Özellikle eve kapandigimiz dönem sonrasi psikolojik durumlarimiz beslenmemize yansidi; baslica mutluluk veren besinleri sayabilir misiniz? Ve bunlarin vücuda etkilerini?
Yemek yemenin güven, baglanma, kaçma ve doyum saglama gibi duygularla iliskisi vardir. Aslinda, bebeklikte anne sütü ile birlikte yemegin ve besinin güven ve sevgi verdigini ögrenmekteyiz.
Özellikle son dönemlerde besin tüketme istegimizin olmasinin arkasinda ise hem içerisinde bulundugumuz kosullardan "kaçma" hem de güvensiz olan dünyada müdahale edilmeyen kisitli aktivitelerden birinin yeme eylemi olmasi yatmaktadir.
Duygusal yeme durumunda siz daha ne oldugunu bile anlamamisken kendinizi buzdolabinin önünde bulabilirsiniz. Ancak tam o sirada kendinize 1 dakika müsaade edip derin nefes alin. Kendinize farkli bir karar sansi verin.
Asla kendinize yasaklar koymayin. Yasak olan hep cazip degil midir?
Sadece kendinize yemek yemeden önce 5 dakika daha beklemeyi hatirlatin.
Beklerken kendinizi dinleyin. Bu sirada neler oluyor ne hissediyorsunuz bir bakin.
Peki duygusal ac¸lig?i kontrol altinda tutabilmek ic¸in nasil beslenmeliyiz?
Yeterli miktarda protein tu¨ketin.
Kompleks karbonhidratlardan zengin beslenin.
Omega 3 kaynaklarindan zengin beslenin.
Antioksidanlardan zengin beslenin.
Probiyotik desteg?i alin.
Hangi besibler size mutluluk verir diye düsünüyorsaniz, yapilan çalismalarin güçlü bagirsaklarin mutlu bir beyni sinyalize ettigini söylüyor. Bu sebeple probiyotik bazli besinlerden kefir, ayran, yogurt gibi besinleri daha fazla alan insanlarda iritabl yani huzursuz bagirsak sendromu daha az görülüyor.
En çok sevilenler arasinda çikolata basta geliyor diyebiliriz. Bitter çikolata içinde bulunan “feniletilamin” isimli maddenin uyarici etkisi bulunuyor ve bu madde kisinin daha mutlu hissetmesine neden oluyor.
Muz potasyum açisindan yüksek olan bir meyvedir. Beden ve zihin sagligi açisindan etkisi büyük oldugundan, özellikle çocuk gelisiminde etkisi büyüktür ve bir seratonin kaynagi olarak da nitelendirilebilir.
Yagli tohumlar sinifinda Ceviz yapisinda bulunan triptofan isimli aminoasit sayesinde vücudun serotonin üretimini arttirdigindan, mutluluk verici bir keyifte tüketilebilir.
"Kendimi oldug?um gibi kabul ettig¸imde, deg?is¸ebiliyorum. " diyen Carl Rogers deg?is¸im paradokslari ic¸inde en o¨nemlisinden bahsetmis¸tir.
"Kendi deg?is¸imimiz"
Bununla birlikte pek c¸ok alis¸kanlikla yeme kavramini du¨s¸u¨nu¨yoruz, acaba oda gerc¸ekten deg?is¸ken midir? Diye.
Evet yeme alis¸kanliklari da deg?is¸kendir. Zaman, tad, besine ulas¸abilme, ku¨ltu¨r, c¸evresel ve ekonomik fakto¨rler gibi birc¸ok dis¸ fakto¨r beslenme alis¸kanliklarimizi s¸ekillendirir.
Aklimizda bazi besinler ic¸in dog?ru ve yanlis¸lar olus¸ur. Bazi besinler iyi bazi besinler ko¨tu¨ olarak s¸ekillenebilir. Fakat bir besinin iyi yo¨nlerinin c¸ok sag?likli oldug?u, hic¸ zararinin olmadig?i anlamina gelmez. Bu besin birimize c¸ok iyi gelirken, dig?erimiz ic¸in ko¨tu¨ bir tercih olabilir. C¸u¨nku¨ iyi veya ko¨tu¨ besin yoktur. Farkli kalorilerde farkli ic¸erig?e sahip besinler vardir. Zararli olan aslinda besinler deg?il onlari nasil pis¸irdig?imiz, hangi siklikta hangi porsiyonda tu¨kettig?imizdir. Bu yu¨zden sag?likli beslenme, diyet yapma su¨rec¸lerinizde besinleri "iyi" ve "ko¨tu¨" s¸ekilde siniflandirmayin.
Kendinizi bu besinsel degisime hazir hissettiginiz anda mutfak alisverisinizden baslayarak size uygun oldugunu düsündügünüz degisimleri adim adim izleyerek yeme aliskanliklariniz degistirebilirsiniz.
Son dönemde ABD’de popülerlesen F-Faktör Diyeti de kisilerin sosyal hayatini aksatmadan yapabilecegi beslenme biçimi ortaya koyuyor, bu konuda neler düsünüyorsunuz?
F-Factor Diyet, üç ögün yemek ve günde bir atistirmalik yemeyi hedefliyor. Yagsiz proteinleri yüksek lifli gidalarla birlestirir ve kalorileri düsük, uzun süre tam kalmanizi saglamak ve yoksunluk hissini önlemek için tasarlanmistir.
F-Faktör Diyetinin birkaç asamasi var ve her biri, karbonhidrat hedefinize ulasana kadar net karbonhidrat aliminizi artirir. Genellikle bir porsiyon yiyecek içindeki karbonhidrat miktarindan lif içeriginin çikarilmasiyla hesaplanirlar.
Diyetinin günde 20-130 gram karbonhidrattan olusan düsük karbonhidratli bir diyet olarak kabul edilir.
1. asamada diyet, günde 35 gramdan daha az net karbonhidrat içerir. Bu yaklasik 3 porsiyon karbonhidrat üzerine yayilmistir. Bu, kilo kaybinizi baslatmak içindir.
2. asamada, günde 75 gramdan daha az net karbonhidrat içerir. Bu yaklasik 6 porsiyon karbonhidrat üzerine yayilmistir.
F-Factor Diyet'in son asamasi, süresiz olarak kalacaginiz bakim asamasidir. Bu asamada günde yaklasik 9 porsiyon karbonhidrat veya 125 gramdan az net karbonhidrat içerir. Diyet, zayiflama yolunu destekleyebilecek, minimum düzeyde islenmis saglikli ve bütün yiyecekleri yemeyi vurgular.
Diyet'te önerilen yiyecekler, saglikli bir kilo almaniza ve korumaniza yardim ettigi bilinen bir besin maddesi olan lif bakimindan da yüksektir. Lif yavasça sindirilir, bu da sizi ögünler arasinda daha uzun süre tok tutar
F-Faktör Diyetiyle iliskili olasi saglik yararlarina ragmen, bu tür bir beslenme yöntemini benimsemeden önce bazi potansiyel olumsuzluklarin göz önünde bulundurulmasi gerekir. Diyet, egzersiz kilo kaybinizin rutininin bir parçasi olarak önemini en aza indirir. Hatta egzersiz istahinizi artirabilir, daha fazla yemenize ve kilo kaybini önlemenize yardimci olur.
Ayrica, temel besin maddesi olarak lif üzerine yapilan vurgu, diyetinizdeki diger önemli besin maddelerini görme yeteneginizi kaybetmenize neden olabilir. Lif önemli olmasina ragmen, saglikli ve sürdürülebilir bir kiloyu korumak için gereken tek besin degildir. Örnegin, protein ve yag kilo kaybinda önemli rol oynar. Çünkü sizi daha uzun süre tam tutabilir ve yakacaginiz toplam kalori miktarini artirabilir
Dahasi, ayni anda çok miktarda lif yemek siskinlige, krampa, gaza ve hatta ishale yol açabilir. Bunlar lifin isini yaptigini gösteren normal yan etkiler olsa da, fazla miktarda lif yemeye alisik degilseniz, aliminizi yavasça artirmak en iyisi olabilir