Bati Anadolu Sanayici ve Is Insanlari Dernekleri Federasyonu (BASIFED) üyesi Is dünyasi derneklerinin baskan ve yöneticileri Izmir Büyüksehir Belediye Baskani Tunç Soyer ile bir araya geldi. BASIFED’in belirledigi gündemle yapilan toplantida Soyer, BASIFED’in öneri, teklif ve tespitlerini dinledi. Izmir’in yapi stokunun tespitini yapip Izmir’deki her binanin envanterini çikaracaklarini söyleyen Soyer, yürüttükleri “Baska Bir Tarim Mümkün’ projesinin ayrintilarini da anlatti. Toplantida ayrica Ege Is Kadinlari Dernegi Baskani Emre Pinar Kiliç’in gündeme getirdigi Istanbul Sözlesmesi’nin kirsalda yer alan kadinlara anlatilmasi içinde Izmir Büyüksehir Belediyesi ile isbirligi yapilmasina karar verildi.
Toplantinin açilisinda konusan BASIFED Yönetim Kurulu Baskani Hasan Küçükkurt, Izmir Büyüksehir Belediye Baskani Tunç Soyer’in baslattigi STK’larla bulusma sürecinin özellikle Izmir’in sivil toplum kuruluslari için önemli oldugunu belirterek, “Bu sayede dogrudan baskana ulasarak aracisiz bir biçimde istek ve önerilerimizi iletebiliyoruz. Her dernege ayirdigi bu vakit ve önerilere verdigi yapici geri dönüsler için tesekkür ediyoruz” dedi.
Izmir Büyüksehir Belediye Baskani Tunç Soyer ise, BASIFED’in çok büyük ve güçlü bir örgüt oldugunu söyleyerek, “Biz Izmirliyi yönetimimizde tüm sürece dahil etmeye çalisiyoruz ancak bu gibi istiraklerde lokomotiflere ihtiyaç var. BASIFED bu anlamda en güçlü lokomotiflerden biri” dedi. Izmir Depremi’nin dayanismanin önemini bir kez daha hatirlattigini söyleyen Soyer, “Depremde gösterdigimiz dayanisma umuyorum sahada beraber kostugumuz uzun süreli yol arkadasligina dönüsmeli, öyle de oluyor. Biz bütün STK’larla beraber çalismak istiyoruz” dedi.
Izmir Depremi ve kentsel dönüsüm üzerine gelen bir soruya yanit veren Izmir Büyüksehir Belediye Baskani Tunç Soyer, önceliklerinin tüm Izmir’in yapi stokunun envanterini çikarmak oldugunu söyledi. Nihai hedef olarak Izmir’deki tüm binalarin deprem güvenlik karnesini çikarmak oldugunu söyleyen Soyer, “Bu konuda 160 civari ekip kuruldu, önümüzdeki günlerde basta Insaat Mühendisleri Odasi, yapi denetim firmalari ve TMMOB çatisi altindaki diger odalarin da dahil olacagi bir çalisma baslatacagiz. Bayrakli’dan baslayarak tüm Izmir’in yapilarini kontrol ederek karnelerini çikaracagiz. Riskli binalari da yerinde dönüstürebilmek için Dünya Bankasi ile sürdürdügümüz görüsmeler sonucu 200 milyon dolarlik uzun vadeli ve düsük faizli bir kredi alarak bu konuya ayirmak istiyoruz” dedi.
Baska bir tarim mümkün
Su sorunu ve kuraklik konusunda Izmir Büyüksehir Belediyesi’nin de bir çalisma içinde oldugunu vurgulayan Soyer, “Susuzluk artik ciddi boyutta ve bu konuda adim atmamiz gerekiyor. Yaptigimiz arastirma sonucuna göre kullanilan temiz suyun yüzde 77’si tarimda tüketilmis ve bu tüketimin büyük bir miktari vahsi sulama” dedi.
Küçük Menderes havzasinda toplam su rezervinin 3 misli su çektiklerine dikkat çeken Soyer, “Bu sürdürülebilir bir sey degil. Suyun kullanimi ile ilgili yapisal degisikliklere gitmemiz gerekiyor. Tarimdaki ürün deseni ile öncelikli çalismamiz gerekiyor” dedi. Bu ürün deseni degisikliginin gerekliligi üzerine bir örnek veren Soyer, “Bölgemizde çok stratejik ürün olarak pamuk 2 milyon ton üretiliyor, patates ise 4 milyon ton. Ancak büyük bas hayvan yemi için kullanilan silajlik misiri ise 25 milyon ton üretiyoruz. Bu silajlik misirin bir fidani 84 litre su tüketiyor. Sonunda ortaya çikan yem büyük basi besliyor. O büyük bastan aldiginiz 1 litre sütün karsiligi ise size 800 litre su olarak yaziyor. Bu sürdürülebilir degil. Yerel hayvan irklarina yerel tohumlara dönmemiz lazim” dedi.
Adini dahi unuttugumuz bir takim yerel tohumlarimiza dönüsün gerçeklesmesi gerektigine vurgu yapan Soyer, sözlerini söyle tamamladi:
“Bu bölgenin tohumlarini kullanmamiz gerekiyor. Bunlar kisin ve baharin yagmuru ile büyüyen tohumlar. Ilave su istemeyen ve hayvan yemi olarak kullanilabilecek ürünler. Bunlari tesvik edecek bir yol haritasi çizdik, küçük bas hayvan besiciligini de tesvik ediyoruz, büyük bas hayvan yemi için bu cografyanin iklimine uygun alternatifler tesvik etmeye karar verdik. Mevcut tarim politikalari ithalat diyor. Ithal ettikçe daha çok ithal ediyoruz ve bunun sonucunda üretici üretimden uzaklasiyor. Bu sistem dogru degil, dönüstürmemiz gerekiyor. Bu gelistirdigimiz tarim politikasini Küçük Menderes’te baslatacagiz. Sonra da diger bölgelere yayacagiz”
“Istanbul Sözlesmesi kirsaldaki kadinlara anlatilmali”
Son olarak söz alan EGIKAD Yönetim Kurulu Baskani Emre Pinar Kiliç, Istanbul Sözlesmesi’ne kirsaldaki kadinlarin vakif olmadigindan hareketle bu sözlesmeyi kadinlara tanitmak için bir proje gelistirdiklerini ve bu konuda Izmir Büyüksehir Belediyesi ile beraber çalismak istediklerini söyledi. Böylesi projelere her zaman açik olduklarini ifade eden Soyer, “Bu proje çok güzel, dogru bir tespit üzerinden sekillenmis, Sosyal Projeler Daire Baskanligi ile EGIKAD’i görüstürerek bu projeyi daha genis kitlelere nasil yayariz çalisalim” dedi.