Tüpras, enerji sektörünün geleceginde de liderligi hedefleyen Stratejik Dönüsüm Plani kapsaminda öncelikli is alanlarindan olan “yesil hidrojen” üretimine yönelik çalismalarini hizlandirdi. Avrupa hidrojen pazarinin lider paydas kurulusu olan “Hydrogen Europe”a üye olan Tüpras, hidrojen alaninda iletisim agini güçlendirirken, Avrupa’da ve dünyada ayni hedefler dogrultusunda yürütülen hidrojen ekosisteminin bir parçasi oldu.
Avrupa odakli yesil hidrojen çalismalarina yön vermek ve bu alanda konsorsiyumlar yaratmak amaciyla kurulmus olan “Hydrogen Europe”, alaninda en önemli sektörel olusumlarin basinda geliyor. 20’den fazla ülkeden, aralarinda dünyanin önde gelen sanayi sirketlerinin de oldugu 350’den fazla endüstri kurulusunun, 103 arastirma merkezi ve üniversite ile 30 ulusal dernegin üye olarak yer aldigi Hydrogen Europe, hidrojen ve hidrojen yakit pili teknolojilerinin gelisimini ve bu gelisimin sahalara uygulanmasini destekliyor.
Enerji alaninda dünyaya yeni bir kapi açan yesil hidrojenin canli bir ekosistem olarak çalismasini ve ileriye dönük projelerle desteklenmesini hedefleyen Hydrogen Europe üyeligi ile Tüpras, platformdaki koordinasyon gruplarina dahil olmanin yani sira Temiz Hidrojen Ortakligi (Clean Hydrogen Horizon Joint Undertake) ve Ortak Teknoloji Girisimleri (Joint Technology Initiatives) projelerine katilim saglayabilecek.
“HIDROJEN DEGER ZINCIRINDE AB ILE TÜRKIYE ARASINDA ÇOK YÖNLÜ OYUNCU OLMAYI HEDEFLIYORUZ”
Hydrogen Europe üyeliginin, Tüpras’in, 2050’de Karbon Nötr olma hedefiyle,Türkiye enerji sektörünün temiz enerji dönüsümünde liderligi amaçladigi Stratejik Dönüsüm Plani kapsaminda önemli bir adim oldugunu belirten Tüpras Genel Müdürü Ibrahim Yelmenoglu, bu deger zincirinin bir parçasi olmalarindan duyduklari memnuniyeti dile getirerek, “Dönüsüm planimiz yeni enerji türlerine yönelik talebi karsilamak üzerine kurulu. Önemli yatirim alanlarimizdan biri de sifir karbonlu elektrik üretimi ve bu elektrigi kullanarak yesil hidrojen üretmek. 2030 yilina kadar yaklasik 1 GW’lik sifir karbonlu elektrik üretim portföyüne ulasmayi amaçliyoruz. Mevcut durumda Türkiye’nin en büyük hidrojen üreticisi konumundayiz ve stratejimiz dahilinde, elektrolizörlerle yesil hidrojen üretimine odaklaniyoruz. 2025’ten itibaren yesil hidrojen üretimine geçerek, hidrojen üretiminden olusan emisyonlarimizi 2040 yilinda sifirlamayi hedefliyoruz. 2030’da lojistik ve agir tasimacilik alaninda yesil hidrojen satisi yapmaya baslamayi, gelecegin yakiti olan yesil hidrojen deger zincirinde farkli alanlarda da faaliyet göstererek, ulasim basta olmak üzere farkli birçok sektöre hizmet veren, ihracat potansiyellerini degerlendirerek AB ile Türkiye arasindaki köprü konumunda çok yönlü bir oyuncu olmayi hedefliyoruz” dedi.
Yelmenoglu sözlerini söyle sürdürdü: “Hydrogen Europe üyeligimiz ile hidrojen alaninda iletisim agimizi güçlendirerek Avrupa’da ve dünyada ayni hedefler dogrultusunda yürütülen hidrojen ekosisteminin bir parçasi olabilecegiz. Bu ekosistemin canliligini gösteren güncel veri kayitlari ve istatistikler gibi çesitli dokümanlara erisim saglayarak sirketimiz içinde yayilimini yapabilecegiz. Ayrica, aktif üyeligimiz ile Avrupa bazli proje ortakliklarinda yer almak için erken firsatlarin takibi, paydaslik dagilimlarinda Tüpras’a öncelik taninmasi, hidrojen konusundaki bilgi birikimimizin diger sanayi kuruluslariyla paylasimi ile deger zincirinin önemli bir parçasi olacagiz. Hydrogen Europe üyeligimizin sirketimizin hedeflerine önemli katkilar saglayacagina inaniyorum.”
