sadece sonuçla ugrasip siddet noktasina geldikten sonra gecikmis olundugunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “O yüzden bu konuda ekip olarak kadina yönelik ve aile içi siddet konusunda bir proje çalismamiz var. Içisleri Bakanligi, Adalet Bakanligi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanligi ile birlikte büyük bir proje yapmak istiyoruz. Bakiyoruz projeler yapilmis ama kapsamli degil. Hiç su ana kadar yapilmayanlari yapmak istiyoruz. Bu seneki 8 Mart Dünya Kadinlar Günü bizim için çok anlamli oldu” dedi. 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Kadina yönelik siddette ilk sirada olmak utanç verici” 

Istatistiklere göre OECD ülkeleri içerisinde kadina yönelik siddette ülke olarak ilk sirada yer aldigini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Ikinci sirada ABD, üçüncü sirada Yeni Zelanda yer aliyor.  Ciddi bir yüz kizartici durum var. Bu gerçekle yüzlesmemiz lazim. Neden kadina yönelik siddette dünya birincisiyiz? Bu utanç verici bir durum ve düzeltilmesi gerekiyor. Sorunlari ikna ve inandirma yolu ile degil, kaba kuvvetle çözmek isteyen bir kültürel ögreti var. Bunu yapan erkekleri de maalesef yine kadinlar yani anneler egitiyor. Annelerin de kadin ve erkekle ilgili firsat ve hak esitligini çocuklarina ögretmesi gerekiyor. Türkiye’de bu yönde çok güzel gelismeler var. Kiz çocuklarimiz daha çok egitim alabiliyor, daha fazla kendilerini ifade edebiliyorlar” dedi.

Üsküdar Üniversitesi olarak bugün bir karar aldiklarini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Birlesmis Milletlerin ‘Kadinin Güçlenmesi Prensipleri’ne yönelik bir destek planini üniversite adina imzalayacagini kaydetti.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Cinsiyetçilik de irkçiliktir”

Birlesmis Milletler (BM) Küresel Ilkeler Sözlesmesi ve “UN Women” kapsaminda olusturulan “Kadinin Güçlenmesi Prensipleri” (WEPs) kapsamindaki 7 ilkeyi Üsküdar Üniversitesi olarak benimsediklerini kaydeden Tarhan, cinsiyetçi ayrimciligin da bir irkçilik oldugunu sözlerine ekledi. Toplumsal ayrimcilik ile mücadelede BM’ye tam destek verdiklerini belirten Tarhan su degerlendirmelerde bulundu:

“Cinsiyetçi ayrimciligin irkçi ayrimciliktan hiçbir farki yoktur. Birinin rengi siyah ya da sari diye ona kötü muamele yapmak nasil irkçiliksa cinsiyetçilik de bir irkçiliktir. Cinsiyetinden dolayi bir insan liyakati varsa ona ayrimcilik yapiliyorsa insan haklarina aykiri bir durumdur. Burada toplumsal cinsiyeti dogru tanimlamak gerekiyor. 18 yasina kadar anne ve baba çocuklarin dogal vasisidir. Çocuk cinsel kimlik gelisiminde içinde dogdugu toplumun modellerini ögreniyor. Toplumsal cinsiyet esitligini Birlesmis Milletler söyle tanimliyor: ‘Toplumsal cinsiyet; kadin, erkek, kiz ve erkek çocuklarinin sosyal olarak insa edilmis özelliklerini ifade eder.’ Bu kadin, erkek, kiz ve erkek çocuk olmakla ilgili sorunlari, davranislari ve rolleri, ayrica birbirleri ile olan iliskileri içerir. Sosyal bir insa olarak toplumsal cinsiyet, toplumdan topluma ve zamana göre degisiklik gösterir. Burada toplumsal cinsiyet adi altinda cinsiyet esitligi derken hak ve firsatlarda cinsiyet esitligi hakli ve faydali. Ama kadina ve erkege cinsel kimligini degistirme konusunda anne ve babanin kültürel tutumlarini yok saymak, bununla ilgili cinsiyetsizcilik savunmasi yapmak yeni sorunlarin ortaya çikmasina neden oluyor. Cinsiyet esitligi, cinsiyetsizlik degildir. Bunu vurgulamak gerekiyor. Kadin ve erkek biyolojik cinsiyeti ne ise ona uygun rolle toplumda temsil edilmesi, cinsel kimlik olusturulmasi her toplumun kültürel hakkidir ve degeridir. Buna da saygi duyulmasi gerekiyor.” 

Üsküdar Kaymakami Demiryürek: “Idare isi sansa birakmiyor”

Üsküdar Kaymakami Murat Sefa Demiryürek, ilçelerinde kadina yönelik siddetle mücadele kapsaminda gerçeklestirdikleri çalismalardan bahsetti. Ilçe Emniyet müdürlükleri bünyesinde kurulan Aile içi Kadina Siddetle Mücadele Büro Amirliklerinin sadece bu konuda çalisma yürüttügünü kaydeden Demiryürek, “2019 yilinda bu büroya 1071 müracaat olmus 2020 yilinda müracaat sayisinin, kamuoyunda olusan hassasiyetin de etkisidir diye düsünüyorum 817’ye düstügünü görüyoruz.  2019 yilinda 2083 koruyucu tedbir almisiz. 2020 yilinda koruyucu tedbir sayimiz 1639’a düstü. 2019 yilinda 31 kadinimizi  siginma evine yerlestirmisken, 2020 yilinda 33 kadinimizi siginma evine yerlestirmisiz. Burada bir noktaya dikkatinizi çekmek isterim 2019'daki koruyucu tedbir sayisi 2020 yilinda gerilemisken, siginma evine yerlestirilen kadin sayisindan az da olsa bir artis var. Burada kamuoyunda olusan hassasiyetin idare üzerindeki yansimasi olarak ben bunu görüyorum. Idare isi sansa birakmiyor, olabilecek kötü bir hadisenin önüne geçebilmek maksadiyla, siginma evine yerlestirmek dahil bütün mekanizmayi çalistirmaya gayret ediyor” dedi.

Kadina yönelik siddetin önlenmesinde daha güçlü bir irade ortaya konulmasi gerektigini kaydeden kaymakam Demiryürek, “Bu iradenin bir toplumsal kimlige bürünmesindedir, benim sahsi görüsüm. Bir diger inancim da aslinda sorun sadece kadin sorunu degil, sorun aile sorunu. Kadini aileden soyutlayarak, kadini tek basina bir varlik olarak algilayarak çözmenin de çok büyük bir yarar saglamayacagi kanaatindeyim” dedi.

Dr. Aylin Tutgun Ünal: “Psikolojik siddet de ciddiye alinmalidir”

Üsküdar Üniversitesi Çözüm Odakli Kadin Sorunlari Uygulama ve Arastirma Merkezi (ÜSÇÖZÜM) Müdürü Dr. Aylin Tutgun Ünal da merkezin hedefleri ve faaliyetleri hakkinda bilgi verdi. ÜZÇÖZÜM’ün Türkiye’de bireyden toplumsal etkilere genis bakis açisiyla kadinlarin yasadiklari sorunlarin kaynaklarinin arastirilmasini, çözüm yollarinin gelistirilmesine hizmet edecek arastirmalarin yapilmasini desteklemeyi hedefledigini belirten Dr. Aylin Tutgun Ünal, “Bununla birlikte Üsküdar Üniversitesi bünyesinde yapilacak kadin arastirmalarinin çogaltilmasina katkida bulunmayi ve konuyla ilgili planlama ve strateji gelistirmeyi hedefliyor. Kadina yönelik siddet sadece fiziksel degildir. Psikolojik siddetin dikkate alinmasi ve tedavi/önleyici çalismalarin yapilmasi ihmal edilebilmekte, ciddiye alinmamaktadir. Is yasaminda, sosyal yasamda, özel yasamda Mobbing giderek yayginlasan bir sorundur. Mobbing belirli bir düzen içinde belirgin olabilecegi gibi en sinsi olani, kisinin yok sayilarak yapilanidir. Önleyici çalismalara baslanabilmesi için farkindalik sarttir. Psikolojik iyi olus çocuklukta baslar, bir kadin her seyden önce bir annedir” dedi. 

Doç. Dr. Emel Sari Gökten: “Pandemide kadinin is verimliligi erkeklere oranla çok daha fazla geriledi”

Üsküdar Üniversitesi NPISTANBUL Beyin Hastanesi Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmani Doç. Dr. Emel Sari Gökten, “Covid-19 Pandemisi ve Annelik” baslikli sunumunda kadinin özellikle evde artan yüküne dikkat çekti. Doç. Dr. Emel Sari Gökten, bu dönemde yapilan arastirma sonuçlarina deginerek “Evden çalisan kadinlarin çocuk bakimi ve temizlik islerinde yardimcilarini kaybettigi, disardan yemek siparisi imkanlarinin büyük ölçüde ortadan kalktigi, kadinlarin ruhsal durumlarinin erkeklerden daha fazla oranda olumsuz etkilendigi, daha stresli olduklari, kadinlarin is yerindeki verimliliklerinin erkeklere göre çok daha fazla geriledigi, hanede yasayan sayisi arttikça is verimliliginin daha fazla oranda azaldigi saptanmistir” diye konustu.

Uzman Klinik Psikolog Ayse Sahin: “Süper anne sendromu kadinlari yoruyor”

Üsküdar Üniversitesi NPISTANBUL Beyin Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Ayse Sahin ise kadinin ev ile is yasamindaki rolleri nedeniyle psikolojik sorunlarla karsi karsiya oldugunu belirtti. Kadinin rollerinin ev isleri, özel yasam ile sinirlanirken erkege maddi sorumluluklari üstlenen üreten bir rol verildigini belirten Ayse Sahin, “Is ve aile yasamindaki talepleri karsilama istegikadinlari roller arasinda denge kurmakta zorlayabilmektedir. Kadin, süper anne sendromu ile en iyi olmaya çalisirken halsizlik, depresyon, konsantrasyon güçlügü gibi sorunlar yasamaktadir” diye konustu.

SÖNIM’in çalismalarini anlatti

Panele katilan Istanbul Valiligi Aile, Çalisma ve Sosyal Hizmetler Il Müdürlügü Kadin Hizmetleri Subesi Istanbul Siddet Önleme ve Izleme Merkezi (SÖNIM)’den Elmas Tokmak, merkezin çalismalarina iliskin bilgi verdi. Elmas Tokmak, SÖNIM’in psikolojik, mesleki, hukuki ve sosyal alanda rehberlik ve danismanlik hizmeti yaninda siddetin önlenmesi ve tedbir kararlarinin izlenmesine yönelik siddet magduru kisiler ile siddet uygulayan/uygulama ihtimali bulunan kisilere yönelik hizmetler verdigini söyledi. 

Üsküdar Devlet Hastanesi Uzman Sosyal Çalismaci Burcu Gündüz, “Toplumsal Cinsiyet Esit(siz)ligi baslikli sunumunda günlük yasamin her alaninda karsilasilan cinsiyetçi dile dikkat çekti.

Üsküdar Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürlügü Sosyal Hizmetler Meslek Elemani Feriha Ebru Özkan, belediyenin çatisi altinda 2008 yilindan bu yana kadinlara yönelik hizmet veren Kadin Konukevi’ne iliskin bilgiler verdi.

Gazeteci Elif Sezgin ise medya sektöründe agirlikli olarak erkeklerin yönetim kadrolarinda yer aldigini belirterek kadinlarin agirliginin artmasi gerektigini, medyada kullanilan cinsiyetçi dilden vazgeçilmesi gerektigini söyledi.

Panelde kadin katilimcilarin Dünya Kadinlar Günü’nü kutlayan göz doktoru, sanatçi Hakan Kahraman da minik bir konser verdi.



Cuma 20.7 ° / 14.3 °
Cumartesi 18.4 ° / 5.1 °
Pazar 9.2 ° / 3.1 °