TUNÇ SOYER, NIHAT AK' A KONUK OLDU.

TUNÇ SOYER, NIHAT AK

Izmir Büyüksehir Belediye Baskani Tunç Soyer iki yillik görev dönemini Yenigün Gazetesi Haber Müdürü Nihat Ak'a degerlendirdi.

Seferihisar Belediye Baskanligi’ndaki 2 döneminin ardindan 31 Mart 2019 yerel seçiminde %58 oyla Izmir Büyüksehir Belediye Baskani seçilen Tunç Soyer 8 Nisan 2019’da göreve baslamisti. Baskan Soyer, dümen kirmandan kentsel dönüsümden ulasima, Tarimdan kensel vizyonuna kadar sordugumuz her soruya içtenlikle dobra dobra cevap verdi. Görev aldigi günden bugüne Izmir’e katmak istedigi degerler için dümeni asla kirmadan dümdüz ilerledigini anlatti.

Dünyanin korkuyla ve çaresizlikle teslim oldugu corona virüs ile birlikte Izmir, depremi, seli, tsunamiyi, hortumu ve tarihindeki en büyük yanginini yasadi.  ‘Ne çektin be Izmir’ denilecek çok zor bir dönemde kentin rotasina karar verdiniz.  Göreve geldiginiz günden bu yana iki yil nasil geçti?

Izmir'de son iki yil adeta dogaya karsi mücadele verdigimiz bir süreç oldu. Göreve geldigimiz ilk aylarda kentin tarihindeki en büyük orman yanginini yasadik. Bu büyük afetin yaralarini sararken Covid-19 salgini bas gösterdi. Ekonomik ve sosyal yasamin alt üst oldugu, tüm önceliklerin yer degistirdigi bu dönemde kriz belediyeciligi adini verdigimiz, bu kez toplumun yaralarini sarmaya yönelik bir uygulama sürecini baslattik. Maskeye ulasimin bir krize dönüstügü günlerde maske üretip ücretsiz olarak topluma sunma görevini üstlendik. 6,5 milyon maskeyi yurttaslarimiza ücretsiz olarak dagittik. Toplu ulasimda kullanilan akilli kartlarla çalisan Maskematik’ler araciligiyla Izmirlilerin haftalik maske ihtiyacini karsiladik. Pandemi nedeniyle isini, geliri kaybedenler için dayanisma kampanyalari baslattik. 

Tam hayatin yeniden normale dönmesini beklerken son yüzyilin en büyük depremini ve Seferihisar’da tsunamiyi yasadik. 6,9 büyüklügündeki deprem sonrasi yurttaslarin yaralarini sarmak için seferber olduk. Bir yandan arama kurtarma çalismalarini, bir yandan evleri yikilanlarin geçici olarak barinacagi çadir kent kurma faaliyetlerini yürüttük. Bir Kira Bir Yuva kampanyasiyla depremzede yurttaslarimizla onlara destek olmak isteyenleri bir araya getirdik. Bir ay gibi kisa bir süre içinde taahhüt ettigimiz üzere çadirda yasayan tek bir Izmirli birakmadik. Uzundere’deki belediyeye ait konutlari depremzedelere açtik. Bu daireleri yardimseverlerin de destegiyle beyaz esyadan mobilyaya kadar dayali döseli hale getirdik. Bir yil boyunca elektrik, su, yakit faturalarinin ve ortak giderlerinin belediyemiz tarafindan üstlenilmesini sagladik. Depremzedelerin bir kismini 3 ay boyunca eski Hilton otelinde agirladik. Halkin Bakkali üzerinden gida, erzak ve ev esyasi olarak yapilan bagislari depremzede hemserilerimize ulastirdik. Türkiye’nin dört bir yanindan gelen yardimlari organize ettik.

Subat ayinin basinda Izmir bu kez bir baska afeti yasadi. Son yüzyilin en siddetli yagislariyla birlikte kentteki derelerin neredeyse tamami tasti. Bir gecede barajlari dolduran bir yagistan söz ediyoruz. Çok sayidaki ev ve isyerinde hasar olustu. Burada da hemserilerimizin zararlarini karsilamak için devreye girdik. Bir hafta sonrasinda Çesme Alaçati’da hortum, ayni gece Urla’da seralara zarar veren dolu afetini yasadik. 

Kisacasi afetlerin ve krizlerin gölgesinde sosyal belediyecilikten taviz vermeden ama ayni zamanda yatirim yaparak, kentin gelecegini planlayarak, ayaklari yere saglam bir anlayisla Izmir’i yönettik. Tarimdan ulasima, kentsel dönüsümden sosyal projelere kadar Izmir tarihinin en önemli atilimlarini baslattigimiz bir iki yil geçirdik.

3 ÖNEMLI TEMEL OLUSTURULUYOR

4.5 milyon kisinin yasadigi her yilda %30 yakin göç alan Izmir’de her nefesten farkli bir ses çikiyor. Siyasetçisinden simitçisine kadar her gönülde farkli bir kent vizyonu ve hayali var. 2 yili geçti daha 3 yil var, toplamda 5 yillik görev sürenizin sonunda nasil bir Izmir hayal ediyorsunuz?

Kafamizi oy sandiklarina gömüp ufku 5 yili asmayan kisa vadeli stratejilerle gelecegi insa edemeyiz. En az 20 yil, 30 yil sonrasini hayal edip planlamak zorundayiz. 

Elbette hemen çözüm bekleyen sorunlarimiz var. Bir yandan onlari da çözmek için çalisiyoruz. Acil Çözüm Ekipleri ile arka siralar dedigimiz hizmet yönünden geri kalmis mahallelerimizdeki eksikleri hizli bir sekilde tamamliyoruz. Ama biz sorunlarin kaynagina egilmeden palyatif çözümler üretme anlayisinda degiliz. Izmir 70-80 yildir göç aliyor, nüfusu sürekli artiyor. Bununla bas etmek tabi ki kolay degildi. Nüfusu 35 yilda iki kat artan bir kentte saglikli bir planlama yapamaz, yaptiginiz planlari uygulayamazsiniz. 3-5 yilda bir çikan imar aflari, seçime endeksli tavizler Türkiye’nin bütün büyük sehirlerini ayni noktaya getirdi.   

Simdi Izmir’in gelecegi adina üç önemli temel olusturuyoruz.

Birincisi kentin fiziksel durumunu düzeltecegiz. Bunun için kentsel dönüsümü hizlandiriyor ve afetlere karsi dirençli, çagdas bir altyapiyi olusturmak üzere yogun bir tempoda çalisiyoruz. Belediye sirketi IZBETON’u bu konuya devreye soktuk.

Bir yandan da kenti taskinlardan, su baskinlarindan kurtaracak yatirimlara çok önemli bütçeler ayirdik. Bu yil tamamlamayi hedefledigimiz 133 km’lik yagmur suyu hattinin yani sira 120 km’lik imalatin da yapimina baslayacagiz. Önümüzdeki bir kaç yil Izmir tarihinde en kisa sürede en fazla yagmur suyu hatti imalati yapilan dönem olacak. Bir daha halkimiza sel ve taskin felaketi yasatmamaya kararliyiz.

Ikincisi trafik ve ulasim sorununu kent tarihinin en büyük yatirimlariyla birlikte çözüyor, rayli sistem agimizi büyütüyoruz.

Üçüncüsü Izmir Tarimi basligi altinda hayata geçirdigimiz kirsal kalkinma modeli ile insanlarimizin dogdugu yerde doymasini sagliyor, kente göçü durdurup, issizlik sorununun çözümüne katki sagliyoruz.

Yani fiziki anlamda daha derli toplu, binalari güvenli, yesil alanlari, otoparklari ile daha yasanilabilir, ulasim anlaminda en uzak noktalara bile baglanan rayli sistemle erisilebilen, ekonomik anlamda ise göç ve issizligin çözümüne iliskin önemli adimlar atmis bir kenti hep birlikte olusturacagiz.

Su kitligi ile tarimsal kuraklik nedenleriyle yetersiz gida üretiminin açlik ve sefaletin yasanabileceginin üst perdeden dillendirildigi bir dönemde ‘Farkli Bir Tarim Mümkün’ söylemiyle kollari sivadiniz. Topragi, suyu ve tohumu önemseyen Izmir Tarimi basligi altindaki çalismalariniz nedir?

Yeni tarim politikamizin adi kuraklik ve yoksulluga karsi Izmir Tarimi… Bu Izmir’den baslayarak tüm Türkiye’de yeni ve farkli bir tarim ekonomisi insa etme projesi. Tarimda disa bagimliligimizi sonlandirmak için gelistirdigimiz, Izmir’den dogan yepyeni bir vizyon. 

Izmir Tarimi, ekonomik degeri yüksek ve suyu az tüketen stratejik ürünleri destekleyerek tarimsal sulamada harcanan suyu yüzde elli oraninda azaltmayi hedefliyor. Kurakliga karsi çiftçimizi ve sehrimizdeki milyonlari koruyor, içme suyu kaynaklarimizi teminat altina aliyor. Yeni politikamizin ikinci farki ise yoksullukla mücadele hedefi. Biz tarimi sadece tarlada yapilan ve sonlanan bir zirai faaliyet olarak görmüyoruz. Izmir Tarimi, tohum asamasindan baslayip son tüketiciye uzanan tüm süreçleri kapsiyor. Satis ve pazarlamayi en bastan planlayarak ürünlerimizin katma degerini büyütüyor, yoksullukla mücadele ediyor ve refahi artiyoruz. 

Izmir Tarimi dedigimiz modeli söyle özetleyebiliriz: Tarimsal su kullanimini yüzde 50 azaltarak içme suyumuzu koruyacagiz. Sulama ihtiyaci olmayan, ekonomik degeri yüksek, yerel tarim ürünlerini alim garantisi ile destekleyecegiz. Tarimsal ürünlerin markalasmasini ve pazarlamasini destekleyerek katma degerini büyütecegiz. Ihracat potansiyeli yüksek, nitelikli tarim ürünlerini, küçük üreticinin örgütlenmesini tesvik edecegiz ve çiftçilerimizin dogdugu yerde doyabilmesinin önünü açacagiz.

Kadinlarin ve gençlerin tarim ekonomisinde yeniden söz sahibi olmasini saglayip, kirsaldaki yasam kalitesini büyütecegiz. Topragi, suyu ve tohumu en dengeli sekilde kullanarak iklim kriziyle mücadele edecegiz. Yerli tohumlari ve hayvan irklarini yayginlastirarak tarima sahip çikacagiz. Sehirlerimizde yasayan milyonlarca insanin saglikli, güvenilir ve ekonomik gidaya erismesinin önünü açacagiz.

KENT TARIHININ EN BÜYÜK IHALESI

Türkiye’nin batiya açilan kapisi Izmir’de yasayanlarin en çok merak ettigi konularin basinda ulasim projeleri var. Ulasim projeleriniz hakkinda vereceginiz bilgiler çok önemli. Buca metrosu en çok beklenen yatirimlarin basinda geliyor. Bu konuda adim atilacak mi?

Izmir’in en kalabalik ilçesi Buca’yi metroya kavusturacak projenin yapimina bu yil baslamayi hedefliyoruz. Kent tarihinin en büyük yapim ihalesinin Nisan ayinda ilk etabini yapacagiz. Uluslararasi finans kuruluslariyla görüsmelerimizi tamamlama asamasindayiz. Projenin finansmanini sagladik. Araç alimlariyla birlikte 1 milyar 70 milyon avroluk bir is. Sadece Izmir’de degil Türkiye’de 2021 yilinda çikilacak en büyük ihalelerden biri olabilir. 15 Nisan’da ilk asamasini yapacagiz. 15 Haziran’da tekliflerin sonuçlanmasi ve degerlendirme süreçlerinin ardindan bir aksilik olmazsa Agustos, Eylül aylarinda Buca metrosunun temelini atmis olacagiz.

Diger yandan yüzde 12’lik kismi tamamlanmis halde devraldigimiz Narlidere metro insaatinin yüzde 73’ünü tamamladik. Bu hatti önümüzdeki yil devreye alacagiz. Bu çok önemli bir yatirim. Düsünün Narlidere Kaymakamlik istasyonundan metroya bineceksiniz, Bornova Evka 3’e kadar kesintisiz gideceksiniz.

Bir diger yandan 414 milyon 182 bin liralik yatirimla sözlesmesi imzalanan Çigli Tramvayi'nin temelini attik, yapimina basladik. Bu hatla Karsiya tramvayini Çigli’ye baglayacagiz. Çigli’de hem bir devlet hastanesi, hem organize sanayi bölgesi ve bir de Katip Çelebi Üniversitesi var. Bu bölgeyi Alaybey’e kadar baglayan 11,5 km’lik bir tramvay hatti yapiyoruz. 2023 yilinda da bu hatti hizmete açacagiz.

Sözün özü; görev süremin ilk dört yilinda toplamda 18,5 kilometrelik yeni metro ve tramvay hatlarini Izmir'in rayli sistem agina dahil etmis olacagiz.

Bununla da yetinmeyecegiz, Izmir’deki metro aginin bir diger fazi olacak Karabaglar-Gaziemir Metrosu uygulama projemiz ile ilgili güzergâh çalismalari tamamlanip ön projeler onaylandi. Bu konuda da hizli bir sekilde yol almayi planliyoruz.

ÇOK BÜYÜK BIR DÖNÜSÜM BASLIYOR

30 Ekim 2019’daki deprem yavaslayan kentsel dönüsümü bir kez daha gündeme tasidi. Depremzedeler ve kentsel dönüsüm kapsamindaki vatandaslari daha güvenli yapilara kavusturacak kentsel dönüsüm çalismalari hangi asamada?

Bugün 248 hektar alanda kentsel dönüsüm çalismasi yürütüyoruz. Çalismalara hiz kazandirmak için Izmir Büyüksehir Belediyesi sirketlerinin de ihalelere katilmasi için Meclis’te karar aldik. Böylece isin içine Büyüksehir istiraki IZBETON da dâhil oldu. 2016 yilindan bu yana yavaslayan bir süreç vardi; bunu hizlandirmis olduk. Bu sayede Örnekköy’de üçüncü ve dördüncü yapim etabina geçtik. Ege Mahallesi’nde yillardir beklenen dönüsüm basladi. Bu, göreve geldikten sonra yaklasik 1 milyar lira ihale bedeli olan dönüsüm için yapim isi anlamina geliyor. Ege Mahallesi’nde 418 milyon, Örnekköy’de ise 520 milyon liraya mal olacak bir projeden söz ediyoruz. 

Uzundere’de birinci etap kapsaminda 308 konut ve 33 isyerini hak sahiplerine teslim ettik. 436 konut ve 40 isyerinin yer aldigi ikinci etabin yapimini tamamladik. Hak sahiplerine anahtarlarini teslim ediyoruz. Örnekköy kentsel dönüsüm alaninda birinci etapta bulunan 130 konut ve 13 isyerini bitirdik. 170 daire ve 20 isyerinden olusan ikinci etabin yapimi için yüklenici firmaya yer teslimini yaparak temel atma asamasina geldik. Yaklasik bin adet bagimsiz bölümden olusan üçüncü ve dördüncü etabin yapimina yönelik IZBETON ile protokol imzalayarak yer teslimini yaptik ve mevcut yapilarin tahliyeleri ile yikimina basladik.

Kisacasi Izmir’de çok büyük bir dönüsüm hamlesi basliyor. Alti bölgede devam eden kentsel dönüsüm çalismalariyla beraber ruhsatli yapilar için de dönüsümü kolaylastiracak önemli bir adim attik. 30 Ekim depremi bize sadece gecekondu ya da kaçak yapilarin degil ruhsatli binalarin da dönüsmesi gerektigini gösterdi.  Bu kapsamda Izmir Büyüksehir Belediye Meclisi’nde 30 Ekim depremi sonrasinda agir ve orta hasarli olarak tespit edilen yapilar ile 1998 öncesinde ruhsat alan veya 6306 sayili yasayla riskli kabul edilen yapilarin dönüsümü için kolaylik saglayan düzenleme oy birligiyle geçti. Kentin yapi stoku envanterini çikarmak için de çalismaya basliyoruz. Belediye olarak binalara deprem zemin ve yapi niteligini anlatan yapi karnesi verecegiz. Bunun yaninda depremden etkilenen 5 bin 800 orta hasarli hane için bir model gelistiriyoruz. Bu konutlarin dönüsümü için vatandasin kaynak sorununu çözmek amaciyla Dünya Bankasi ile temastayiz.  

HER IMZAYI TEKRAR TEKRAR DÜSÜNÜYORUM

Izmir Büyüksehir Belediye Baskani Tunç Soyer’i yurttaslar makamina bisikletle giderken veya alisveris yaparken görebiliyor. Bu güne kadar herkes kendi penceresinden sizin profilinizi degerlendirdi ama siz nasil bir belediye baskani profili çizdiginizi düsünüyorsunuz?

Kudretini gösterisli makam odalarindan, çakarlari isildayan eskort araçlarindan, çevresini saran korumalardan alan bir kamu idarecisi degilim. Türkiye Cumhuriyeti kanunlarinin bana verdigi yetkiyi ve gücü sadece bu kent insaninin refahi ve mutlulugu için kullanmak istiyorum. Hiçbir makam kalici degildir. Bugün bu koltuklarda biz variz, yarin baskalari olacak. Kalici olan halkinizla kurdugunuz gönül bagidir, göreviniz süresince kente kazandirdiginiz eserlerdir. Attigim her imzadan önce, bu sehirde yasayan 4,5 milyon insanin hakkini hukukunu koruma sorumlulugu ve bilinciyle tekrar tekrar düsünmek, ince eleyip sik dokumak zorunda oldugumu biliyorum.