Önceki döneme ait Meclis görüşmelerine katılırdım.
Dersine çalışmadan gelen muhalefet Meclis üyelerinin karşısında.
Dersine iyi çalışıp Meclis’e gelen bir Başkan vardı.
Aliağa’dan bahsederken evinden, şirketinden ya da esnaf dükkânından bahsedercesine.
Hâkim bir görüntü vardı.
Şehrül- emin havası ile her meclisten adeta muhalefetin içinden geçerdi.
Şimdi mi?
O yılların kredisini kelime oyunları.
Manipalsyona dayalı açıklamalara yerini bırakmaya başladı.
Nitekim en son Meclis görüşmeleri bitimine doğru siz deyin halt.
Ben diyeyim hata yaptı ki;
Hiç yakışmadı.
Öncelikle kamuoyunu yanılmak bir Şehrül-emin’in yapacağı şey olmamalı.
You tube den meclis görüşmesini izlerseniz.
Yaklaşık 1 saat, dokuz dakika sonra CHP Meclis Üyesi İbrahim Doğangül ile yaşanan diyalog.
Olmadı.
Olmadı başkan.
Konuşmanın bir yerinde.
Sayın Doğangül, sağlıkla ilgili açıklamayı yaparken araştırıp geldiğini söylüyor.
Teşekkür yerine samimiyetsiz bakış açısı ile öyle şeyler söyledi ki; Daha Hastanenin öncesi ve sonrasında kaç yatak sayısına sahip olduğundan haberi yok.
Petkim tesisleri içerisindeki Hastane 100 yataklıydı.
1994 yılında Devlet hastanesi temeli atıldığında 50 yataklı olarak planlanmıştı.
Bu iki hastane 2005 te birleştirilince Petkim içerisinde yer alan hastane kapatılmıştı.
Muhtemelen bu iki hastane yatak sayısı aklında kalan.
Bilgisizce iddia da bulunması da bundan olsa gerek diye düşünüyorum.
xxxxxxxxxxxxxxx
“sal çayıra, mevlam kayıra” moduna geçilmiş.
Başkan;
Aliağa’yı en azından Google’den değil.
Kurumların web sitelerinden takip edersen.
Hem vatandaşı, hem de sana oy verenlere hayal kırıklığı yaşatmazsın.
Kamuoyunu böylesine yanıltırsan.
Yücelmez, aksine küçülmeye başlarsın.
Bir önceki seçimde Çağatay Güç 600 küsür oy daha alabilseydi.
Bugün o koltukta yoktun.
Bir sonraki seçimde bu halk seni bütünlemeye de bırakmaz he.
Kurtlar kışı geçirir de yedikleri ayazı unutmazlar.
Emin ol unutmamışlardır..
Xxxxxxxxxxxxxxxx
Sütten çıkmış ak kaşık.
Topu evirip çevirip nasılda basına attın?
Yanlış bilgilendirmeye devam ederken suçluyu da buldun.
Helal olsun sana.
Basını da kınadın.
Keşke kınım kınım kınasaydın.
Hani senden gelen yanlış bilgiyi düzeltme yerine.
Israrla yalan demeyelim, yanlış bilgi.
Hadi gel düzeltelim.
Sağlık Bakanlığı.
Aliağa Belediyesi.
Kaymakamlık.
Bu kurumların web sitelerini incelersen.
Aliağa Devlet Hastanesinin yatak sayısının 65 olduğunu.
Yatak kapasite artırımının da 10 yatak ile palyatif servisinin yatak sayısının artırımı ile 75 e çıktığını görürsün.
Israrla 150 yatak sayısına ulaştığını iddia etmen.
Hayret verici.
Üstelik o kadar eminsin ki.
Suçluyu da buldun.
Yerel basın.
Helal olsun.
Xxxxxxxxxxxxxxx
Eskiden Belediye başkanı olarak tüm Aliağa’lıya hitap eden şeyler yaparken.
Belli ki zaman seni de değiştirmiş.
İlgi alanların değişmiş olacak ki.
Bilmediğin şeyleri de biliyormuş edası ile sunuma devam ediyorsun.
Şunu mu demeliyiz?
Çok şey değişti.
Yola çıktıklarımız değişti.
Dünlerde vefa duyduklarımız değişti.
Ağabeyiler, kardeşler değişti.
Aliağa’lıya bakışım değişti.
Bu yüzdendir ki; Kurumları konuşurken bile dikkat etmeler değişti.
İlgi alanlarım değişti.
Mesela Bu günlerde üstüne vazife olmayan CHP İlçe Başkanlığı seçimlerine karşı ilginde değişti mi?
Örneğin; el altından desteklediğin direk ya da en direkt adayın var mı?
Üzerine vazife olan işleri bırakıp.
Vazife olmayan işlerle uğraşıyorsan.
Merak ediyorum neyin telaşı.
Kara mı göründü?
Yola çıktıklarını yolda buldukların değişince.
Sıkıntı mı başladı?
xxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Aliağa basını ile iyi ilişkiler içinde olduğunuz kulağıma kadar geliyor.
Hayırlı olsun.
Basını suçlayan bu açıklamana Aliağa basınından hiç ses soluk çıkmaması.
Yakın ilişkilerinin sonucu mu?
Basını suçlamana rağmen
Basındaki bu sessizlik neyin alameti?
Gene beynim yanmaya başladı.
Sorulara girdim mi?
Ardı arkası gelmiyor.
Soruların bir kısmında başka yazılarıma bırakayım.
Kalın sağlıcakla…