Prof. Dr. Süleyman Kaynak: Her bes kisiden biri pozitif

Izmir Tabip Odasi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Süleyman Kaynak, Son Mühür'de yayinlanan Aysegül Koç ile Gün Basliyor programina konuk oldu. Kaynak, pandemi sartlari konusunda bir takim açiklamalarda bulundu. Sinovac mi BioNTech mi? Sorusuna yanit ve

Gündem 5.04.2021 19:38:23 0
Prof. Dr. Süleyman Kaynak: Her bes kisiden biri pozitif

Son mühür' den  Zeynep Günay, Prof. Dr. Süleyman Kaynak ile pandemi sürecinde yasananlari konustu: 

Prof. Dr. Süleyman Kaynak pandemi süreci ile ilgili ;

“Tarihi günler yasiyoruz. Ilerde tarih bugünleri çok farkli bir özelligiyle kaydedecek. Çünkü pandemi gerçekten esit olarak bütün dünyayi etkileyen hastaliklarda kullanilan bir terminoloji ve gerçekten de bugün örnegin dün itibariyle dünyada 131 milyonun üzerinde insan bu hastaliga maruz kaldi. Ve bunlar içerisinde yaklasik 2,8 milyon da kaybimiz oldu. Dolayisiyla o ülke, bu ülke diye çok fazla fark etmiyor. Her tarafa bu hastalik yayiliyor. Türkiye açisindan bakacak olursak, 3,5 milyonluk bir hastaliga maruz kalanlar oldu. Ve vefat sayimiz da maalesef 32 binlerin üzerine çikmis bulunuyor. Yaklasik olarak bir senelik sürecin dökümüne baktigimiz zaman Türkiye’de aslinda vefat sayilarinin diger ülkelere göre daha düsükmüs gibi göründügünü anliyoruz. “

PANDEMI YÖNETIMINDE SEFFAFLIK HER ZAMAN ÇOK ÖNEMLIDIR

“Pandemi yönetiminde seffaflik her zaman çok önemlidir. Yani siz toplumla beraber birçok seyi yönlendirmek durumundasiniz. Çünkü insanlar eger kamu yönetimine inanirsa kamu yönetimiyle beraber hareket ederse pandemi türünün çözümü elbette daha kolay olacaktir. Gerçekten de toplumun kamu yönetimiyle is birligi yaptigi dönemlerde vaka sayilarinin oldukça azaldigini görmekteyiz. Aslinda bizim zirve diye tabir ettigimiz dönemler birtakim uyumsuzluklarin oldugu dönemler. Örnegin pandeminin ilk basladigi geçen sene bu dönemlerde belli bir artis vardi ama o dönemde aslinda bu hastaligin nasil seyrettigini nasil kontrol edilecegini saglik üniteleri de çok iyi bilmiyordu, toplum da çok iyi bilmiyordu, kamu yönetimleri de nasil davranacaklari hakkinda da çok fikir sahibi degillerdi. Ama zaman içerisinde hem tedavi yöntemleri, hem korunma yöntemleri, hem bu pandeminin nasil yönetilecegi ile ilgili pek çok fikrimiz oldu ve Aralik ayina dogru örnegin Kasim ayinda Ekim ayinda pandemi oldukça ciddi bir kontrol altina alindi. Bu bütün dünyada böyleydi fakat tabii buna güvenerek Kasim sonu Aralik döneminde bir gevseme oldu. Bu ekonomik nedenlerle ve sosyal nedenlerle bir gevseme oldu. “

ÜÇÜNCÜ DALGANIN TAM GÖBEGINDEYIZ

“Üçüncü dalganin tam göbegindeyiz. Çünkü bu rakam muhtemelen daha artacak Türkiye’de. 3 Nisan rakami gördügümüz rakamlarin belki de en yüksegi. Bu niçin böyle oldu? Tabii burada çok önemli bir yeni unsur var. Yani bu üçüncü pik daha evvelki hastalik sürecinden bazi farkli özellikler tasiyor. Bu özelliklerin en önemlisi de, bizim artik Wuhan susu, Wuhan türü dedigimiz asil Covid-19 hastaligini yapan virüs türü giderek azaldi. Bu bütün dünyada azaldi ama özellikle Türkiye’de azaldi. Türkiye’de Ingiliz susu su anda hakim duruma geçmis halde. Çünkü biz bunu Izmir özelinde örnegin PCR testinde genellikle %50-55 oraninda bu aslinda daha yüksek olmasi lazim çünkü test sayilari artinca bunun da artacagini düsünüyoruz. Ingiliz susu çikiyor. Ve bu Türkiye genelinde muhtemelen %80 lere yükselmis durumda. Ingiliz susunun gündemde olmasinda ne gibi özellikler var? Bir kere yeni bir sus. Bu yeni bir virüs demesek bile yeni özellik tasiyan bir virüs. Çünkü her yeni varyasyon, her yeni mutant aslinda öncekinden bir takim farkli özellikler tasiyor. Ingiliz susunun birinci özelligi, çok kolay bulasmasi. Bulasim açisindan Wuhan susuna göre daha aktif ve daha saldirgan bir virüs susu. Ikincisi, çok kisa süre içerisinde klinik tabonun agirlastigini görmekteyiz. Bu henüz gözlemsel düzeyde bir veri. Elbette çok kisa sürede bununla ilgili kanita dayali baska bir veriler ortaya çikacak ama gözlemsel olarak Ingiliz susunun söyle bir özelligi var, çok hafif nezle gibi hadiselerle baslamis olmasina karsilik Wuhan virüsünde bir promodromal dönem dedigimiz hazirlik dönemi uzun sürüyordu. Böyle bir yaklasik bir hafta, hatta on bes güne kadar sürüyordu. Ondan sonra hastalarin agirlastigini veya düzeldigini görüyorduk. Fakat bu süre Ingiliz susunda üç günlere kadar kisalmis durumda.”

“Ingiliz susu dedigimiz susa özellikle yogunlasmamiz gerekiyor. Çünkü bu oran olarak giderek artacak, daha genç gruplara yönelecek. Ingiliz susuyla karsi karsiyaysak, genç nüfus grubunun öncekine göre çok daha risk altinda oldugunu düsünmemiz gerekiyor.”

IZMIR’DE HER BES KISIDEN BIRI POZITIF!

“Izmir’de yaklasik olarak her bes kisiden biri pozitif. Ve bunun yarisindan biraz daha fazlasi %55 civarinda bir rakam ve bu rakam biraz daha artacak, Ingiliz susu. Bu su anlama geliyor, her bes kisiden bir tanesi pozitif ve onlardan iki tanesinin biri de Ingiliz susunu tasiyor. Izmir özelinde böyle ama muhtemelen diger kentlerimizde ve Türkiye’de de böyle. Hatta Türkiye’de Ingiliz susunun genelde daha yüksek oldugunu da söyleyebiliriz. %80 lere kadar verilen rakamlar var. Bu çok önemli ve yeni bir sorun. Buna göre yeni kararlar alinmasi lazim. Yani sifirdan yeni kararlar alinmasi lazim. Ve bu konu su anda Türkiye’nin en önemli gündem maddesi olmasi lazim. Yani diger gündem maddelerini bir kenara koymak lazim.”

BIR UÇAK DOLUSU INSAN COVID-19 NEDENIYLE HAYATINI KAYBEDIYOR!

“Insanlar ölecek. Bakin, günlük ölüm sayisi 180. Bakin bir tane uçak düstügü zaman, bir deprem oldu kaç kisi öldü? 119 kisi, 120 kisi, sonraki vefatlar da oldu yükseldi ama yani biz günlerce bunu konustuk. Konusalim, tabii ki konusacagiz. Bir deprem oldu bu kadar insan kaybettik ama biz bu enfeksiyon nedeniyle her gün bu kadar insan kaybediyoruz. Ve maalesef söyle diyelim, Nisan ayinin içerisinde diyelim ki 30 günümüz var degil mi? Her gün 180 tane insan kaybettigimizi düsündügünüzde 30 ile 180’i çarpin lütfen. Yani her gün bir uçak düsüyor, her gün bir deprem oluyor Türkiye’de. Biz bunu sanki kaniksamisiz gibi her seyi kulak ardi ediyoruz. Bunun son derece önemli oldugunu düsünüyorum.”

YOGUN BAKIM DOLULUK ORANI NE KADAR?

“Yatak doluluk oraninda artis var. Söyle söyleyeyim, bütün Türkiye ortalamasi yani Bakanlik da söylüyor Izmir ortalamasi Türkiye ortalamasina uygun. Fakat söyle bir durum var yogun bakim yataklarinin üçte ikisi dolu oldugu zaman yogun bakimlar dolu demektir. Yani geriye kalan yataklari siz her an bir seyler olur doldururum diye düsünebilirsiniz. Dolayisiyla yogun bakim yataklarinin üçte ikisi Türkiye’de dolu. Yani yogun bakimlar aslinda Türkiye’de dolu görünüyor. Aslinda Türkiye’de yogun bakim yataklari toplam yatak sayisi içerisinde baska ülkelere göre oldukça yüksektir ama buna ragmen yogun bakimlarimiz su anda neredeyse doluluk oranini tamamlamis vaziyettedir. Ama aslinda pandemi ve salgin olaylarinin karsilanacagi yer ikinci üçüncü basamak yani hastane düzeyinde karsilanmaz bu. Birinci basamak ve kamu yönetimi ile saglanir. “

Prof. Dr. Süleyman Kaynak, Türkiye’nin asi durumunu degerlendirdi.

“Su anda dünyada birçok asi var. Türkiye’de su anda 9 milyon 300 bin kisi birinci doz asisini aldi, ikinci dozunu bekliyor. Dolayisiyla bizim, çok kisa süre içerisinde en azindan 10 milyon asiya ihtiyacimiz var. 7 milyon kisi de ikinci dozunu tamamladi. Yani su anda asiyla temas eden 16 milyon civarinda bir nüfusumuz var. Bunun 9 milyonu tek, 7 milyonu da iki asiyi tamamladi. Simdi niye yavasladik? Aslinda sunu söyleyeyim, Türkiye saglik personeli olarak çok hizli ve çok yüksek miktarda asi yapma kapasitesine sahip. Bu organizasyonu yapildigi zaman personel ve insan gücü açisindan saglik personeli gayet yeterlidir. Sorun nerede? Sorun, asi yok. Bu hizi tutturacagimiz yeterli asi yok. Türkiye’nin aslinda günde 1 milyon asi yapmasi lazim. 1 milyon asi yaptigi zaman bakin yaklasik 60, 65 milyon civarinda nüfusun asilanmasi lazim. Yani Türkiye’nin 110 milyon doz asiya ihtiyaci var. Ve su anda biz 16 milyon dozdayiz daha. Dolayisiyla asi temini bütün dünyana önemli.”

“HANGI ASIYI BULURSANIZ OLUN, YETER KI ASIYI OLUN!”

“Türkiye’de su anda iki tane asi var. Asilardan çok büyük bir kismi Sinovac dedigimiz asi. Ölü asi dedigimiz, klasik yöntemlerle elde edilmis olan asidir. Koruyucu orani en az %70 olarak ifade edildi. Geçen hafta içerisinde dünya saglik teskilatina müracaat edildi ve Sinovac dedigimiz asi Dünya Saglik Teskilati tarafindan da hem kabul edildi, hem de FTI’a da müracaat edildi. Bunlar niçin önemli? Bu asi toplam asilama içerisinde %5’lik bir kesimi olusturdu. Çok sinirli bir miktarda kullaniliyordu. Ölümü neredeyse %100 önlüyor. BioNTech asisi da 1 buçuk milyon doz civarinda Türkiye’ye gelmis durumda. Insanlara ‘bu mu? bu mu?’ diye bir tercihte sunuluyor. Tabii bu BioNTech asisi yapay bir asi. Dolayisiyla bu asinin koruma oraniyla ilgili de %95’lerle %98’lere varan gayet yüksek koruma oranlari bildirildi. Bir de bu sözünü ettigimiz Ingiliz susuna karsi da bir koruma özelligi tasidigi yönünde daha fazla bilgi akisi var. Dolayisiyla insanlar muhtemelen bu nedenle BioNTech yönüne dogru kayma gösteriyorlar. Fakat benim burada kamuoyuna ve dinleyicilere söyleyecegim sey, ‘hangi asiyi bulursaniz olun, yeter ki asiyi olun’ yarin baska bir asi geldigi zaman da baska bir marka gelebilir. Size tesadüf edebilir. Mutlaka asi olun. Çünkü pandemi tarzindaki bu tür salginlarla bas etmenin baska bir yolu yok.”


Cumartesi 22.9 ° / 14.7 °
Pazar 24.7 ° / 12 °
Pazartesi 24.2 ° / 15.2 °