Hayrettin Yıldırım

Tarih: 21.10.2025 18:45

HAYIRLI OLSUN BAŞKAN

Facebook Twitter Linked-in

 

Siyaset basamaklarını hızla çıkmaya başladın.

Hak ediyor musun?

Sonuna kadar.

Genç, dinamik.

Çalışma azmi ile dolu bir adamsın.

Seni yürekten kutluyorum.

Yeni göreve başladın.

Bu günlerin çok yoğun geçecek, biliyorum.

Devamında bu yoğunluk daha da katlanarak büyüyecek.

Bilirim;

Bir şeyi yapıyor görünmek için yapmazsın.

Sonuna kadar gider,

Sonuç almadan, işin peşini bırakmazsın.

Bir büyüğün, ağabeyin olarak,

Senden beklentilerim var.

Bunca yıldır İzmir CHP siyasetinin, 

Genelde, merkezde ya da ilçe binalarında görüşmeler şeklinde siyaset yaptığı algısının yıkılması lazım.

Merkez, devamında ilçeler ve İlçe başkanlıkları şeklinden kurtulmalı.

Tabi ki, bunlar da olmalı.

Ancak bu kez farklı olmalı diye düşünüyorum.

Bu kez farklı olmalı.

Köylerden başlayıp,

İlçelere, devamında da merkezde devam etmeli.

Ekonomik krizle boğuşurken, 

Öte yandan çok daha büyük mağduriyetler görünmüyor gibi görünebilir.

İşin, işiniz kolay değil.

Tunç Soyer döneminde yaşanan iki büyük felaketin bedellerini ödüyorsunuz.

Pandemi ile Bornova’da yaşanan deprem sırasında ödenmeyen SSK borçları.

Tunç Soyer’in bu arada başka seçeneği de yoktu;

Herkes aynı şeyi yapardı.

Halkın o zor günlerinde yanında oldu.

Bu da size bugünlerde ağır bir yük olarak yansıdı.

Hükümetin finans kaynaklarınıza blokaj etmesi sizi zor duruma soktu.

Birileri bu durumu görmek yerine,

“Partiyi, İzmir’i sadece siyasal istikbal olarak görenler.”

Acımasızca saldırdılar; ancak siz buna rağmen durmadınız.

Yılmadan çalışmaya devam ediyorsunuz.

İşte tam da burada yetişilemeyen,

Yetişilse de yetersiz kalınan,

 Memnuniyetsizlik yaratan bazı reflekslerden kurtulmak gerek diye düşünüyorum.

Bugün (18.10.2025) göreve başlarken yaptığınız açıklamada,

“Ekonominin, kadın haklarının, çevrenin, barınmanın konuşulduğu politikalar belirlemeyi düşünüyoruz. Çünkü halkın sorunları var. Bir parti içi sorunlar yerine halkın sorunlarını konuşacağız”dedin.

Tüm bunlar çok yerinden tesbitler.

Tam da olması gereken.

xxxxxxxxxxxxxxxxx

Kınık köylüsünün kavunu, 

Torbalılı’nın pırasası, karnabaharı, inciri, şeftalisi.

Ödemişli’nin nohutu, çökelek peyniri, salçası.

Beydağı’nın zeytinyağı, peyniri

Bayındır’ın zeytini, silajlık mısırı.

Çeşme’nin, Foça’nın, Dikili’nin turizmi

Tire’nin süt ürünleri, tahin pekmezi, çekirdekli, çekirdeksiz üzümü. 

Bergama Kozak Yaylası Altın madeninin vahşi depolaması öncesinde, son borsada 536 milyon dolarlık ihracat yapmıştı.

Şimdi mi?

Çoğu ya mobilyacılara ya da odunculara ağaçlarını satıyor.

 

Tüm ilçelerimizde köylülerimiz ya ürettiklerini değerinde satamıyor ya da üretmek daha pahalıya mal olacağını düşündüğü için babadan- atadan kalma arazilerini satıyor.

Bunun en net örneği Seyrek köy, Gerenköy ve Menemen Ovası’nda yaşanıyor.

Tarımsal sit olan verimli araziler, ya dışarıdan birileri tarafından yerli işbirlikçilerle toplatılıyor.;

Ya da bir tesise dönüştürülüyor.

Ayrıca çekirdeksiz üzüm üretiminde Dünya’nın bir numarası olan o ovada,

Türlü sahtekarlıklarla sanayi kuruluşlarının beton yığınları yükseliyor.

Gidin bakın.

Mesela Mermer işleme, hurda, rüzgar gülleri depolama vs.

Gibi tesislerin ruhsatları;

Ya besi damı ya da hayvan yemi depolama alanı.

Köylerimizin bu şekilde bir anlamda yağmalanmasının önüne geçecek politikalar üretmek zorundaymışsın gibi görünüyor.

Merkezlerdeki STK’lar tabi ki çok önemli.

Kentin sorunları ile boğuşurken, çevremizi kıyı köşeyi başkaları çok da güzel manipüle ediyor.

Bu durum da oy kaybına neden oluyor.

Xxxxxxxxxxxxxxxxx

Bilirim.

Sen çok güzel bir ailenin evladısın.

Annenin ve babanın eğitimci,

Öğretmen kimlikleri ile Aliağa’da her evde bir öyküleri var.

Saygıya ve sevgiye dayalı.

Boynuz kulağı geçer derler.

“GÜÇ” soyadını Aliağa’ya yazdılar.

Hadi bakalım sıra sende.

O annenin ve babanın oğlu olarak.

“GÜÇ” soyadını İzmir’e yazdıracağından hiç şüphem yok.

Sağlıkla ….


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —