WHATSAP SÖZLESMESININ BILINMEYENLERI

WHATSAP SÖZLESMESININ BILINMEYENLERI

Bu sözlesme ile mahremiyet ortadan kalkiyor mu?

 

En çok kullanilan uygulamalarin basinda gelen WhatsApp, köklü bir degisiklige giderek gizlilik sözlesmesi ve veri paylasimi kurallarini degistirdi.

Bu degisiklik ile ilgili bilinmeyenleri anlatan Iletisimci Yazar Baris Karaoglan, kullanicilarin bu sözlesmeyi onaylarken bir kez daha düsünmeleri gerektiginin altini çizdi. 

 Avrupa Birligi üye ülkelerinde yasayan kullanicilarin verilerinin diger sirketlerle paylasilmayacagi bildirilirken ülkemizde ayni durum geçerli degil, sözlesmeyi onaylamayanlar 8 Subat 2021 tarihi itibariyle uygulamayi kullanamayacaklar. 

 Bu durumun  ülkemizde nasil sonuçlar dogurabilecegine dikkat çekmeliyiz. WhatsApp, yeni sözlesmede önemli olan detaylari, cümlelerdeki kilit kelimelere sakliyor. Mesela, “Facebook sirketlerinin bir parçasi olan WhatsApp diger Facebook sirketlerinden bilgi alir ve bu sirketlerle bilgi paylasiminda bulunur” cümlesini, sözlesmenin “Diger Facebook Sirketleri ile Nasil Çalisiriz?” basliginin altinda konumlandirmis. 

 Masum gibi görünse de buradaki “bilgi paylasiminda bulunur” kullanimi, her türlü bilgiyi ve istatistigi paylasacagi anlamini tasir.  Peki bunun nasil bir sakincasi olabilir diye sorguladigimizda, Facebook sirketinin, 2016 yilinda Amerika Birlesik Devletlerinde yapilan ve Donald Trump zaferi ile sonuçlanan Baskanlik seçimini dogrudan etkiledigini herkes biliyor. Sirketin CEO’su Facebook verilerini üçüncü taraf ile paylasmakla suçlanarak bu konu ile ilgili yargilaniyor. Bu pencereden baktigimizda aslinda kisisel verilen ne kadar önemli oldugunu artik hepimiz biliyoruz.

 WhatsApp, yazismalarin uçtan uca sifrelendiginin vurgusunu yapiyor ama bu durum verilerin depolandigi gerçegini maalesef degistirmiyor. Yani tüm verilerimiz sirketin ana makinasinda bir algoritma ile depolaniyor. Simdi ise bu algoritmanin Facebook ile paylasilacaginin onayinin istendigi sözlesme aslinda ciddi bir veri aktariminin her türlü konu için kullanilabilecegini anlamini tasiyor.

 Aslinda sözlesmede bir güvenlik açigi ya da benzer durumlarda sanki veri güvenliginin saglanabilmesi için kullaniciyi korudugu izlenimi yaratilsa da cümleler içerisine saklanan kelimeler bu durumun aslinda tam olarak böyle olmadigini da kanitlar nitelikte. 

 

Prof Hukuk Bürosunda da Iletisim ve Medya Danismani olan Baris Karaoglan, ayni zamanda Kisisel Verilerin Korunmasi Kanununun, bu kadar gündem oldugu bir dönemde WhatsApp tarafindan yapilan böyle köklü bir degisikliginde sorgulanmasi gerektigini vurguladi. Çünkü bir kisiye ait “özel” veri “kisisel” bir veri niteligi tasiyor, bu durumda kullanici, gizlilik sözlesmesini kabul ederek kisisellesmis verilerin tamaminin baska bir sirket ile paylasilmasina riza vermis oluyor. 

 

Hani bir sayfadan bir ürün arastiririz ve artik karsimiza bin defa o ürün ya da benzer ürünle ilgili reklamlarla karsilasiriz ya, bu durumun WhatsApp gizlilik onayinin verilmesinden sonra baska algoritmalarla ve baska yeni yapay zeka yazilimlari ile karsilasabilecek olmamiz da apayri bir konu olarak karsimiza çikiyor.

 

Kisisel yazismalarin çogunlukla oldugunu düsündügümüzde, WhatsApp aslinda ciddi bir veri madenciligi (data mining) yapabilecek bir uygulamadir. Yazistigimiz gruplar, ilettigimiz mesajlar, resimler, videolar, yaptigimiz yorumlar, verdigimiz cevaplar, kullandigimiz emojiler dahil hepsinin bir algoritma ile nasil aliskanliklarimiz oldugunu tam anlami ile ortaya koyabiliyorken ayni zamanda kisiligimiz ile ilgili de ciddi bir veri olusturuyor. Alisverimizde neleri tercih ettigimiz, hangi tarz müzikler dinledigimiz, ne tür filmler-diziler izledigimiz, hangi video tarzlarinin en çok ilgimizi çektigi, siyasi görüslerimiz, politik tavrimiz, okudugumuz gazeteler, dergiler, yazarlar, elestirdigimiz olaylar-konular. Bunlarin tamami bir algoritma ile kullaniciya ait bir veri haline getiriliyor, bu da aslinda ürünün “kullanicinin kendisi” oldugu gerçegini bir kez daha gösteriyor. 

 

Yani kullaniciyi bir ürün haline getirerek pazarlayabilecegi iznini açik açik kullanicidan almak isteyen sirketin bu zorunlu onayina ciddi itirazlar da gelmeye baslamis durumda, öyle ki, Elon Musk “Use Signal” yani “Signal Uygulamasi Kullanin” diye Tweet atarak kizginligini ve tavrini belirtmis durumda. Kullanicilarin ise Signal, Telegram, Viber, Bip ve benzeri uygulamalari indirip denemeye basladiklarini söyleyebiliriz. Verinin günümüz dünyasinda ne kadar önemli bir kaynak oldugu gerçegini unutmadan, bu tarz kisisel bilgilerin her türlü konu için kullaniciyi olumsuz yönde de etkileyebilecek durumlari da olusturacagini düsünerek, gizlilik sözlesmesine onay verirken bir kez daha düsünmemiz gerektigini hatirlatmaliyiz.