SAGLIK-SEN SAGLIKTA SIDDET RAPORUNU AÇIKLADI

Saglik-Sen Izmir 2 Nolu Sube Baskani Ekrem Özdemir, 2020 yilinin temmuz ve aralik aylarinda yasanan saglikta siddet olaylari ile ilgili yapilan raporu Izmir kamuoyu ile paylasti.

Saglik-Sen Izmir 2 Nolu Sube Baskani Ekrem Özdemir, 2020 yilinin ikinci yarisinda 117 siddet olayi yasandigini açikladi.

Özdemir, yaptigi yazili açiklamada su ifadelere yer verdi:

“Saglik çalisanlari ile anilan 2020 yilinda dikkat çeken en önemli yasanmisliklardan biri de saglik emekçilerine yönelik siddetin dur durak bilmemesi olmustur. Pandemi nedeniyle, ülke genelindeki kamusal faaliyetlerin asgari düzeylere çekildigi günlerde bile görevlerinin basinda olan saglik çalisanlari, yil boyunca hem virüsle mücadele ettiler hem de siddetle. Üstelik bu amansiz mücadeleyi, basta döner sermaye adaletsizligi olmak üzere pek çok temel sorunlari olmasina ragmen yürüttüler. Artik siddet de saglik çalisanlarinin temel sorunlari arasinda yer almaktadir. Son 6 ayda yasanan siddet olaylarinin sayisi ve kapsami, bu tespiti açikça desteklemektedir. Uyarilara, yasalara, yer yer verilen cezai müeyyidelere ragmen saglikta siddet, bir toplum sorunu olma yolunda hizla ilerlemektedir. Durum böyle oldugu için de mücadelenin, vaka bazli gösterilen tepki ve müdahale yerine, toplum temelli yürütülmesi gerekmektedir. Bunun için de atilmasi gereken ilk adim, tüm paydaslarin görüsleri alinarak vücut bulacak “Acil Eylem Plani” olmalidir. Aksi durumda, saglik çalisanlari siddetin amansiz gölgesi altinda magdur olmaya devam edecekler.

117 SIDDET OLAYI, 361 SALDIRGAN, 231 MAGDUR

2020 yilinin ikinci yarisini (Temmuz – Aralik) kapsayan alti aylik zaman diliminde, 117 siddet olayi yasandi. Bu olaylarda 361 saldirgan yer alirken, 231 saglik emekçisi bu saldirganlarin gösterdigi siddetin kurbani oldu. Bu rakamlar, her siddet olayinda ortalama 3 saldirganin yer aldigini ortaya koymaktadir. Olaylarin 19’u sözlü, 94’ü fiili ve sözlü, 4 olay ise taciz seklinde gerçeklesti. Siddetin her türlüsünün yasanmis olmasi, magduriyetin boyutlari hakkinda da fikir vermektedir. 117 siddet olayinin 41’inde hastalar, 51’inde hasta yakinlari, 8’inde yöneticiler, 17 vakada ise kendini bilmez kimseler yer aldi. Bu veriler, siddet zanlilarinin uzakta aranmamasi gerektigini ortaya koymaktadir; ya hasta ya da hasta yakinlari. Saldirganlar hakkinda uygulanan adli islemlere bakildiginda ise siddete davetiye çikarir bir yaklasim içinde olundugunu görülecektir.  Olaylar nedeniyle 82 kisi tutuklanirken, 1 saldirgan bulundugu kamu görevinden el çektirilmistir. Buna karsin 115 kisi ifadeleri alinip serbest birakilirken, 160 saldirgan hakkinda hiçbir islem yapilmamistir. Saldirganlardan 3’ü hakkinda da yakalama karari verilmistir.  Vakalarin görüldügü yerlere bakildiginda ise siddetin sinir tanimadigini görüyoruz; 62 olay hastanede, 17 olay aile saglik merkezlerinde, 2 olay eczanede, 36 olay ise saha çalismalarinda vuku bulmustur. Ülkenin dört bir yaninda 6 ay boyunca yasanan siddet olaylarinda hemen her branstan saglik emekçisinin magdur oldugunu görmekteyiz. Magdurlarin; 48’i doktor, 37’si hemsire, 26’si 112 çalisani, 23’ü güvenlik görevlisi, 12’si filyasyon çalisani, 4’ü eczaci, 81’i de farkli farkli alanlarda görev yapan saglik çalisanlaridir. Bunlarin yani sira, geride kalan 6 aylik süre boyunca mahkemelerde görülmekte olan davalarin da 11’i karara baglandi. Bu kararlarda; 5 saldirgana 71 bin 440 TL para cezasi, 1 kisiye 304 gün adli para cezasi, 2 saldirgana da 31 yil 8 ay hapis cezasi verildi. Geriye kalan davalarda da mahkemeler çesitli kararlar verdiler.”

SIDDET HASTANEDE BIR YERE KADAR ÖNLENIR

Raporu degerlendiren Saglik-Sen Izmir 2 Nolu Sube Baskani Ekrem Özdemir, yetkililerin acilen adim atmasi gerektigini vurgulayarak sunlari söyledi:

“Siddetin önlenmesine yönelik çesitli adimlar atildi. Bu kapsamda Nisan ayinda çikartilan yasa ile cezalar artirildi. Lakin gelinen noktada saglikta siddet olaylarinda herhangi bir azalma görülmedi. Asil amaç siddeti önleyecek tedbirleri hayata geçirmek olmali. Bu da anlayislarin degismesiyle, zihinlerin gelismesiyle olur. Bunun da yolu, toplumsal olarak topyekün mücadeleden geçiyor. Ne yazik ki dizilerin, filmlerin çogu siddeti özendiriyor. Özendirme unsurlari, önleme çalismalarindan fersah fersah önde gidiyor. Makas çok açik. Bu açigi hizlica kapatmak ve tersine döndürmek mecburiyetindeyiz. Siddeti önlemek için, toplumu bilinçlendirmek için çalismalar yapilmali. Siddet hastanede bir yere kadar önlenir. Ailelere, okullara, medyaya, kurumlara büyük görevler düsüyor.  Çok geç olmadan, bu olaya radikal bir sekilde herkes el atilmalidir. Saglik çalisanlarinin fedakârligi, hayati mücadeleleri siddetle gölgelenmemeli.”