KİMİN ELİ KİMİN ŞEYİNDE ?
Bizdeki de mide be kardeşim.
Bazen diyorum; "yav ne halleri varsa görsünler yeter yaa"
Sonra diyorum; "sen yanmazsan, ben yanmazsam eğer, orası burası dansözlerden beter oynayanlar, bu şehrin anasını laciverte boyar"
Neyse.
Gelelim asıl ve en önemli meseleye.
Şu sıralar eğer bir masada oturup sohbet ediyorsanız sakın masadan kalkmayın.
Çünkü kalktığınız gibi sizin arkanızdan hunharca sallayacaklar, o masadakiler.
Ama kulağıma pis kokular geldi !
Siyasetin kol gezdiği mekanlara dinleme cihazları yerleştirilmiş diye duydum.
Kim yerleştirmiş, nerelere yerleştirmiş bilmiyorum ama duyduğuma göre elliden fazla ses kayıt cihazı bir yerlerde kayıt yapıyormuş.
Bu kayıtlar düzenli olarak dinlenip karşı hamleler geliştiriliyormuş.
Bir siyasi hamle yapıyorsun, iki saat sonra yerle bir oluyormuş.
Kim ne zaman duydu da hemen çomak soktu.
Akıl alır gibi değildi.
Şimdi bende hak vermeye başladım bu dinleme mevzuna.
Benden söylemesi.
Bence herkes kendine çeki düzen vermeli.
Neyi, nerde söylediğine dikkat etmeli.
Seçime günler kala, sosyal medyada, dostların birbiri hakkında söylediği olumsuz sözler, küfürler servis edilirse, zannediyorum Aliağa'da sokakta gezecek çok siyasetçi kalmaz.
Nuh abinizi dinleyin.
Az konuşun, hiç dedikodu yapmayın.
Dinleniyor olabilirsiniz.
Birileri sizi dinliyor olabilir ama siz bu abinizin söylediklerini dinleyin.
Sonra kendinizi anlatacak vakit bulamayabilirsiniz.
Unutmayın.
Dinleniyor olabilirsiniz.
Az konuşun.
Az.
