İlk defa bir köşe yazısına başlık atmakta karasızlık yaşıyorum.
Acaba hangisi olsa?
Karaktersizlik mi?
Omurgasızlık mı?
Şark kurnazlığı mı?
Utanmaz, aymazlık mı bilemedim.
Yazının sonunda siz karar verin gari.
CHP’de demokrasinin devamlılığı için, kısa bir süre önce parti üyelerinin Yeni İlçe Başkanlarını seçme yarışı başladı.
Da bazı yerlerde tam da öyle olmuyor.
Maalesef.
Bunlardan biri de Foça.
Yahu!
Yaptığınız rezaletleri kaleme almaktan mideme kramplar giriyor.
Yazıyorum, anlatıyorum.
Sizde nasıl bir feraset var ki.
Her gün bir rezalete imza atmaktan utanmıyor.
Sıkılmıyorsunuz.
Utanma, arlanma duygunuzu mu kaybettiniz?
Pes, vallahi de billahi de pes.
Yine ben yazacağım, ben okuyacağım.
Biliyorum.
Ders almıyorsunuz.
Düşünmüyorsunuz.
Ayıp duygunuzu kaybettiğinizi düşündürtüyorsunuz.
Anladım sizin derdiniz başka.
Yahu çocuklarınızdan, torunlarınızdan da mı utanmıyorsunuz?
Yarınlarda bu halk sizi başarılı çalışmalarınızla anmayacak.
Çünkü yok.
Peki sizi ne ile anacak?
Anladınız siz;
Bunu da mı düşünmüyorsunuz?
Nasıl bir şeye dönüştünüz?
22 Ağustos; (dün) akşam saatlerinde telefonla sade bir vatandaş aradı.
Duyduklarıma inanamadım.
Kurcaladım, araştırdım.
Maalesef üzülerek yazdığım soruları yazdıran hikâye;
Siyasi fırıldaklığın kitabını yazan.
Duruma göre güç dengeleri değiştiğinde,
Hani derler ya “ babasını bile satar” türünde siyasi duruşu olan.
Her dönemde de siyasi kazancı ekonomik kazanca dönüştürmekte maharet sahibi.
Nitekim Foça Bağ Kent Müdürlüğü yaparken, aynı zamanda Foça CHP İlçe Başkanlığını da yürüten.
Bulunmaz hint kumaşı.
Bir zamanlar Aliağa Yerel Hizmetler Müdürlüğü yaparken de; personeli canından bezdirdiği için,
Kafasına sandalye yiyen,
Devamında bir güzel dayak yiyen,
Personel ifadeleri sonrasında da; bana göre başka bir ilçeye sürülen,
Devlet memuru olduğu halde,
Ne zaman bir fırıldak çevrilecek olsa,
Engin bilgisine başvurulan (Günal Biçer’den bahsediyorum) kişi ile.
(Bu arada birkaç gün önce Eski Başkanlardan birini arayıp.
Bu seçimlerde yokum.
İlçe başkanlığına aday olursan sadece seni desteklerim dememiş miydi?
Ne değişti de gene sahneye çıktın?
Nasıl bir pazarlık içindesin?
Kimi işe sokma çaban ya da….
Allah’tan ne olduğun herkes biliyor da ciddiye almıyor.)
2004-2009 yılları arasında Yenifoça Belediye Başkanlığı yapmış olan Osman Yurtseven.
(Yıllar geçmesine rağmen çocukluğumdan bu yana tanıdığım ama o yıllardaki başarıları yüzünden hala “Başkanım” dediğim)
Foça Belediye Binasında bir araya geliyorlar.
Yanındakileri saymıyorum bile.
Onlar “el kaldır- el indirciler”.
Onun için meclis üyesi olanları, kaile bile almıyorum.
Önlerinde üye listeleri, delege seçimleri ile alakalı çalışma yapıyorlar.
Yahu herkesi anlarım da.
Zira herkes kendine yakışanı yapar.
Osman Yurtseven (başkanım) sende mi?
O belediye binası.
Babanızın malı mı?
Bu nasıl bir hadsizlik, aymazlık.
Bunu yaparken niye Belediye Binası?
Delege ya da üye yapmak istediklerinize güç göstergesi mi sunuyorsunuz?
Yoksa Belediye ile işi olacaklara ödül ya da aba altından sopa gösterme çabası mı?
Arkadaşlar mevcut İlçe Başkanı Yunan Gavuru değil he.
Delege çalışması yapıyorsunuz, karşısında mertçe bir aday bile çıkarmıyorsunuz.
Delege oylama sonucuna göre.
İyi sonuç çıkarsa “A”
Kötü sonuç çıkarsa “B” mi?
Bu ucuz, zavallı şark kurnazlığı değil de ne?
Nasıl insanlara dönüştünüz?
Öte yandan Belediye Başkanının da benzer çalışma ile Yenifoça’da uğraşı içinde olduğunu duydum.
İnanmadım.
Yok artık dedim.
Saniye Hanım, salt Foça CHP’lilerin Başkanı değil.
Tüm Foçalının Belediye Başkanı.
Bu kadar makamını ucuzlaştırmaz bir başkan.
Üstelik tüm (maalesef) CHP’lilerin oyu ile Başkan oldu.
Dilerim söylenenler dedikodudur.
Bakar mısınız?
Parti içi şölene dönüşmesi gereken bir seçim.
Antin kuntin işlerle neye dönüşüyor.
Seçimle gelenin seçimle gitmesi ilkesine inanan CHP üyelerinin oylarını manipüle etmek adına, ne tezgâhlar dönüyor.
Kendinize yazık etmeniz sizin tasarrufunuz, bir şey diyemem.
Foçalı seçmene, Foça’ya yazık ediyorsunuz.
Bırakın şölen olsun.
Bırakın Foça kazansın.
Bırakın kardeşlik kazansın.
Bırakın partiniz kazansın.
Bırakmayacak mısınız?
Siz bilirsiniz.
Foçalı (muhtemel üç beş yalaka hariç)sizi bırakacak.
Arkanızdan anılar anarak değil ama.
Nasıl mı?
Yaşayıp göreceğiz
Yazıyı okudunuz.
Hadi söyleyin.
Başlığı ne olsun?