17 Mayis Hipertansiyon Günü Limon ve sarimsak tansiyon düsürüyor! Basiniz agriyor ve dönüyorsa dikkat!
Kalp krizini tetikliyor, beyin damarlarinda anevrizmaya (baloncuk) yol açtigi için inmeye neden oluyor, böbrek fonksiyonlarini ve görmeyi bozuyor... Hayati risk tasiyan bu saglik sorunlarina yol açan bu faktör, yüksek tansiyon! Ülkemizde her üç kisiden biri yüksek tansiyon hastasi. Üstelik sagliksiz beslenme ve hareketsiz yasam tarzi giderek daha fazla kisinin tansiyon sorunu yasamasi anlamina geliyor. Acibadem International Hastanesi Kardiyoloji Uzmani Dr. Aslihan Eran Ergöknil, hiçbir belirti olmasa bile tedavi edilmeyen yüksek tansiyonun vücuda hasar verdigine dikkat çekerek “Yüksek tansiyon özellikle kalp, damar sistemi, göz, beyin ve böbrekler üzerinde olumsuz etkilere sahip. Beyin damarlarinda anevrizmaya, kalp yetersizligi ve kalp krizi riskinde artisa yol açabiliyor. Bu nedenle yüksek tansiyon yasayan herkesi, yasam tarzini mümkün olan en kisa sürede degistirmek zorundadir. Dogru beslenme ve egzersiz ile stresten uzak kalmak her seyden önce gelir.” diye konusuyor.
Her kalp atisinda vücuda pompalanan kanin damar duvarlarina uyguladigi baski, tansiyon olarak tanimlaniyor. Halk arasinda “büyük tansiyon” olarak bilinen sistolik basinç, kalp attiginda kalp kasinin kasilmasiyla oksijenden zengin kanin damarlara pompalandiginda ortaya çikiyor. Diastolik kan basinci ise kalp kasi gevsediginde kan damarlarinda olusan basinç olarak tanimlaniyor ve “küçük tansiyon” olarak biliniyor. Sistolik basincin 120 mmHg ve diastolik basincin 80 mmHg düzeyinde olmasinin “normal tansiyon” olarak tanimlanabilecegini anlatan Dr. Aslihan Eran Ergöknil, “Hipertansiyon nedenlerine göre esansiyel yani primer ve sekonder olarak iki gruba ayrilir.” diyor.
Primer gruptaki hipertansiyon faktörlerinde yas ve kalitsal yatkinlik öne çiktigini belirten Dr. Aslihan Eran Ergöknil, söyle devam ediyor: “Yasam tarzi, obezite, asiri tuzlu besinler, yüksek alkol tüketimi, egzersiz eksikligi, sigara, stres veya dogum kontrol haplari gibi bazi ilaçlar da bu esansiyel hipertansiyonun nedenidir. Sekonder hipertansiyona yol açan etmenler olarak da böbrek dolasim sorunlarini ve hormonal bozukluklari sayabiliriz. Bu nedenlerin tedavileri sonrasinda hipertansiyon da gerilemektedir.”
Yüksek tansiyonun en önemli belirtisi ise bas ve ense agrisi ile bas dönmesi. Ayrica nefes darligi, çarpinti, gögüs agrisi, görmede bozukluk da olusabilecegini belirten Dr. Aslihan Eran Ergöknil, seyrek olarak da halsizlik, yorgunluk, kulaklarda çinlama, ciddi yüksek seviyelerde de burun kanamasi, gece uykudan uyanip idrara çikma ve bacaklarda sislik gibi belirtilere de rastlandigini kaydediyor.
Ülkemizde hipertansiyonun görülme sikligi son derece yüksek. Ülkemiz nüfusunun yüzde 31.2’sinin tansiyonunun 140-90 mmHg düzeyinin üstünde oldugunu belirten Dr. Aslihan Eran Ergöknil, “Kadinlarda bu oran yüzde 36, erkeklerde ise yüzde 30 civarindadir. Yüksek tansiyon 50 yas alti erkeklerde, kadinlara göre daha siktir. 50 yas üstünde ise kadinlarda daha sik görülmekte ve toplamda kadinlardaki oran daha fazla izlenmektedir. Bunun da en belirgin nedeni kadinlardaki menopoz dönemindeki hormonal degisimlerin etkisidir.” diye bilgi veriyor.
Kan basincinin 140/90 mm Hg üzerinde olmasi kisinin hipertansiyon hastasi olabilecegini gösteriyor. Ancak taninin fizik muayene, elektrokardiyogram, ekokardiyografi, 24 saatlik kan basinci takibi (tansiyon holter) ve laboratuvar testleri ile konuldugunu anlatan Dr. Aslihan Eran Ergöknil, “Hekim kontrolünde yapilan bu testler, hastaligin derecesini ve tedavi süreçlerini de belirler. Tani için tansiyon en az 1 haftalik tansiyon takibi gerekir. Böylece hastanin ortalama tansiyon degerlerini görmek ve hipertansiyonun evresini tespit etmek mümkün olabilir. Yüksek tansiyon hafif, orta ve agir olmak üzere üç evrede ele aliniyor.” diyor.
Günümüzde yüksek tansiyon tedavisinde etkili ilaçlar bulunuyor. Farkli aktif bilesenlerin kombinasyonu ile birçok hastaya en iyi sekilde yardimci olundugunu kaydeden Dr. Aslihan Eran Ergöknil “Doktorun sanati, her birey için en etkili kombinasyonu belirlemede yatmaktadir. Bu hastadan hastaya degisir, yani hastanin genel risk profili, kardiyovasküler hastaliklar için bireysel risk faktörlerinin toplami, obezite, sigara, alkol tüketimi, diyabet, yüksek kolesterol seviyeleri gibi faktörler ile tip geçmisinde kalp krizi, felç gibi öykülerin olmasi hastaya göre tedaviyi sekillendirmektedir.” diye bilgi veriyor.
Bazi sebze ve meyveler, yüksek tansiyonun düsürülmesinde etkin rol oynuyor.
Limonun kan damarlarinin esnekligini sagladigini ve kan basincini düsürdügünü ifade eden Dr. Aslihan Eran Ergöknil, diger besinler hakkinda da su bilgileri veriyor: “Sarimsak da halk arasinda tansiyon düsürücü etkisi en çok bilinen besindir. Içerigindeki nitrik asit ile hidrojen sülfür, kan basincini düsürür. Ayrica havuç, domates, kereviz, muz ve kayisinin da tansiyon degerlerinin artisina engel oldugu biliniyor.”
Saglikli beslenme ve spor
Hipertansiyondan korunmak için yapilmasi gerekenlerin basinda beslenmeye dikkat etmek geliyor. Beden kitle BMI 25'ten az olmasi gerektigini vurgulayan Acibadem International Hastanesi Kardiyoloji Uzmani Dr. Aslihan Eran Ergöknil, diger önerilerini söyle siraliyor:
• Az yagli beslenmeye dikkat edilmeli, hayvansal yaglar yerine kaliteli bitkisel yag tüketimine özen gösterilmeli.
• Beyaz un, makarna ve tatli yiyecekler gibi basit karbonhidratlardan uzak durulmali.
• Kan sekeri seviyesini çok fazla etkilemeyen ve böylelikle vücut agirligini düsürmeye yardimci olan tam tahilli ürünler tüketilmeli.
• Çok fazla tuz da kan basincini artirdigindan, tuz bakimindan zengin gidalardan kaçinilmali, tuz tüketimi azaltilmali.
• Jambon, füme et veya kurutulmus balik gibi islenmis veya tuzlanmis et ve balik ürünleri, sosis ve sosis ürünleri ile sodyum içerigi yüksek peynirler, posetlerde hazir yemekler, konserve yiyecekler ve çorbalar, tuzlu atistirmaliklar ve cipslerin yani sira tuzlu findik ve patates kizartmasi gibi yiyeceklerden de uzak uzak durulmali.
• Haftada yaklasik üç kez 30 ila 45 dakikalik egzersiz, yürüyüs yapilmali.
• Sigaradan uzak durulmali, alkol tüketimi azaltilmali, stres seviyesi düsürülmeli.